katı madde olarak algıladığımız şey çoğu zaman boş uzaydır. | Open Subtitles | ما نعتبره مادة صلبة هو في معظمه مجرد فضاء فارغ |
Sıcaklığına bağlı olarak sıvı, katı veya gaz olabilir. | TED | اعتمادا على درجة الحرارة، يمكن أن يكون سائلة أو صلبة أو غازية. |
Son olarak, görebileceğiniz üzere alt yapı çok güçlü değil. | TED | وأخيرا، أعتقد أنكم تلاحظون أن البنية التحتية ليست صلبة. |
Hiç bir ayak izi bulamadım, çünkü zemin sert ve tozluydu. | Open Subtitles | لم أرَ أيّ آثار أقدام لأنّ الأرض كانت صلبة ومغطّاة بالغبار |
Toprak sıkı değil. Bir erkek ya da kadın rahatlıkla kazmış olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يكون رجل او إمرأة من حفرها لأن التربة ليست صلبة |
sert bir taş bloğundan değil, toz yığınından başlayarak bir heykel ortaya çıkarabilmek için bu milyonlarca toz yığınını bir şekilde birbirine yapıştırarak. | TED | ليس في كتلة صلبة من الحجر، لكن في كومة من الغبار، وبطريقة ما يقوم بلصق الملايين من تلك الذرات معاً ليصنع تمثالاً. |
Pachycephalosaurus'a baktığımızda, Pachycephalosaurus üst tarafta katı bir küremsi yapıya sahip ve kafasının arkasındaki çıkıntılar iyice küçülmüş. | TED | وإذا نظرنا الى باكيسيفالوسور باكيسيفالوسور لديه قُبة صلبة والنتؤات خلف رأسه ايضاً تُمتص |
katı elektrotlar ile su ve tuzdan oluşan bir elektrolit yerleştirilmiştir. | TED | إنها مزودة بأقطاب صلبة و محلول كهربائي، و ذلك محلول الملح و الماء. |
Ya sıvı örneğine koyarız yada duvardan katı şekilde alırız. | TED | اما ان ناخذ عينة سائلة، أو يمكن أن نأخذ قطعة صلبة من الجدار. |
Bu aslında bir yüzgeç gibi çalışıyor olsa bile katı olduğunu düşündüğümüz bir yüzeyle etkileşime giriyor. | TED | في الواقع تمشي كالمجداف على الرغم من تفاعلها مع سطح عادة ما اعتبرناه مادة صلبة. |
katı oldukları belli olan bu iki nesne, atom bombasına eşdeğer olan dev bir enerji parlaması ile bütünüyle ortadan kaybolurdu. | TED | هذه المواد التي تبدو صلبة سوف تختفي تمامًا لتصبح ومضة كبيرة من الطاقة فيما يعادل قنبلة نووية. |
güçlü, çelik kelepçeye dikkat et. Bundan kurtulabilir misin? | Open Subtitles | لاحظوا القيود حديدية و صلبة , أتستطيع أن تفلت من ذلك ؟ |
güçlü kadın. O kadar merdivenden çıktı ama tek kelime etmedi. | Open Subtitles | لقد كانت إمرأة صلبة وقوية لقد صعدت معي كل الدرج و لم تشتكي و لو بكلمة |
Neden bahsediyorsun? Bence güçlü bir kıza benziyorsun. | Open Subtitles | تبدين فتاةً صلبة بنظري لمَ لا تقومين بأموركِ الخاصّة؟ |
Bu taco dürümlerinin sert veya yumuşak olması gerekmiyor mu? | Open Subtitles | هل من المفترض ان تكون قشرة التاكو صلبة ام لينة؟ |
doğada kalsiyum, demir ve silikon artışı oldu. Ve organizmalar nasıl sert malzemeler yapacaklarını öğrendiler. | TED | تزايد الكالسيوم والحديد والسيليكون في البيئة. وتعلمت الكائنات الحية كيف تصنع موادا صلبة. |
Arınma döneminin ilk yılındaki gönül ilişkileriyle alakalı, cidden sıkı ve sağlam temelli bir kural vardır. | Open Subtitles | هناك صلبة حقا، حكم مدروسة جيدا حول علاقات عاطفية في السنة الأولى من الانتعاش. |
O bir taş, tam bir çakıl taşı, ve içinde bir köpekteki kadar bile merhamet yok! | Open Subtitles | إنه كالحجارة، حجارة صلبة جداً وليس بداخله شفقة أكثر من الكلب |
Hırsız 4 tane laptop harici hard disk ve bir kamera almış. | Open Subtitles | ضاحية خارج اتلانتا هرب اللص مع اريع كمبيوترات محمولة اقراص خارجية صلبة |
Sonuç olarak, iş adamı olan bir baba için zorluklara dayanıklı olan MBA kızı olması düşüncesi bile dayanılamayacak kadar güzeldir. | TED | وكنتيجة، الأب رجل الأعمال سوف يحب فكرة أن ابنته الحاصلة على أستاذية إدارة الأعمال لديها رؤى صلبة |
Aynen bir zamanlar Madonna'nın dediği gibi "güçlüyüm, hırslıyım ve ne istediğimi biliyorum. | Open Subtitles | أتعلمون , لقد قالت مادونا مرة أنا صلبة , أنا طموحة و أعرف ما الذي أريده |
Gözyaşı Taşı'nın anahtarının o olduğunu biliyor olmalı. Bu duvarlar güçlüdür. Uşaklar bize ulaşamazsa kimseyi öldüremez ve tekrar ölürler. | Open Subtitles | هذهِ الجدران صلبة ، لن يتمكن جالبي الشقاء من عبورها حينئذٍلنيتمكنوامنالقتل،وسيموتوا مرةأخرى . |
Evliliğimiz kaya kadar sağlamdır. Onu bozacak hiçbirşey yapamazsın. | Open Subtitles | زيجتنا صخرة صلبة لا يمكنك إفساد هذا أبداً |
ve eğer somut olduğunu söylerlerse, o somut olmayacak, buharlaşacaktır. | TED | و إذا قالوا إنها جامدة, فهي لن تبقى صلبة, ستتبخر. |
Likit veya donmuş formda su bulmak için beş gezegende de potansiyel var gibi gözüküyor. | Open Subtitles | كل الخمس مسارات لديهم اجسام كوكبية بها احتمالية وجود الماء اما بصورة سائلة او صلبة |
Fakat benim ayağım sağlam karaya basarsa daha rahat olurum. | Open Subtitles | لَكنَّه سيكون أفضل لي إذا كنت على أرضِ صلبة أولاً |