ويكيبيديا

    "طابور" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sıra
        
    • kuyruk
        
    • sırasında
        
    • sıraya
        
    • sırası
        
    • kuyruğa
        
    • kuyruğunda
        
    • kuyrukta
        
    • kuyruğu
        
    • sırasını
        
    • sırasına
        
    • kuyruğuna
        
    • sırasından
        
    • sırada
        
    Bu okul kurulalı on yıI oldu, on yıI sonra hâlâ her toplantı sonrası burada bir sıra çocuk var ve hep aynı suratlar. Open Subtitles هذه المدرسة مفتوحة من عشرة سنوات, وفي كل سنة يأتي هنا بعد كل أجتماع,طابور من الطلبة, وكلهم نفس الوجوه المعتادة.
    sıra halinde yürüyen askerler. Beş-altı bin kadar. Haklı. Open Subtitles أرى رجال تزحف فى طابور ربما خمسة أو ستة آلاف حسنا
    Uzun bir sıra vardı. Üzgünüm. Gerçekten çok, çok uzun bir sıra vardı. Open Subtitles طابور طويل، آسفة، كان الطابور طويل للغاية
    Pazarları ise, böyle kuyruk oluyor. Open Subtitles وفي أيام الأحد دائما يكون هناك طابور مزدحم
    Muhtemelen kadınlara çok saçma gelecek bir sorum var: Hiç upuzun bir tuvalet sırasında beklediniz mi? TED هناك سؤال أبله محنمل من أى إمرأة تشاهد: هل وقفت من قبل في طابور غير متنساب للمرحاض؟
    Saçma sapan teşhis sırasına sokma çalışmalarınızdan biri bu.Çok yakında o sıraya gireceksin. Open Subtitles سأكون في قسمكم ـ واقفا بين طابوركم المضحك ـ سيكون هناك طابور قريبا
    Burada ölü bir adam var. Kamyonun açılmasını bekleyen bir müşteri sırası varmış. Open Subtitles لدينا جثّة واحدة، كان هناك طابور من الزبائن في إنتظار الشاحنة أن تُفتح.
    Hayır, başkasında gönlüm yok. Dükkanda sıra probleminiz var. Open Subtitles لا، لاأريدشيئاًآخر، لديكم مشكة طابور في هذا المحل
    Tek sıra olun. Lav şelalesine gidiyoruz. Open Subtitles اصطفوا جميعا في طابور واحد إلى شلالات الحمم
    Ayrıca, zorluk çektiğin şeylerden birisi de seni kaçıran adamın süpermarkette sıra beklerken sana gülümsemiş olabilmesi. Open Subtitles لكنك مضطربة أيضاً، لأن الرجل ذاته الذي اختطفك.. ربما تكوني قد ابتسمت له في طابور الحساب بالسوق هذا اليوم
    Tamam rezil herifler. Tek sıra olun. Şu adam fotoğraf çekmek istiyor. Open Subtitles حسناً أيها الغير مهذبين, لتصطفوا في طابور.
    Ama gitmek zorundayım. Muhtemelen kapıda 25 kişi sıra olmuş bekliyordur. Open Subtitles لكنّي عليّ أن أدخل، ربّما هنالك طابور من 25 فردًا بالخارج قيد الإنتظار.
    Umarım umumi bir lavabo bulursun hemen önünde şöyle az sıra olanından. Open Subtitles آمل أن تجد لك حمامًا عامًّا قريبًا حيث طابور الإنتظار فيه ليس طويلاً
    Harika. İşsizlik bürosunda kuyruk kısaydı. Open Subtitles ممتاز ، كان هناك طابور صغير في مكتب التوظيف
    Başladığım ilk gece, cuma gecesiydi. Uzun bir kuyruk, birçok insan. Open Subtitles وكانت أول ليلة لي , الجمعة طابور طويل , والكثير من الناس
    Ama belki sabahları kuyruk falan olunca seninkini kullanabilirim. Open Subtitles لكن ربما في الصباح عندما يكون هناك طابور طويل استطيع استخدام حمامك , صحيح?
    Birliklerin ilerleyişi sırasında yollar perişan haldeki mültecilerle doluydu. Open Subtitles سرعان ما مرت القوات بأول طابور من اللاجئيين النازحين
    Sence bu saçla bütün bayanlar benimle beraber olmak için sıraya girer mi? Open Subtitles هل تظنين أن السيدات الآن يصفون طابور لإختياري بدل رجل له شعر ؟
    Affedersiniz küçük hanım. El arabası sırası şurada. Open Subtitles معذرة أيتها الصغيرة، طابور عربات اليد هناك.
    kuyruğa bakılırsa Çek veya Polonya malı olmalı. Open Subtitles لابد أنها تشيكية او بولندية مع هكذا طابور
    Altı ay önce, markette, kasa kuyruğunda beklerken anlatmıştım. Open Subtitles ذكرت ذلك لها منذ ستة أشهر عندما كنا نقف في طابور السوق
    Film seyretmek için kuyrukta beklersiniz. Hava buz gibi ya da yağmurlu fark etmez. Ama burada... Open Subtitles أنت تريد مشاهدة فيلم، عليك أن تقف في طابور طويل قد يكون الطقس باردا
    Yerler idrarla kaplıyken tuvalet kuyruğu nasıl bu kadar uzun olabiliyor? Open Subtitles كيف يكون طابور الحمام بهذا الطول و الأرضية مغطاة بالبول ؟
    Müvekkilim yarım saat önce tutuklandı dava numarasını öğrenmem için tutuklanma sırasını söylermisiniz? Open Subtitles تم إعتقال موكلي قبل نصف ساعة وأحتاج منك التحقق من طابور التوفيق لرقمه المدني
    Havaalanına geç kalmış, uzun bir güvenlik kuyruğuna takılmış ve uçağını kaçırmış. Open Subtitles لقد وصل إلى المطار متأخراً وعلق فى طابور طويل، وفوّت طائرته
    Sırf benzin sırasından uzak duracağız diye fazla para vereceğimizi mi sanıyorsun? Open Subtitles أتظن أننا قد ندفع أكثر لمجرد تفادي طابور الوقود؟
    Ne? O kapalı tribün biletlerini almak için bütün gece sırada bekledim. Open Subtitles لقد وقفت في طابور طوال الليل لأحصل على هذا المستوى من التذاكر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد