Tabi ki de bunun avantajı kaynak malzemede sıfır kayıp potansiyeline sahip olmasıdır. | TED | الفائدة من هذا بالطبع، هو أن لديك احتمال فقدان صفر من الموارد المادية. |
Ancak hepsi gen patenti savaşını kazanma şansımızın sıfır olduğunu düşünüyorlardı. | TED | جميعهم اعتقدوا أن احتمالية فوزنا بتحدي جينات براءة الاختراع تقريباً صفر |
Gecenin bir yarısı, birinin gizlice buraya girmesi hiç de mantıklı gelmiyor. | Open Subtitles | أحدهم قام بالتسلل من المبنى في منتصف الليل مما يجعل شعوري صفر |
Kenarda onları neşelendirmek dışında bu müzakerelerle hiç bir ilgim yok... | Open Subtitles | لدي صفر علاقه تربطني بتلك المفاوضات ما عدا تشجيعهم في الخلف |
Maalesef Safar'ın günlüğü grup üyelerini bulmada yardımcı olmadı. | Open Subtitles | حسنا، لسوء الحظ، مفكرة صفر لم تساعد كثيرا في تحديد أعضاء المجموعة |
Merkez, Bravo 2 ne olursa olsun ateş etmemi işaret ediyor. | Open Subtitles | صفر برافو 2 اعطانا الأشارة لأطلاق النار على أي حال |
Siyah beyaz fotoğraftaki her bir piksel basitçe sıfır ve birlerden oluşur. | TED | فكل بيكسل في صورة بيضاء وسوداء هي بكل بساطة صفر أو واحد. |
ÖLÜ SAYISI Şu anda, ölü sayısı sıfır. Ama her an yükselebilir. | Open Subtitles | ابتداءً من الآن، عداد الموت صفر لكنه جاهز للارتفاع في أي لحظة |
Planladığımız gibi devam edin. Ücretinize bir sıfır daha ekleyin. | Open Subtitles | واصل العملية كما رتبناها, وممكن ان تضيف صفر الى اجرك |
Çok iyi. Onu bulamayız ve polisin onu durdurma şansı sıfır. | Open Subtitles | رائع.لن نستطيع الإمساك به و الشرطة حظوظها صفر فى القبض عليه |
Düşünün, doğada hiç atık olmaz. | TED | فكروا بذلك: الطبيعة لديها صفر من النفايات. |
Nereye gidiyor? hiç yol kat etmiyor direkt aşağı kafeteryaya gidiyor. | TED | أين يذهب؟ صفر من الأميال للصحن، وصولا للكافيتريا. |
Birkaç ay geçireceğim, Bilgisayarı orada bir kaç aylığına bırakacağım, Geri döneceğim ve yine hiç bir şeyin olmadığını göreceğim. | TED | سأقضي معهم بضع اشهر، ثم اذهب بعيداً لعدة اشهر ثم اعود، فيحصلون على صفر مجدداً، |
Ama protestoların asıl beyni ve organizatörü Safar'mış. | Open Subtitles | فقط .. كان صفر العقل الحقيقي و المنظم خلف الأحتجاجات |
Bu Safar'ın soyadı var mı? | Open Subtitles | أذهب هناك فقط للعب كرة السله. هل لدى "صفر" أسم أخير؟ |
Merkez, hedef hala burada. | Open Subtitles | صفر الهدف لا زال هنا اسمهُ عثماني |
Merkez, Osmani'yi aldık ama paket yok. | Open Subtitles | صفر.لدينا عُثماني من دون الطرد |
Eğer duman kokusu alırsanız, ...santral için lütfen sıfırı tuşlayın. | Open Subtitles | إذا أنت يجب أن تشتم الدخان، رجاءً دق صفر للمشغل. |
Artık, arkadaşlarım siyah, ...kırmızı, sarı, kahverengi ve beyaz. | Open Subtitles | .. اليوم أصدقائى سود . حمر,صفر,قمحيين و بيض اللون |
Sen dışarıda kal ve etrafa bak. Bir şey görürsen veya duyarsan, ıslık çal. | Open Subtitles | ابق أنت هنا وراقب اذا رأيت أو سمعت أى شيىء, صفر |
Eğer şansımız varsa, hastalığın bulaştığı ilk kişiyi tespit edebiliriz. | Open Subtitles | مع بعض الحظ قد أتمكن من التعرف على المريض صفر |
Bu bir uzay gemisi, o yüzden sıfırla bir arası diyebilirim. | Open Subtitles | .. حسناً , إنها سفينة فضائية لذا سأقول بين صفر و واحد |
11 Eylül'den sonra birileri projeyi Ground Zero'ya taşımaktan bahsetti. Ben buna tamamen karşıyım. | TED | أحدثت أحداث ١١ سبتمبر بعض الإهتمام بنقل البنيان إلى الأرضية صفر وأنا أعارض هذا الشيء تماماً |
Bir boş kümenin tekil kompleks dizisinin sıfıra eşit olduğunu kabul ediyoruz. | Open Subtitles | نستطيع أن نفترض أن السلسة المفردة تتكون من مجموعة خالية تساوي صفر. |
Kalp bir saniyeden kısa süre içinde sıfırdan yüze fırlar. | Open Subtitles | القلب يدق من صفر إلى 100 في أقل من ثانية |