ses duyduğunu, buraya geldiğini ve onu gördüğünü... Gerisi onlara kalmış | Open Subtitles | بأنك سمعتي ضجة وأسرعتي لهناك و ثم رأيتها هناك والباقي عليه |
Ağzında ki bandı çıkaracağım eğer ses çıkarırsan kafanı patlatırım. Anladın mı? | Open Subtitles | سأفك ذلك الاصق, إن قمتي بأي ضجة سأطعنك بذلك, هل تفهمي ذلك؟ |
Öyle gürültü yaptınız ki, Frank Loving korkudan kartları dağıtamadı. | Open Subtitles | لقد أصدرتم ضجة شديدة فخاف فرانك و رفض اللعب |
Afedersiniz, bunu sessizce yapabiliriz ya da büyük bir yaygara koparabilirim. | Open Subtitles | معذرةً, هل يمكننا عمل ذلك بهدوء أو يمكنني عمل ضجة كبيرة؟ |
Ama tüm bu olay halk arasında bu göçmen işçilerin fiziksel ve ruhsal yalnızlığı hakkında çok büyük bir kargaşa yarattı. | TED | ولكن هذه الحادثة برمتها أثارت ضجة كبيرة من المجتمع حول العزلة ، الجسدية والعقلية على حد سواء، لهؤلاء العمال المهاجرين. |
Ağzında ki bandı çıkaracağım eğer ses çıkarırsan kafanı patlatırım. Anladın mı? | Open Subtitles | سأفك ذلك الاصق, إن قمتي بأي ضجة سأطعنك بذلك, هل تفهمي ذلك؟ |
Elde edeceğin tek şey, çok ses çıkarıp yerimizi belli etmek olur. | Open Subtitles | كل ما ستفعله هو أنك ستصنع ضجة كبيرة ترشدهم إلى مكاننا بالضبط |
JH: Çünkü gücü bitseydi , çok büyük bir ses çıkardı. | TED | جي أتش : لأنه إذا انقطع التيار الكهربائي ، ستفقد التوازن ويحدث ضجة عالية. |
O günden sonra, ne zaman koridorda bir ses duysam ölüyorum sandım. | Open Subtitles | ، منذ ذلك اليوم ، كنت أسمع ضجة في الرواق . اعتقدت أنني سوف أموت |
Bir ses duydum. Ne olduğuna bakmak için geldiğimde burada yatıyordu. | Open Subtitles | سمعت ضجة وجئت لأرى ووجدتها على أرض مطبخي |
Bu bir şey değil, Yüzbaşı. Kaplan asla çok gürültü yapmamak. | Open Subtitles | ذاك لا شيء, قبطان النمر أبدا لا يحدث ضجة |
Sonra evime gelip gürültü yapıyorum diye şikayet ediyorsun. | Open Subtitles | وتأتي إلى داري، وتتذمّر من أني أصدر ضجة شديدة. |
Ya gürültü etmeden benimle gelirsin, ya da burada küçük bir olay yaşarız. | Open Subtitles | إما أن تأتي معي من دون ضجة أو ستكون هناك مشكلة |
Yüzüğk için yaygara kopardığım için kendimi aptal gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أنا فقط يشعر نوع من سخيفة الذي أدليت به مثل ضجة كبيرة حول حلقة بلدي في وقت سابق. |
Çok yaygara yaptığımı biliyorum ama silahla ilgili endişelenme.Onu burada bırakabilirsin. | Open Subtitles | أعلم أنني أثرت ضجة ، لكن لا تقلقي بشأن المسدس ، يمكنك تركه هنا |
Komşu Bayan Jensen sevgiliyi ve bir başka adamı görmüş bir kargaşa duymuş. | Open Subtitles | قالت الجارة إنها رأت صديق سوزي مع رجل آخر، وسمعت ضجة. |
Bana bak. Odada sesi en çok çıkan kişi, odadaki en zayıf kişidir, sana o kadarını söyleyeyim, anladın mı? | Open Subtitles | انظر إليّ، أكثرهم ضجة في الغرفة هو أضعف شخص في الغرفة، لقد أخبرتك ذلك |
gürültülü olacak... dokunma engelini onu rahatsız etmeyecek şekilde aşmak için... fırsatımız var. | Open Subtitles | . سيكون هناك ضجة فهذه فرصتنا لكسر حاجز اللمس لكن ليس بطريقة بغيضة |
Bununla ilgili bir bölüm yazdım ve insanların bununla ilgili olay çıkaracağını düşündüm. | TED | خصصت فصلًا في الكتاب عن هذا الأمر، وظننت أن ذلك سيحدث ضجة وتأثير على الناس. |
Porto Riko'lu gürültüsü bu. | Open Subtitles | "حسنا ، تلك كانت ضجة من جزيرة "بويرتوريكا |
-Tammy kulübeden sesler duyuyormuş. | Open Subtitles | تعرف بأن تامي قالت بأن سمعت ضجة في ذلك البيت البلاستيكي |
Adeta bir sansasyon yaratan kitabın onbinlerce kopyası satıldı ve kraliçeden aşağıya doğru nüfuz sahibi herkes tarafından okundu. | Open Subtitles | كان ضجة أدبية و بيع منه عشرات الآلاف من النسخ و قرأه كل ذي سلطة بدءاً من الملكة فنزولاً |
Politikacılara ya da işadamlarına yapmayız. fazla riskli. | Open Subtitles | نحن لا نقتل سياسيين أو رجال أعمال الأمر يجلب ضجة كبيرة |
Ama somut birşeyle dönmedikçe sessiz ol. | Open Subtitles | لكن لا تعْملُ أيّ ضجة لعينه حتى يكون عِنْدَكَ شيءُ حقيقي |
Sorunsuz, tasasız. | Open Subtitles | لا فوضى، أي ضجة. |