ويكيبيديا

    "ضعفي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zayıf
        
    • zayıflığım
        
    • iki kat
        
    • Zayıflığımı
        
    • katı
        
    • hassas
        
    • katını
        
    • zaafımı
        
    • Zayıflık
        
    • iki katına
        
    • zayıflığımın
        
    • zayıflıklarım
        
    • zayıflığımdan
        
    zayıf noktamı bulmak için her şeyi yapabilecek güçlü düşmanlarım var. Open Subtitles أنا لديّ أعداء أقوياء، الذي سيفعلون أي شيء لإيجاد نقطة ضعفي
    Grubun önünde kendimi zayıf göstermek istemedim ama danışmanlık hizmeti alabilirim. Open Subtitles لم أرد إظهار ضعفي أمام المجموعة لكني أحتاج إلى الإستشارة بصراحة
    Ama şey var Jack, bu benim kahrolası zayıf noktam. Open Subtitles هناك شيئاً ما... جاك, إنها نقطة ضعفي اللعينة يا جاك.
    Kadınlar benim zayıflığım. Günahkâr bir kalbim yok. Open Subtitles في الحقيقة النساء هم نقطة ضعفي والا لن اكون رجلاً سيئا
    Bir dar açı, diğerinden iki kat büyükse iki açının toplamı kaçtır? Open Subtitles إن كانت زاوية حادة قياسها ضعفي الزاوية الأخرى، كم يساوي مجموع الزاويتين؟
    zayıf yönümü buldunuz ama ben henüz sizinkini bilmiyorum. Open Subtitles لقد وجدت نقطة ضعفي لكني لم أعرف بعد نقطة ضغفك
    Saç olayı benim en zayıf noktalarımdan biridir. Open Subtitles أعرف ان ادوات الشعر هذه هى أحد نقاط ضعفي.
    zayıf noktamı buldum, bunu bana karşı kripton gibi kullandın... Open Subtitles لقد عرفتي نقطة ضعفي وكنت تستخدميها ضدي طوال الوقت
    Tek zayıf noktamı biliyor: zayıf olduğumu! Open Subtitles هي تعلم نقطة ضعفي الوحيدة ، وهي أنني ضعيف
    Soruna katkıda bulunacak her şeyi yaptın şimdi de benim zayıf noktamı mı kullanıyorsun? Open Subtitles أنت أيضاً مسؤول عن ذلك و الآن تستغل نقطة ضعفي ؟
    Hakaretlere, zorluklara, zulme ve felaketlere İsa'nın hatırına katlanırım, ...ne zaman zayıf olsam, o zaman güçlü olurum. Open Subtitles أنا راضي عن كل ما يواجهني من مشاق وكل ما يصيبني من مصائب في سبيل نيل رضاه فأنا في وقت ضعفي سأكون قوياً
    Bana çok şey öğrettiler zayıf yönlerim için canla başla uğraştılar ve beni gerçekten yetiştirmeye zorladılar. Open Subtitles علموني الكثير قويت بها نقاط ضعفي و ذلك أجبرني على النمو
    Haçlı Seferleri'ni bahane edebilirim fakat bu benim kendi zayıflığım kendi günahım. Open Subtitles يمكنني إلقاء اللّوم على الحملة الصليبية لكني أعرف ذالك كان بسبب ضعفي إنه ذنبي
    Bu da benim zayıflığım, ama adil olmalıyım, ...tek zayıflığım bu. Open Subtitles إنها ضعف بالنسبة لي لكن لأكون عادلاً مع نفسي إنها نقطة ضعفي الوحيدة
    BG: Çin iki ya da üç hafta önce LHC'nin iki kat büyüklüğünde bir süper çarpıştırıcı yapmak istediklerini duyurdular. TED برونو: أعلنت الصين قبل أسبوعين أو ثلاثة أسابيع أنها تنوي بناء مصادم خارق يعادل ضعفي حجم مصادم الهادرون الضخم.
    Buraya birleşerek gelip benim Zayıflığımı açığa çıkarmaya geldiniz. Open Subtitles جئتم لهنا متحدين آملين استغلال نقطة ضعفي
    Bu, insanların bizim gezegenimizdeki varoluş süresinin iki katı. TED و هذا يعادل ضعفي مدّة وجود الإنسان على ظهر هذا الكوكب.
    Çünkü tüm hassas noktalarımı internet âlemine teşhir edecek bir yazı yazmayı düşünüyorum. Open Subtitles لإني أخطط لكتابة مقالة تكشف كل نقاط ضعفي وعلى الإنترنت بأسره
    Onlara değerinin 2 katını ödeyeceğim. Gereğinden fazla cömert oluyorum. Beş yüz Paund. Open Subtitles سأدفع لك ضعفي ثمنها هيا، أنا كريمة جداً، 500 جنيه
    Denizcilere olan zaafımı biliyorsun. Open Subtitles تعرفين ضعفي تجاه البحارة
    - Zayıflık gösterdiğim için özür dilerim. Open Subtitles اسفة على ضعفي الشديد
    Bu, ortalama bir romanın iki katına denk geliyor ve tek bir harf hatası bile yapmadan tüm harfleri doğru sıraya koymamız gerekiyordu. TED وهو أكبر من ضعفي معدل حجمه لديكم، ويجب علينا أن نضع كل واحد من هذه الأحرف في الترتيب الصحيح، بدون خطأ مطبعي واحد.
    Benim zayıflığımın onun geçmişini bilmiyor oluşum olduğunu söyledi. Open Subtitles قالت أنّ ضعفي يكمن في عدم معرفتي الكافية عن ماضيها
    Gerçek zayıflıklarım, gerçek tahminlerim hakkında birdenbire şeffaf olmak benim işime gelir, çünkü bilirim ki eğer başarısız olursam suçlanmayacağım, yardım etme ya da yardım isteme konusunda başarısız olmak dışında. TED فجأة يصبح من مصلحتي أن أكون شفافاً من ناحية نقاط ضعفي الحقيقية، توقعاتي الحقيقية، لأني أعلم أنني لن أٌلام إن فشلت، لكن الأمر مختلف إن فشلت في المساعدة أو طلب المساعدة.
    Bu yüzden, zayıflığımdan memnun olmakla övüneceğim, ...böylece İsa'nın gücü içimde yaşayabilir. Open Subtitles لذا اتباهي بإظهار مدي ضعفي حتي تسكنني قوة المسيح

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد