Ama benim gibi badireler atlatan bir insansanız, bunlarla baş etmenin yollarını öğreniyorsunuz. | Open Subtitles | ولكن عندما تقضي أوقاتاً صعبة كالتي مررت بها تتعلم طرقاً تتعامل مع الأمر |
Bizleri buraya getiren, birbirimizle ilişki kurma yollarını seçiyoruz. | TED | اخترنا طرقاً لنرى بعضنا البعض والتي جلبتنا إلى هنا. |
Daha çabuk, daha az acı veren intihar yolları olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هناك طرقاً أسرع وأقل ألماً لقتل نفسك |
Çocuklarımız, dışarıya açılan yolları anlamalı ve ailelerimiz onlara bu yolu göstermeli. | Open Subtitles | يجب على أطفالنا أن يفهموا طرقاً أخرى للحياة ويجب على عائلتنا أن تريهم ذلك |
Her zamanki gibi, en zor şartlarda bile Zissou Ekibi'nin üyeleri, morallerini yüksek tutmanın bir yolunu buluyor. | Open Subtitles | كالعادة وحتى مع أصعب الظروف يجد أعضاء زيسو طرقاً لإبقاء المعنويات عالية |
İnsanlık, birbirine inanacak, güvenecek ve birbirini anlayacak yeni yollar buldukça ilerliyor. | TED | الإنسانية تمضي قدماً عندما نجد طرقاً جديدة لنعتمد ونفهم ونثق ببعضنا البعض. |
Tarih boyunca, farklı kültürler bunu sağlamak için çeşitli yöntemler kullanmıştır. | TED | عبر التاريخ استخدمت الحضارات المختلفة طرقاً متنوعة لتحقيق ذلك. |
# Seni perküsyon darbeleyeceğiz # | Open Subtitles | ″سوف نقوم بصدمكَ طرقاً″ |
Bizi etkisiz hale getiren ilişki yollarını seçebiliriz. | TED | يمكننا أن نختار طرقاً للتعاطف والتي ستخرجنا من هنا. |
Bazıları tuğla ve terakota gibi eski malzemeleri kullanmanın yeni yollarını buluyor. | TED | وجد البعض طرقاً مبتكرة لمواد قديمة مثل القرميد والصلصال. |
İş yok. Ama çalışmanın yollarını bulmalısın. | Open Subtitles | لايوجد أي عمل، لكن يجب أن تجد طرقاً تحصل بها على عمل |
Bizi aldattığını sanabilir ama onu konuşturmanın yollarını biliriz! | Open Subtitles | باعتقاده أنه يستطيع أن يستغفلنا، فات عليه أن لدينا طرقاً تجعله يتكلم |
Ne zaman yakınlaşsak, ben inatçı davrandım, korktum, ve aramıza bir şeyler sokmanın yollarını buldum. | Open Subtitles | و فى كل مرة نقترب بها من بعضنا أكون إما عنيدة أو خائفة و أجد طرقاً لأجعل الضغائن تدخل بيننا |
O günlerin İpek Yolu tacirleri kadınlarımızınn güzelliğini görebilmek için, yollarını değiştirirlerdi. | Open Subtitles | وكان تجار طريق الحرير يسلكون طرقاً ملتوية طويلة لأيام فقط ليتمتعوا بمشاهدة جمال نسائنا |
Teşekkür etmenin başka yolları da olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تعرفين أن هناك طرقاً أخرى لتشكرى بها شخص ما ، أليس كذلك ؟ |
Bilmelisin ki bizim bu problemimizle başa çıkmanın başka yolları da var. | Open Subtitles | حسناً ، عليك أن تعرف أن هناك طرقاً أخرى يمكننا بها حل مشاكلنا |
Diğer canlı türleriyle onları yok etmeyi içermeyen etkileşim yolları bulabiliriz, ama bu yolların iki tarafa da faydası olan bir dengede olması lazım. | TED | يمكن أن نجد طرقاً للتفاعل مع هذه المخلوقات الأخرى التي لا تنطوي على إبادتهم، ولكنها تنطوي على إيجاد توازن معهم وهو توازن مفيد. |
Tuzağa düşmüş hissedebiliriz, ama yine de insan olarak, özgür hissetmenin bir yolunu buluruz. | Open Subtitles | . . قد نشعر بالقيد ،لكن مع ذلك نظل بشراً فنجد طرقاً للحرية |
Eminim imha etmenin bir yolunu bulmuşsunuzdur. | Open Subtitles | أن متأكد بأنكم ستجدون طرقاً للتخلص من ذلك |
Hayatta kalmanın hep bir yolunu bulduk. Bunu beraber yaptık. | Open Subtitles | لطالما وجدنا طرقاً للنجاة وكنّا نفعل ذلك معاً |
Bu zorluklarla, sorunlarla, acılarla baş edecek yollar bulmalıyız. | TED | علينا أن نجد طرقاً نتبنّى فيها تلك التحديات ، نتبنى هذه المشكلات ، والمعاناة، |
Standart notalarda ritim, bir ölçü çizgisi üzerinde gösterilir fakat başka yollar da vardır. | TED | في الترميز القياسي ، يوضح الإيقاع على سلم موسيقي، إلا أن هناك طرقاً أخرى. |
Açık hava pazarının yeri değiştiği için kapşonlular yeni yöntemler uyguluyorlar. | Open Subtitles | يستخدم الغوغاء طرقاً جديدة بعد تغير السوق |
# Seni perküsyon darbeleyeceğiz # | Open Subtitles | ″سوف نقوم بصدمكَ طرقاً″ |