- Biz verdik, hayatım. Gümüş bir tepside hem de. | Open Subtitles | ونحن يا حبيبي فعلنا ذلك على طبق من الفضة |
Bunu anladığın andan itibaren dünya sana gümüş bir tepside sunulmuş gibidir. | Open Subtitles | بمجرد أن تفهم هذا، كما تعلم إنه كما لو أن العالم قُدِّمَ إليك على طبق من ذهب |
Her şeyin onlara gümüş bir tabağa konması gerektiğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | وهم يعتقدون أن كل شيء يجب أن يسلم لهم على طبق من الفضة. |
Bu önümüze tabakla sunuldu Frank, bunu mahvetmeyelim. | Open Subtitles | هذا الحدث قـدُمّ لنا على طبق من فضة، دعنا لا نقلل منه |
Gümüş tepsi mi? | Open Subtitles | طبق من فضة ؟ |
Bir hükümet yetkilisinin kellesini tabakta sunmak onların vermek istediği mesajı güçlendirecektir. | Open Subtitles | وان يحصلوا على يد من الحكومة معهم فى ذلك على طبق من ذهب هذا سوف يجمل الرسالة فقط |
Size onları bir tabakta sundum. | Open Subtitles | قدمتهما لكما على طبق من الذهب |
1947 yılında sana tavuk kümesimi boyaman için bir tabak dolusu yiyecek vermiştim. | Open Subtitles | أعطيتك طبق من فطيرة الذرة في 1947لتدهن قن دجاجي |
Kariyeri önüne gümüş tepside sunulmuş biriyle bu kadar yakın olacağımı sanmazdım. | Open Subtitles | بالرغم من أنني لم أتعلقبأي شخص قدم مسيرته لها على طبق من فضة |
Bak fırsatı sana gümüş tepside sunuyorum. | Open Subtitles | هاهي الفرصة أمامك على طبق من فضة |
Bayan Gilchrist, bir tepside süt ve bisküvi hazırlar mısınız? | Open Subtitles | هل تتفضلين بصنع طبق من الحليب والبسكويت |
Evet, ve evet, desteğimiz için gümüş bir tepside takas. | Open Subtitles | نعم ونعم، على طبق من ذهب مقابل دعمنا |
Ve sen de bana bu fırsatı fare pençesi ellerinle gümüş bir tepside sundun. | Open Subtitles | وانتِ وضعت ذلك على طبق من فضة بيديك |
Neden dünyayı gümüş bir tepside sunmadınız? Belki de verdik. | Open Subtitles | انتم أخذتم العالم على طبق من فضه! |
Bunu sana gümüş bir tepside sunarım. | Open Subtitles | سأعطيك هذا على طبق من فضة |
Bu altın sikkeyi gümüş bir tabağa koy ve adet olduğu üzere Mahim'e götürün. | Open Subtitles | ضع عملة ذهبية في طبق من الفضة واعطه لـ(موهيم) وفقاً للتقاليد |
Anlaşmayı bitirirsen onu gümüş bir tabakla sunarım. | Open Subtitles | سأسلمها لك على طبق من فضة إذا أوفيت بجانبك من الإتفاق |
Gümüş tepsi mi? | Open Subtitles | طبق من فضة ؟ |
O zaman anlaşmanın şartlarına uyacaksın, yani Westen'in kellesini getireceksin. | Open Subtitles | ثم عليك أن تبدأ أفضل رافعين نهاية الخاص من الصفقة، ويعني ذلك رئيس يستين على طبق من ذهب. |
Karl'ı o adama gümüş tabakta sundum. | Open Subtitles | قدمت (كارل) على طبق من فضة لهذا الرجل. |
Şimdi, benim için bir tabak siyah kahve bırakacak mısın? | Open Subtitles | الان هل تركت لي طبق من القهوة السوداء؟ |
Gümüş tepside sunulmuş olarak her şeyin vardı, ve sen bunu çarçur ettin. | Open Subtitles | حصلتَ على كل شيء على طبق من فضة لكنك بددّته |
Sana Ölmek üzere olan Bonnie Bennet'i gümüş tepside sunuyorum ama sen oralı bile olmuyorsun. | Open Subtitles | أعطيك (بوني بينت) تحتضر على طبق من فضّة وإذا بك تهدر الفرصة. |