yaptığımız her parçanın bir kopyası burda, ilk yaptığımızda dahil. | Open Subtitles | كل قطعة صنعناها لدينا نسخه واحدة هنا حتى اول قطعة |
Otobiyografik benlik geçmiş olayların belleği ve daha önce yaptığımız planların hatıraları üzerine kurulur. o yaşanmış geçmiş ve katılım gösterilen gelecektir. | TED | تتكون الذهن المبرمج على اساس ذكريات الماضي وذكريات الخطط التي صنعناها هي الماضي الذي عشناه و المستقبل المتوقع. |
Veya kendimiz için yaptığımız kolektif kültürel kararlarımızın bir sonucu mu? | TED | أم هل هي نتائج قراراتنا الثقافية الجمعية التي صنعناها لأنفسنا؟ |
Bizim yarattığımız araçları kullanarak kendi yöntemleriyle yapacaklar. | TED | سيقومون بذلك بطريقتهم، باستخدام الأدوات التي صنعناها |
Günümüz bilgisayar korsanları normal karşılıyor ama şu anda internette, ...bizim, verilerini ve kimliklerini... saklamak için yarattığımız programlar sayesinde geziniyorlar. | Open Subtitles | اليوم المخترقين يستخفون بالأمر لكنهم يبحثون على الإنترنت بسبب البرنامج التي صنعناها لإخفاء البيانات |
Ve öyle görünüyor ki bu makine şimdiye kadar yaptığımız en sağlam makine. | TED | وإستنتجت أن هذه الآلة ستكون أكثر الآلات التي صنعناها إستقرارا. |
Geçen yıl Sian Ka'an'daki Punta Allen'ın yerel gençliğiyle yaptığımız, toplum temelli bir sanat eserinin bir örneğidir. | TED | هذا مثال لأعمال فنية من صنع المجتمع صنعناها العام الماضي. مع شباب محليين من بونتا آلان في سيان كان |
ve şu anda yaptığımız tüm pillerin bu elektrik enerjisinin 10 dakikadan daha az bir kısmını depolayabildiğini gördüm. | TED | وما توصلت إليه هو أن كل البطاريات التي صنعناها الآن يمكن أن تخزّن أقل من 10 دقائق من كل الطاقة. |
Ve bu resim bu fenomeni incelemek için yaptığımız ilk resimlerden biri. | TED | وهذه هي أول الصور التي صنعناها لهذه الظاهرة. |
Ve çevremizden kaynakları çekip çıkarması için özel olarak yaptığımız araçların bir nevi suratımızda patladığını izledik. | TED | وقد كنا نتفرج بينما الأدوات المميزة التي صنعناها لإستخراج المصادر من بيئتنا تنفجر ببساطة أمامنا. |
Bu akşam yaptığımız kadından sana bahsetti mi? Ne konuştuğunu bilmiyor. | Open Subtitles | الا تخبر شيت عن المرأه التى صنعناها الليله ؟ |
Kağıt, tutkal ve büyük ipek taytlardan yaptığımız kanatları sırtına bantlamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | ربطت هذه الاجنحة علي ظهره التي صنعناها من الورق ومن الاقمشة السميكة التي سرقناها بالطبع |
Kağıt, tutkal ve büyük ipek taytlardan yaptığımız kanatları sırtına bantlamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | وعندم تقابلنا ربطت هذه الاجنحة علي ظهره التي صنعناها من الورق |
Michael için yaptığımız uçurtmanın kuyruğu olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن هذه ذيل الطائرة الورقية التى صنعناها لمايكل |
Michael'a yaptığımız uçurtmanın kuyruğu olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن هذه ذيل الطائرة الورقية التى صنعناها لمايكل |
Bu dijital bilgi alışverişi kendi yarattığımız bilgi teknolojisinin kaynaklarının kullanımıdır. | Open Subtitles | و هذه المعلومات الرقمية هي التي تتنافس في استخدام كُل موارد تقنية المعلومات التي قد صنعناها. |
Bilgisayarının başına oturup hep birlikte yarattığımız güzel katliamı izleyip tadını çıkaracaksın. | Open Subtitles | و ستجلس على حاسوبك الآلي ترى و تستمتع بالمذبحة العظيمة التي صنعناها كلنا سوياً |
Bizim yarattığımız pislik onlar. Onların temizlenmesi gerekiyor. | Open Subtitles | هم الفوضى التى صنعناها هم من يحتاجون إلى تنظيف |
Dövmemden aldığım nihai ders, ve ben bugün bunu söyledikten sonra yanınızdan ayrılacağım şöyle: yarattığımız bozuk, kusurlu şeyleri sevmeliyiz ve onları yarattığımız için kendimizi affetmeliyiz. | TED | الدرس الحقيقي فى النهاية الذي تعلمته من وشمي وأريد أن أنقله لكم اليوم وهو : علينا أن نتعلم كيف نحب نقائص الشخصية، الأشياء الغير مثالية التي صنعناها بأنفسنا وأن نسامح أنفسنا حيال قيامنا بذلك وصناعتنا إياها. |