Bu onun bir fotoğrafı ve bu fotoğrafı gördüğünüzde, başka bir çağdan birisini görürsünüz. | TED | هذه صورة له ، اذا أمعنت النظر إلى الصورة، سوف ترى شخصا من عصرٍ مختلفٍ. |
İki haftadır çalışıyoruz, tek bir fotoğrafı bile yok. | Open Subtitles | إننا نعمل منذ أسبوعين على قضيته ولا نملك حتى صورة له |
Bu neredeyse inanılmaz. Aslına bakarsanız, resmini çektiğinizde gayet güzel olduğunu göreceksiniz. | TED | هذا مدهش نوعا ما. ولكنه جميل في الواقع عندما تلتقط صورة له. |
Kendisinin ünlü olduğunu kanıtlamak için ona popüler bir dergideki resmini göstermişti. | Open Subtitles | لقد اضطر أن يريها صورة له من صحيفة مشهورة لِيثبت لها أنه مشهور |
Ben de bir gün kendisine zarar verirken onun fotoğrafını çektim | TED | لذلك في أحد الأيام، التقطت صورة له وهو يقوم بإيذاء نفسه. |
Lütfen, en azından bir fotoğrafını gösterene kadar hayır deme. | Open Subtitles | رجاءاً لا ترفض قبل أن أريكَ صورة له على الاقل |
Bizim dükkanda, Jetski'ye binerken çekilmiş bir resmi var. | Open Subtitles | لدينا صورة له فى المتجر وهو يركب الدراجة المائية |
Manny bir resmini çekmiş, ama fotoğraf makinesini kaybetmiş. | Open Subtitles | ميني، قام بالتقاط صورة له وفقد الكاميرا بعد ذلك |
Kendisine ait elimizde bir fotoğrafı yok ama bildiklerimizi aktaralım. | Open Subtitles | ،ليس لدينا صورة له بعد ولكن هذا ما نعرفه |
Deli gömleğiyle çekilmiş bir fotoğrafı da var mı? | Open Subtitles | هل لديك صورة له بسترة مربوطة ؟ ؟ |
O ve annesinin bir fotoğrafı olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | أخمّن أنّها كانت صورة له ولأمّه. |
İşte, bak. Elimde artık bir fotoğrafı var. | Open Subtitles | إليكِ ، إنظرِ ،أحمل صورة له الآن |
Bu vicdansız sadece belirli kişiler tarafından görüldüğüne göre resmini bulamama ihtimalimiz var. | Open Subtitles | حيث أن الأشخاص المنتقونوحدهممن يرونهذا .. هناك فرصة , أننا لن نجد صورة له |
Soyut tabii ki. Gerçek olan bir şeyin fotoğrafını çekmek varken niye resmini yapasın ki? | Open Subtitles | ما هو الهدف من تصوير شيء واقعي بينما يمكنك فقط التقاط صورة له |
Ona bakabilmen için fotoğrafını getirmemi ister misin? | Open Subtitles | هل تريدينني أن أحضر صورة له حتى تحدّقي فيه؟ |
Vali ayrılmak üzere, basın, ailenizle birlikte sayın valinin fotoğrafını çekmek istiyor. | Open Subtitles | رئيس البلدية على وشك أن يرحل وتريد الصحيفة إلتقاط صورة له مع عائلتك. |
Bir dakika, bir resmi olacaktı burada bir yerde. İşte. | Open Subtitles | انتظر لحظة، أعتقد أن لدي صورة له في مكان ما هنا، تفضل |
Tamam. Peki, bir resmi var mı? Panoya asabilirim. | Open Subtitles | ـ اذا كنت تملك صورة له سوف اعرضها على المجلس ـ اجل لدي واحدة |
Görevdeki herkeste mutlaka bir resmi olsun. | Open Subtitles | احرص على أن كل شخص في هذه التفاصيل يحصل على صورة له |
Eğer bir fotoğraf makinası olursa, resmini çekip elinde güncel bir gazete tutturabiliriz. | Open Subtitles | لو جلبنا كاميرا يمكننا التقاط صورة له و هو يحمل صورة صحيفة حديثة الصدور |
Kimsenin fotoğrafının çekilmesini istemediği bir yere... bir kamera getiremezsiniz. | Open Subtitles | أنت لا تجلب كاميرا شديدة الدقة ذات فيلم بإستطاعته تحمل الكثير من الصور إلى حدث لا يريد اي احد به أني يتم أخذ صورة له |