Efendim, sizi uyandırdığım için özür dilerim ama bir şey oldu. | Open Subtitles | سيدي , آسف على إيقاظك , لكن طرأ شيء ما |
bir şey oldu ve insanlar bunu bir hayalete bağladılar. | Open Subtitles | طرأ شيء ما، و لصق الناس الشبح به |
Dinleyin, bir şey oldu. | Open Subtitles | استمعو لقد طرأ شيء ما |
- Acil bir şey olursa hemen yayına girmek istiyorum. | Open Subtitles | وإن طرأ شيء أود أنا أكون متأهبًا لأكون على الهواء مباشرةً حسنٌ |
bir şey olursa İletişim ile bana ulaşın. | Open Subtitles | إذا طرأ شيء آخر، فاستخدموا بطاقة "اتّصال" للتواصل معي. |
bir şey olursa, biz buralardayız. | Open Subtitles | إذا طرأ شيء ما، سنبقى في الجوار. |
Beyler, acil işim çıktı. | Open Subtitles | أيها السادة لقد طرأ شيء ما الرجاء المعذرة |
Adam, bir işim çıktı. | Open Subtitles | مرحباً، آدم، أسمع لقد طرأ شيء اليوم |
Avi bir şey oldu. | Open Subtitles | (آفي)، طرأ شيء ما لا أعرف كيف حدث هذا... |
Rosey'ye orada bir şey oldu... ve geri geldiginde iyi değildi. | Open Subtitles | طرأ شيء لـ(روزي) هناك ولم تعد |
bir şey oldu. | Open Subtitles | طرأ شيء ما |
- Avi bir şey oldu. | Open Subtitles | - طرأ شيء يا (آفي) |
Eğer bir şey olursa sizinle iletişime geçeriz. | Open Subtitles | سوف نكون على أتصال أذا ما طرأ شيء جديد |
Ancak beklenmedik bir şey olursa. | Open Subtitles | إلا إذا طرأ شيء غير متوقع |
Ancak beklenmedik bir şey olursa. | Open Subtitles | إلا إذا طرأ شيء غير متوقع |
Acil bir şey olursa sadece. | Open Subtitles | فقط إن طرأ شيء عاجل |
Üzgünüm. Bir işim çıktı. | Open Subtitles | آسفة ، طرأ شيء ما |
Evet. - İşim çıktı gidemedim. | Open Subtitles | أجل. طرأ شيء ما. |