Mesleğinin zirvesinde. Tıp dergisindeki resmini gördüm. Görünüşü bile benziyordu. | Open Subtitles | لقد رايت صورته في الجريدة لقد كان حتى شكله يشبهني |
Öncelikle sizi, resmini belki tanıyacağınız belki de tanımayacağınız bir kişiyle tanıştırmak istiyorum. | TED | أولاً أريد أن أقدم لكم هذا الشخص والذي من الممكن أن تميزوا صورته أو لا تفعلوا. |
Bakmıyor. Meksika bayraklarıyla, sanki genel af yürüyüşünde çekilmişe benzeyen fotoğrafını bilirsin. | Open Subtitles | أتعرف صورته تلك مع الأعلام المكسيكيّة والتي تبدو مأخوذة من تجمهر للعفو؟ |
Size az önce bir fotoğrafını gösterdiğim arkadaşım Chris, bir süredir akıl hastalığıyla savaş veriyordu. | TED | ان صديقي كريس .. الذي اريتكم صورته من قليل كان يعاني من بعض المشاكل العقلية لفترة من الزمن |
Adam ne kadar ciddi bilmiyorum ama resmi bayağı sertti. | Open Subtitles | لا أعلم مدى جديته بالأمر، لكن صورته كانت صريحة للغاية. |
Şu an yanımda yok ama bu en sevdiği fotoğrafı, yani benim en sevdiğim... Kızılderililerin fotoğrafını çeken bir beyazın fotoğrafını çeken bir kızılderili. | TED | صورته المفضله الصوره المفضله لدي, ولكن ليست متوفره الان هندي احمر يلتقط صوره لأشخاص بيض يلتقطون صور لهنود حمر |
Onun resmini postanede gördüm sanırım. | Open Subtitles | إعتقدت بأنّني رأيت صورته على مكتب البريد |
- Odanda onun resmini gördüm. - O babamın yerini almıştır. | Open Subtitles | لقد رأيت صورته فى غرفتك إنه يأخذ مكان أبى |
Kennedy başkanken. Ofiste resmini gördün mü? | Open Subtitles | منذ أن كان كيندي رئيساً لقد رأيت صورته في المكتب ؟ |
O kadar ki, tanrılar gökyüzündeki yıldızlarla onun resmini yapacaktı! | Open Subtitles | عظيم جداً ، الآلهة تعلق صورته في النجوم عبر كل سماء |
fotoğrafını çektiğim şey... ...Tokyo'da bir markette olan balina etidir... ...yoksa öyle değil mi? | TED | هذا لحم حوت صورته عندما كنت في متجر مأكولات في توكيو أهو لحم حوت فعلا؟ |
Zaten her zaman orta yaşlı olmuş. Vaftiz törenindeki fotoğrafını gördünüz mü? | Open Subtitles | لطالما كان في متوسط العمر، ألم تري صورته خلال معموديته؟ |
Gazetelerde resmi olan, topallayan bir soyguncuyu kim fark eder ki? | Open Subtitles | من الذي سينتبه لسارق بنك أعرج صورته في الجرائد؟ -إنسى الفطور |
Beyaz çocuklar dans edip üzerinde onun resmi bulunan broşürleri elden ele dolaştırdılar. | Open Subtitles | الرجال البيض رقصوا ووزعوا أوراقاً عليها صورته |
Gerçek Radyoaktif Adam'ın üzerinde resmi olan bir çuval giydiğini hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أن "الرجل المشع" الحقيقي يرتدي حلة من البلاستيك تحمل صورته |
fotoğrafı ve eşgali tüm İngiliz adalarına dağıtılmıştı. | Open Subtitles | وتم توزيع صورته ووصفه في جميع أنحاء الجزر البريطانية. |
Sizden tek istediğimiz bu fotoğrafı adamlarınıza dağıtmanız. | Open Subtitles | اسمع أيها المفتش، لا نطلب منك إلا نشر صورته بين رجالك |
Bir çift makas aldı ve onu her resimden keserek çıkardı ve yıllarca kendime bu fotoğraf hakkındaki gerçeği anlattım. O da yalnız ve desteksiz olduğundu. | TED | فأخذت مقصًا وبدأت بقص صورته من جميع الصور ولعدة سنوات، كنت أقول لنفسي إن حقيقة هذه الصورة هي أنك وحيد ولا أحد يهتم بك |
Yaradan, kendi suretinde Âdem'i yarattı, sonra da onu dünyaya yolladı. | Open Subtitles | جعلت الخالق آدم على صورته ، ثم وضعت العالم في رعايته. |
Fiziksel durumu hem kadınların hakkından gelebilmek hem de öz imajını destekleyebilmek için çok iyi durumda. | Open Subtitles | انه في حالة بدنية لائقة جدا ليتغلب على النساء وذلك يغذي صورته الشخصية |
Çünkü davet sahibiniz, resim çektikten sonra onları internete koymanızı istemiyor. | Open Subtitles | لأنّ مضيّفك لا يريد أن تُلتقط صورته ويتم وضعها على الإنترنـت |
O resminin çekilmesine hiç karşı değil. | Open Subtitles | هو لا يمانع فى اخذ صورته لا يمانع على الاطلاق. |
Kendi görüntüsünü kesip çıkarma davranışı onun bu hikayelere inanmakla kalmayıp aynı zamanda bu yüzden travma geçirdiğini gösteriyor. | Open Subtitles | العمل المجبر والمكرر.. لإزالة صورته من الصوريجعلني أصدق.. أنه لم يؤمن فقط بهذه القصص, بل وأصابته باللوثة العقلية. |
Videoyu tam bir sessizlik içinde çektim çünkü sadece kafamdaki müziği duyuyordum ve bir gün ortaya çıkacak olan koroyu hayal ediyorum. | TED | و كان في صمت تام حين صورته لاني كنت فقط اسمع الموسيقى في رأسي متخيلا الجوقة التي ستتكون يوم من الايام |
Kocanızın ismini bilmediğini iddia etti ve hattâ kitap kabındaki resmine bakmak bile istemedi. | Open Subtitles | إدعى بأنه لا يعرف أسم زوجك ولم ينظر حتى إلى صورته في الكتاب |
Bu olay onun imajı için daha iyi olacağını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن حسبنا انه من الافضل الحفاظ على صورته |
Tanrı insanı suretinden yarattıysa, berbat bir sureti olmalı. | Open Subtitles | إذا قوة الله عظيمة ليخلق الإنسان في صورته تلك. |
İnternetteki fotoğrafına hiç benzemiyordu. | Open Subtitles | لم يكن يشبه صورته التي وضعها على الإطلاق |