Çocukken kekeme olduğunuz ve ve 8 yıl dilsiz olduğunuz doğru mu? | Open Subtitles | أصحيح أنّك في صغرك كنت ثقيل اللسان وكنت عمليًا أبكم لثمانِ سنوات؟ |
Çocukken, bir yılın ne kadar uzun geldiğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر عندما كنت تشعر في صغرك أن السنة تمر ببطء؟ |
Bana dedi ki, sen küçük bir Çocukken, istediğini alamadığında yüzü kızarmış halde yere yatıp, tekmeler savuruyormuşsun. | Open Subtitles | أخبرتنى أنك فى صغرك كنت عندما لاتحصل على ما تريد ترتمى على الأرض وتضرب بقدميك ويحمر وجهك |
Küçükken evinden kaçtın. Orada burada ufak tefek yolsuzluk işleri yaparsın. | Open Subtitles | هربت من بيتك في صغرك تقوم ببعض أعمال الفساد هنا وهناك |
Küçükken hep o topun peşinde koşar dururdun. | Open Subtitles | كنت دائماً في صغرك تركض في الأرجاء حاملاً الكرة. |
Küçüklüğünde bu senin en sevdiğin şeydi. Hatırladın mı? | Open Subtitles | كان هذا الشيء المفضل لك في صغرك هل تتذكر ؟ |
Küçüklüğünden beri seni oğlum gibi severim. | Open Subtitles | أحببتك كابني منذ صغرك |
Söylesene, Çocukken çizgi roman hayranlığın var mıydı? | Open Subtitles | أخبرني , هل كنت مشجع كبير للقصص المصورة منذ صغرك ؟ |
Sen Çocukken yaptırdığı fotoğraf albümü yok olmuş. | Open Subtitles | البوم الصور الذي اعد لك في صغرك لم يعد موجوداً |
Çocukken yaptığın harika Rusça Star Wars seslendirmesi neydi? Evet, neden söz ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | ما كان هذا الشيء الروسي في فيلم حرب النجوم الذي اعتدي قوله في صغرك |
Çocukken hiçbir hayalin yok muydu baba? | Open Subtitles | أتحاول أن تقول لي إنك لم تحلم في صغرك يا أبي؟ |
Caliban, eminim Çocukken annen sana her gün böyle diyordu. | Open Subtitles | لا بد أن أمك كانت تقول لك ذلك في صغرك |
Çocukken hep eve sokaktan bir şeyler getirirdin. | Open Subtitles | -كنت تحضرين الحيوانات الضالة للمنزل دائما فى صغرك |
"Sevgili Walter, Çocukken en sevdiğin oyuncak neydi?" | Open Subtitles | " عزيزي والتر، ما كانت أفضل لعبة لديك في صغرك." |
Çocukken utangaç mıydınız? | Open Subtitles | دعنيأسألك، هل كنت خجولاً في صغرك ؟ |
Çocukken kuzey denizinde oynadın. | Open Subtitles | كنت تلعب قرب بحر الشمال في صغرك |
Sen çok Küçükken baban ailesini terk etti ve bir daha dönmedi. | Open Subtitles | رحل أبوك عن عائلتك في صغرك ولم يعد أبداً |
Babanı aradım ve Küçükken sevdiğin şeyleri sordum. | Open Subtitles | لقد اتصلتُ بوالدك، وسألته عن الأمور التي كنت تحبين القيام بها في صغرك |
Küçükken en sevdiğin oyuncak buydu. Hatırlıyor musun? | Open Subtitles | كان هذا الشيء المفضل لك في صغرك هل تتذكر ؟ |
Küçükken çok şeyler yaşadığını biliyorum ama er ya da geç çocukluğunu suçlamayı bırakmalısın. | Open Subtitles | أعلم بأنك كنت في فترة صعبة في صغرك لكن في النهاية عليك التوقف عن لوم طفولتك |
Sen Küçükken baban buraya gelirdi. | Open Subtitles | إعتاد أباك القدوم إلى هنا في صغرك |
Küçüklüğünden beri seni tanırım. | Open Subtitles | -عرفتك منذ صغرك |