"صلبة" - Translation from Arabic to Turkish

    • katı
        
    • güçlü
        
    • sert
        
    • sıkı
        
    • taş
        
    • hard
        
    • dayanıklı
        
    • güçlüyüm
        
    • güçlüdür
        
    • sağlamdır
        
    • somut
        
    • donmuş
        
    • sağlam
        
    katı madde olarak algıladığımız şey çoğu zaman boş uzaydır. Open Subtitles ما نعتبره مادة صلبة هو في معظمه مجرد فضاء فارغ
    Sıcaklığına bağlı olarak sıvı, katı veya gaz olabilir. TED اعتمادا على درجة الحرارة، يمكن أن يكون سائلة أو صلبة أو غازية.
    Son olarak, görebileceğiniz üzere alt yapı çok güçlü değil. TED وأخيرا، أعتقد أنكم تلاحظون أن البنية التحتية ليست صلبة.
    Hiç bir ayak izi bulamadım, çünkü zemin sert ve tozluydu. Open Subtitles لم أرَ أيّ آثار أقدام لأنّ الأرض كانت صلبة ومغطّاة بالغبار
    Toprak sıkı değil. Bir erkek ya da kadın rahatlıkla kazmış olabilir. Open Subtitles يمكن أن يكون رجل او إمرأة من حفرها لأن التربة ليست صلبة
    sert bir taş bloğundan değil, toz yığınından başlayarak bir heykel ortaya çıkarabilmek için bu milyonlarca toz yığınını bir şekilde birbirine yapıştırarak. TED ليس في كتلة صلبة من الحجر، لكن في كومة من الغبار، وبطريقة ما يقوم بلصق الملايين من تلك الذرات معاً ليصنع تمثالاً.
    Pachycephalosaurus'a baktığımızda, Pachycephalosaurus üst tarafta katı bir küremsi yapıya sahip ve kafasının arkasındaki çıkıntılar iyice küçülmüş. TED وإذا نظرنا الى باكيسيفالوسور باكيسيفالوسور لديه قُبة صلبة والنتؤات خلف رأسه ايضاً تُمتص
    katı elektrotlar ile su ve tuzdan oluşan bir elektrolit yerleştirilmiştir. TED إنها مزودة بأقطاب صلبة و محلول كهربائي، و ذلك محلول الملح و الماء.
    Ya sıvı örneğine koyarız yada duvardan katı şekilde alırız. TED اما ان ناخذ عينة سائلة، أو يمكن أن نأخذ قطعة صلبة من الجدار.
    Bu aslında bir yüzgeç gibi çalışıyor olsa bile katı olduğunu düşündüğümüz bir yüzeyle etkileşime giriyor. TED في الواقع تمشي كالمجداف على الرغم من تفاعلها مع سطح عادة ما اعتبرناه مادة صلبة.
    katı oldukları belli olan bu iki nesne, atom bombasına eşdeğer olan dev bir enerji parlaması ile bütünüyle ortadan kaybolurdu. TED هذه المواد التي تبدو صلبة سوف تختفي تمامًا لتصبح ومضة كبيرة من الطاقة فيما يعادل قنبلة نووية.
    güçlü, çelik kelepçeye dikkat et. Bundan kurtulabilir misin? Open Subtitles لاحظوا القيود حديدية و صلبة , أتستطيع أن تفلت من ذلك ؟
    güçlü kadın. O kadar merdivenden çıktı ama tek kelime etmedi. Open Subtitles لقد كانت إمرأة صلبة وقوية لقد صعدت معي كل الدرج و لم تشتكي و لو بكلمة
    Neden bahsediyorsun? Bence güçlü bir kıza benziyorsun. Open Subtitles تبدين فتاةً صلبة بنظري لمَ لا تقومين بأموركِ الخاصّة؟
    Bu taco dürümlerinin sert veya yumuşak olması gerekmiyor mu? Open Subtitles هل من المفترض ان تكون قشرة التاكو صلبة ام لينة؟
    doğada kalsiyum, demir ve silikon artışı oldu. Ve organizmalar nasıl sert malzemeler yapacaklarını öğrendiler. TED تزايد الكالسيوم والحديد والسيليكون في البيئة. وتعلمت الكائنات الحية كيف تصنع موادا صلبة.
    Arınma döneminin ilk yılındaki gönül ilişkileriyle alakalı, cidden sıkı ve sağlam temelli bir kural vardır. Open Subtitles هناك صلبة حقا، حكم مدروسة جيدا حول علاقات عاطفية في السنة الأولى من الانتعاش.
    O bir taş, tam bir çakıl taşı, ve içinde bir köpekteki kadar bile merhamet yok! Open Subtitles إنه كالحجارة، حجارة صلبة جداً وليس بداخله شفقة أكثر من الكلب
    Hırsız 4 tane laptop harici hard disk ve bir kamera almış. Open Subtitles ضاحية خارج اتلانتا هرب اللص مع اريع كمبيوترات محمولة اقراص خارجية صلبة
    Sonuç olarak, iş adamı olan bir baba için zorluklara dayanıklı olan MBA kızı olması düşüncesi bile dayanılamayacak kadar güzeldir. TED وكنتيجة، الأب رجل الأعمال سوف يحب فكرة أن ابنته الحاصلة على أستاذية إدارة الأعمال لديها رؤى صلبة
    Aynen bir zamanlar Madonna'nın dediği gibi "güçlüyüm, hırslıyım ve ne istediğimi biliyorum. Open Subtitles أتعلمون , لقد قالت مادونا مرة أنا صلبة , أنا طموحة و أعرف ما الذي أريده
    Gözyaşı Taşı'nın anahtarının o olduğunu biliyor olmalı. Bu duvarlar güçlüdür. Uşaklar bize ulaşamazsa kimseyi öldüremez ve tekrar ölürler. Open Subtitles هذهِ الجدران صلبة ، لن يتمكن جالبي الشقاء من عبورها حينئذٍلنيتمكنوامنالقتل،وسيموتوا مرةأخرى .
    Evliliğimiz kaya kadar sağlamdır. Onu bozacak hiçbirşey yapamazsın. Open Subtitles زيجتنا صخرة صلبة لا يمكنك إفساد هذا أبداً
    ve eğer somut olduğunu söylerlerse, o somut olmayacak, buharlaşacaktır. TED و إذا قالوا إنها جامدة, فهي لن تبقى صلبة, ستتبخر.
    Likit veya donmuş formda su bulmak için beş gezegende de potansiyel var gibi gözüküyor. Open Subtitles كل الخمس مسارات لديهم اجسام كوكبية بها احتمالية وجود الماء اما بصورة سائلة او صلبة
    Fakat benim ayağım sağlam karaya basarsa daha rahat olurum. Open Subtitles لَكنَّه سيكون أفضل لي إذا كنت على أرضِ صلبة أولاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more