O kadar çok gitmek istiyorsun ki burada durmak sana zor geliyordur. | Open Subtitles | عليكِ أن تذهبي الحمام بسرعة لابد أن هذا صعبٌ عليكِ أن تبقَي هنا طوال الوقت |
Bunun sana zor geleceğini biliyorum ama yanlış bir şey yapmadın ve buna kendini inandırman gerekiyor. | Open Subtitles | -نعم، نعم، سأحاول أعلم بأن هذا صعبٌ عليكِ لكنكِ لم تقترفِ أي خطأ |
senin için zor olduğunu biliyorum ama oraya koşmak zorundayız. | Open Subtitles | أعلم أن هذا صعبٌ عليكِ, ولكن يجب علينا الركض الأن. |
Kocanı kaybettiğinden, senin için zor olduğunu biliyorum ama peşinden sonsuza kadar koşamam. | Open Subtitles | أعلم أنّ هذا صعبٌ عليكِ بسبب وفاةِ زوجك ...لكن ليس بوسعي مطاردتُكِ للأبد |
Bunun sizin için zor olduğunu biliyoruz, Bayan Munroe. | Open Subtitles | (نعرف أنّ هذا صعبٌ عليكِ ، سّيدة (مونرو |
Bayan Jung, bu sizin için zor olmalı. | Open Subtitles | آنسة (جونغ)، لابد أن هذا صعبٌ عليكِ |
senin için zor olduğunu biliyorum ama ikimiz de bazı şeylerden fedakarlık yapmalıyız. | Open Subtitles | أعلم بأنّ هذا صعبٌ عليكِ لكن على كلينا القيام بتضحيات |
Bak. senin için zor oldugunu biliyorum. | Open Subtitles | اسمعي أعلمُ أنّ هذا صعبٌ عليكِ |
senin için zor olduğunu farkındayım. | Open Subtitles | أنا أعلم بأن هذا الأمر صعبٌ عليكِ |