Evet, bir öğrenci müdireyi görmek için randevu almaya çalışıyor. | Open Subtitles | أجل، فلقد كان طالبٌ يحاول أن يحدد موعداً لرؤية المدير |
Üniversitede öğrenci olduğum anlaşılır ve bu da gelecekteki kariyerimi olumsuz etkiler. | Open Subtitles | إذا ما علم أحدهم من الخارج بأني طالبٌ في كلية مفتوحة، فذلك سيحمل تأثيراً سلبيا على مسيرتي المهنيّة. |
Kötü öğrenci yoktur, sadece kötü öğretmen vardır. | Open Subtitles | لا يوجد هناك طالبٌ غبي ، يوجدُ فقط معلمٌ غبي |
Umut vaat eden genç bir üniversite öğrencisi olduğunun varoş bir suçlu olmadığının farkına varabilirsin. | Open Subtitles | لتدرك بأنك طالبٌ جامعي واعد وليسَ وليس مجرم الحي |
Ya çok bilgili bir Amerikan tarihi öğrencisi ya da Çay Partisi'nin kart taşıyan üyesi. | Open Subtitles | حسناً, إمّا أنَّهُ طالبٌ جيدٌ وملمٌ بالتاريخِ الأمريكي أو أنَّهُ لاعبُ بطاقاتٍ أثناءَ حفلةٍ لتناولِ الشاي |
Bu sabah bir öğrenci müdüre, iki çocuğun okuldan birini dövme planları yaptığını söylemiş. | Open Subtitles | صباحَ اليوم، طالبٌ أخبرَ المديرةَ أنّ الضحيّتين خطّطا لضربِ فتى. |
Ailen seni evden kovduğu ve daha önce zaten burada öğrenci olduğun için İsrail'de oturma izni için başvuruyoruz. | Open Subtitles | منذ الوقت الذي طردتك فيه عائلتك ، وأنت طالبٌ هنا سنقدم بطلب تصريح إقامة هنا في إسرائيل |
Özveri, sıkı çalışma ve bu dünyadaki piyonlar için konuşma cüretini gösteren bir öğrenci. | Open Subtitles | طالبٌ أظهر تفانيه جُهده في العمل وجراة الكلام عن الضعفاء في هذا العالم |
Rodyon Raskolnikov, eski bir öğrenci. | Open Subtitles | روديون راسكولنيكوف, طالبٌ سابق |
Misafir öğrenci. | Open Subtitles | إنه طالبٌ لتعليم اللغة يعيش معهما. |
Michael, başka bir öğrenci onun kağıdından kopya çektiği için ceza almıştı. | Open Subtitles | لقد تمّ فصل (مايكل)، مؤقتاً عندما غشّ طالبٌ آخر من ورقة اختباره |
Dün gece Kempton üniversitesinden bir öğrenci High parkta bıçaklanarak öldürülmüş. | Open Subtitles | أجل، طالبٌ بجامعة " كيمبتون". وجدَمقطعاًفي "هاي بارك"الليلةالماضية. |
Ülkenin en iyi üniversitesinde öğrenci. | Open Subtitles | إنهُ طالبٌ من أفضل الجامعات على الصعيد الوطني! |
- Sınıfta şiddet uygulayan bir öğrenci var. | Open Subtitles | -لدي طالبٌ شديدُ الأنفعال في مجموعتي |
Müdür Bey, bizde Bufty Rolls Royce adında bir öğrenci var mı? | Open Subtitles | يا حضرة المدير, أيوجد في المدرسة طالبٌ يُدعى (بافتي رولز رويس)؟ |
Hayırsever. Berbat bir öğrenci. | Open Subtitles | مُتبرع، طالبٌ بائس |
Stanislavsky Tiyatrosunda öğrenci. | Open Subtitles | إنه طالبٌ, في مسرح (ستانسلافسكي). |
Yüksek lisans öğrencisi İslami kadınlar hakkında blog yazıyor. | Open Subtitles | طالبٌ متخرّج، يكتبُ حول المرأة المسلمة. |
Kıyamet melekleriyle konuştuğuna inanmış olan bilinmezin hevesli bir öğrencisi. | Open Subtitles | طالبٌ التنجيم الذي يعتقد بأنه تحدث مع الملائكة في "سفر الرؤيا "نهاية العالم |
- Buranın öğrencisi misin? | Open Subtitles | هل أنت طالبٌ هنا ؟ |
Hayat öğrencisi arkadaşım. | Open Subtitles | طالبٌ في الحياة يا أخي |