ويكيبيديا

    "صديقه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • arkadaşının
        
    • arkadaşını
        
    • arkadaş
        
    • dostu
        
    • arkadaşım
        
    • arkadaşıyla
        
    • arkadaşıyım
        
    • arkadaşın
        
    • kız arkadaşı
        
    • arkadaşısın
        
    • dost
        
    • dostunu
        
    • arkadaşıydı
        
    • arkadaşından
        
    • arkadaşları
        
    Bir arkadaşının tiyatro gösterisine gittik, sonra çatı katında, bir partiye. Open Subtitles لقد ذهبنا الى عرض صديقه المسرحى وبعد ذلك إلى حفلة مملة
    O adamlardan biri o çocuğu hastanelik etti ve arkadaşını öldürdü. Open Subtitles أحد هؤلاء الرجال أخذ هذا الطفل إلى المستشفى و قتل صديقه
    Sen sadık, yakın arkadaş olmalısın. Ben yıldızların altında yaşıyorum. Open Subtitles لا بد أنك صديقه المخلص أنا الذي يسكن تحت السلالم
    Şüphesiz ki, Akhilleus, dostu Patroklos'u kurtarmak için kendini tehlikeye atar, hatta canını bile verirdi. TED قد ضحى أخيل بالتأكيد بحياته أو أعطى حياته ليحمي صديقه باتروكلوس.
    Aslında, benim bir arkadaşım var gibi. Charlotte Barnes'ı tanıyor musun? Open Subtitles في الحقيقه ربما يكون لدي صديقه واحده هل تعرفين شارلوت ؟
    Sonra onun en yakın arkadaşıyla takılmaya başladım şimdiki saplantısı sadece beni izlemek. Open Subtitles ومن ثم بدأت اعبث مع صديقه المقرب والآن اصبح مهووس بمراقبتي
    İyi bir arkadaş asla söylemez Mary. Ama ben Simon'un da iyi arkadaşıyım. Open Subtitles انت صديقه جيده لانك لن تبوحي بالسر ولكني صديق جيد لسايمون ايضا
    Eğer iyi arkadaşın olsaydı, tarifi sana kendisi verirdi. Open Subtitles إذا كنت صديقه حقاً، لأعطاك الإتجاهات بنفسه.
    Bir arkadaşının tiyatro gösterisine gittik, sonra çatı katında, bir partiye. Open Subtitles لقد ذهبنا الى عرض صديقه المسرحى وبعد ذلك إلى حفلة مملة
    11 yaşımdayken, babam bana arkadaşının eve geldiğini söyledi ve ne derse yapmam gerektiğini, yoksa dayak yiyeceğimi söyledi. Open Subtitles وعندما كنتُ في سن الحادية عشر أخبرني والدي بأن صديقه آتِ وينبغي علىّ أن أفعل ما يقول وإلا سيضربني
    Programı ele geçirmek için arkadaşının karısını kaçırmaya ihtiyacı yok ki. Open Subtitles هو لا يحتاج لإختطاف زوجة صديقه حتى يضع يديه على البرنامج
    Ama ona arkadaşını öldürüp öldürmediğini sorduğumda, pişmanlık belirtisi gösterdi. Open Subtitles لكن حينما سألته إن كان قتل صديقه ، فومض ندماً.
    Duke ona kaybettiği arkadaşını hayatta tutma ümidini yitirmeyecek kadar kendini gösteriyor. Open Subtitles ديوك يظهر له ما يكفي لأقناعه بأنه صديقه المفقود ليبقي الامل حيا
    Yalnızca sevgilisini taciz eden bir arkadaşa sahip bir adamın arkadaşını saldırı anında durdurması gerektiğini söylemiyoruz. Bu toplumsal değişim yaratmanın safça bir yoludur. TED نحن لا نقول أن على الرجل الذي صديقه يسيء معاملة صديقته أن يوقف ذلك الصديق في لحظة الإساءة.
    Vanessa'nın beni mahvetmesini engelleyerek aslında oldukça iyi bir arkadaş olduğunu kanıtlamıştı. Open Subtitles في الحقيقه اثبتت انها صديقه جيده منذ ان حمتني من مخطط فانيسا.
    Evet, ama bu yoldan aşağı yürüdüğüm her zaman kendime eğer onunla tanışmasaydım sizinle arkadaş olmayacağımı kendime hatırlatıyorum. Open Subtitles نععم,لكن في كل مره أفكر بهالطريقه كان لابد أن أذكر نفسي, إن لم أكون قابلتها فلن أكون صديقه معك
    O bir aile dostu. Hayır mı demeliyim? Open Subtitles انها صديقه العائلة هل يجب علي أن أقول لا؟
    Bunu soracak annem ya da yakın bir arkadaşım yok; babama da soramam. Open Subtitles وانا ليس لديه ام لسؤالها او صديقه, وانا بالطبع لا استطيع سؤال ابي.
    Yarın öğlene kadar seninle yatacağına dair arkadaşıyla iddialaştı. Open Subtitles لقد راهن صديقه انه يستطيع ان يعاشرك قبل ظهر غد
    Eğer aynı şeyi ben de yapmazsam, kendime onun arkadaşıyım diyemem. Open Subtitles لا استطيع ان ادعو نفسى صديقه اذا لم اضحى مثله
    Kuşkusuz, görevini.. eski bir arkadaşın, bütün hırçınlığı ile yapacaktır. Open Subtitles لا شك بانه سيؤدي واجبه مع صديقه القديم الذي يعاني بمرارة
    "Aşk" falan yok. Âşık değiliz. Onun kız arkadaşı var. Open Subtitles لايوجد حب ، لم يعد بيننا أي حب لديه صديقه
    Biliyorum sen onun arkadaşısın ve onun hatırına buraya geldin ama sana yardım edemem. Open Subtitles أعرف أنك صديقه و جئت هنا لأجله ليس بيدى شئ
    O sırada, bir dost, bir dostunun çekicini kaybedecek ve gençler, babalarından kalan ve babalarının bir gece evvel saat sekiz gibi oraya koyduğu eşyaların yerini bilmeyecek. Open Subtitles في تلك الأوقات, سيفقد الصديق مطرقة صديقه ولن يعرف الصغار أين أغراض أبائهم
    En iyi dostunu savaşta ölmesi için gönderdi, böylece kadın ona kaldı. Open Subtitles قام بإرسال صديقه الحميم للموت في معركة حتى يمكنه أن يأخذها لنفسه
    İtalyan o'nun arkadaşıydı, Norveç'li ise hem arkadaşı hemde doktoruydu. Open Subtitles الإيطالي كان محاميه النرويجي، صديقه وطبيبه
    - Adam, arkadaşından bir şeyler yapmasını istedi. Ne olduğunu bilmiyorum. Open Subtitles هذا الرجل يريد صديقه ان يقوم بشئ لا اعلم ما هو
    Kaza olduğunda onunla birlikte olan arkadaşları falan. Open Subtitles مثل صديقه الذي كان معه وقت وقوع الحادثة؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد