Lütfen beni mecbur etme. sana karşı hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | من فضلكِ لا تضطريني لفعل هذا ليس لدي شيء ضدكِ |
Ama, onları sana karşı kullanmayacağımdan emin olana kadar, o güçleri bana vermeyi göze alamazsın. | Open Subtitles | لكن لا يمكنكِ المخاطرة بمنحي تلك القوى إلا إن لم تكوني واثقة بأنني لن أستخدمها ضدكِ |
Yani kullanabilirsin ya da sana karşı kullanılabilir. | Open Subtitles | وهذا يعنى أنكِ يمكنكِ استخدامه لصالحك أو يمكننى أنا استخدامه ضدكِ |
Bunu size karşı kullanacağımı düşünmeyin. Hanımefendilerin üzerimde pek bir etkileri yoktur. | Open Subtitles | لا تظني أني آخذ هذا ضدكِ فاالسيدات المهذبات لا يسحرنني |
Ama aleyhine olursa vali seni gönderebilir. | Open Subtitles | إن كانت نتيجة التصويت ضدكِ فسيكون لدى المحافظ سبب ليطردكِ |
Söyleyeceğiniz ya da yapacağınız her şey aleyhinize kullanılabilir. | Open Subtitles | أي شيء تقولينه يمكن وسيتم استخدامه ضدكِ في المحكمة. |
Tanık listesini ya da aleyhinizde kullanacakları kanıtları açıklamıyorlar. | Open Subtitles | إنهم لن يظهروا قائمة شهدائهم أو الدليل المستخدم ضدكِ. |
Yani bunu lehine kullanabilirsin ama sana karşı da kullanılabilir. | Open Subtitles | وهذا يعنى أنكِ يمكنكِ استخدامه لصالحك أو يمكننى أنا استخدامه ضدكِ |
Günlüğünden hakkında bir şeyler öğrendi bunu sana karşı kullanabilir ve kullanacaktır da. | Open Subtitles | إنه يعلم أشياء خاصة عنكِ من مفكرتكِ، والتي بإمكانه إستخدامها وسيستخدمها ضدكِ |
sana karşı durmaktansa yanında olmanın Nasıl bir duygu olduğunu unutmuşum. | Open Subtitles | كُنتَ نسيتُ كيفما كان العمل معكِ ، وليس ضدكِ. |
Dürüst olmak gerekirse bir zamanlar böyle bir şeyi sana karşı kullanırdım. | Open Subtitles | لأكون منصفاً، كان هناك وقت حيث يمكنني إستخدام شيئاً كهذا ضدكِ. |
Çünkü eğer kaybolursan ve kalbinde üzüntü varsa onu sana karşı kullanırlar. | Open Subtitles | لأنه إذا ضللت, وهناك حزنٌ بداخلك فسيستخدمونه ضدكِ. |
Çünkü eğer kaybolursan ve kalbinde üzüntü varsa onu sana karşı kullanırlar. | Open Subtitles | لأنه إذا ضللت, وهناك حزنٌ بداخلك فسيستخدمونه ضدكِ. |
Halkın sana karşı olduğunu düşünürsek şüpheli sayısı az değil. | Open Subtitles | بإعتببار ان الرأي العام , قد انقلب ضدكِ لايوجد قله في المشتبهين بهم |
Bu fotoğrafları çekmiş, size karşı kullanılabilecek kanıtlar toplamış. | Open Subtitles | والتقط هذه الصور كان يجمع الأدلة ليستعملها ضدكِ |
Sessiz kalma hakkına sahipsiniz. Söyleyeceğiniz her şey mahkemede size karşı delil olarak kullanılacaktır. | Open Subtitles | يحق لكِ إلتزام الصمت، أيّ شيء تقولينه قد وسيُستعمل ضدكِ في المحكمة. |
Zaten gücümü size karşı kullanıcak değilim. | Open Subtitles | إنني لن أستخدم قواي ضدكِ |
O oylama aleyhine olacak ve o vali de bunu senden kurtulmak için kullanacak. | Open Subtitles | سيصوّت الجميع ضدكِ وسيستغل المحافظ ذلك التصويت ليتخلص منكِ |
Söylediğin her şey mahkemede aleyhine delil olarak kullanılacaktır. | Open Subtitles | أيّ شئ ستقولينه سيستخدم ضدكِ في محاكمة قانونية .. |
Sessiz kalma hakkınız var. Söyleyeceğiniz her şey mahkemede aleyhinize delil olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | لكِ الحق في البقاء صامتة، أي شيء تقوليه سيستخدم ضدكِ في المحكمة |
Söyleyeceğiniz her şey mahkemede aleyhinize kullanılabilir. Avukat tutma hakkına sahipsiniz. | Open Subtitles | لديكِ الحق بالبقاء صامتة أي شيئ تقولينه قد يستخدم ضدكِ في المحكمة |
Söyleyeceğiniz herhangi birşey... aleyhinizde dava olarak kullanılacaktır. | Open Subtitles | أي شيء تقولينه يمكن وسيستخدم ضدكِ في المحكمة |
O yüzden seni desteklemektense sana rakip olmayı düşünmekteyim. | Open Subtitles | لذا، عوضاً عن مساندتكِ أفكر بأن أقف ضدكِ |