Yine de Londra'ya Dönüşte acil çıkışın yanında bir koltuk bulmayı başardım. | Open Subtitles | على الرغم أنني حققت نتائج في الخروج عن طريق العودة من لندن |
Ve geri dönerken o küçük Çin yerinde durup paket servis almıştık. | Open Subtitles | و في طريق العودة توقفنا عند المطعم الصيني و أخذنا إستراحة قصيرة |
Beşi de geri dönüp yürümeye başladılar ve o dönüş yolunda beşi de öldü. | TED | الخمسة جميعهم التفوا وعادوا إلى الساحل ومات الخمسة جميعهم وهم في طريق العودة. |
En iyi dostunun gözlerinin içine bakarsın ve geri dönüş yolunu bulmayı seçmeye devam edersin. | TED | تقوم بالنظر في عينَي صديقك المُقرّب، وتستمران في اختيار أن تبحثا عن طريق العودة إلى بعضكما مجددًا. |
Kampı buluruz, böylece evin yolunu da buluruz. | Open Subtitles | نحن سوف نجد المخيم وسوف نقدر ان نجد طريق العودة لبيوتنا |
Az evvel dükkandan gelirken dışarıda bir kız gördüm. | Open Subtitles | وأنا فى طريق العودة من المتجر ألتقيت بفتاة |
Bütün dönüş yolu boyunca da bir geyik arabanın tavanına iki tanesi yanlara bağlıyken bir tanesi ise arka koltukta gözlerinde güneş gözlüğüyle oturur vaziyetteydi. | Open Subtitles | لذا قُدنا فى طريق العودة لدينا غزال مربوط على السقف و اثنان مربوطان على الجوانب |
Benzini de Dönüşte alırım. | Open Subtitles | يمكنني الحصول على الوقود ، في طريق العودة |
Harris böyle derdi değil mi, durum Eve Dönüşte kontrol altındadır. | Open Subtitles | هذا ما قلتيه لهاريس هناك الموقف امن في طريق العودة |
Kızımı orada evlendirmez olaydım keşke! Çünkü oradan Dönüşte oğlumu kaybettim. | Open Subtitles | ليتني لم أزوج ابنتي في ذلك البلد لأنني فقدت ابني في طريق العودة |
Her gün, işe giderken ve Eve dönerken yolda ağladım. | TED | كنت أبكي كل يومٍ خلال ذهابي إلى العمل وفي طريق العودة إلى المنزل. |
Eve dönerken, uykuya daldın ve babamın seni taşıması gerekti. | Open Subtitles | في طريق العودة للمنزل ذلك المساء نمتِ في القطار وحملك أبي على ظهره |
- Bir iki gün içinde görüşürüz. - Eve dönerken sakın kaybolma. | Open Subtitles | سأراك بعد يوم أو يومين لا تضل طريق العودة |
İşin aslı prens Eve dönüş yolunda öldürülmüştü. | Open Subtitles | الحقية كان ان الامير قتل و هو في طريق العودة |
Neva dönüş yolunda kaybolduk. Molochai'de durduk. | Open Subtitles | في طريق العودة إلى نييا ؛ تُهنا وانتهى بنا المطاف في مولوشاي |
Ori, Markon hatasının farkına vardığında bağışlamayı bahşetti... ve ışığıyla köyü aydınlatarak ona geri dönüş yolunu gösterdi. | Open Subtitles | منح الأوراي المغفرة عندما علم ماركون بخطأه، وباركت القرية مع الضوء من أجل أن تبين له طريق العودة إلى السراط. |
Yani benim kabloyu alıp birinin beline bağlayarak havalandırmadan geri dönüş yolunu takip edebiliriz. | Open Subtitles | لذا سنحضر سلك الكايبل الذي معي و نربطهُ بخصر شخصاً ما و يتبع سلك الكايبل ليجد طريق العودة |
Onca yıldan sonra nihayet evin yolunu bulmuşsunuz bakıyorum. | Open Subtitles | أرى أنّكما وجدتما طريق العودة أخيراً بعد كلّ هذه السنوات |
Leeds'te onu yakalayıp gelirken konuşmaya çalışacağım. | Open Subtitles | ، سأحاول مقابلته فى ليدز . وأتحدث إليه فى طريق العودة |
- James'in annesiyim. Bence bu kapı kubbeye dönüş yolu. | Open Subtitles | أعتقد بأنّ هناك الباب هو طريق العودة إلى القبة. |
- Ta buradan aya kadar - Ta buradan aya kadar | Open Subtitles | " من هنا حتى القمر و طريق العودة " |
Ama en uzun yol, ...hala babasının diyarına yaptığı yolculuk! | Open Subtitles | إلا أن الأطول منه هو طريق العودة إلى ديار آبائه |
..Eve dönmekle seks arasında bağlantı bile kurduğum yere kadar. | Open Subtitles | إلى درجة أنني صرت ربطت الجنس وبين طريق العودة للبيت |
Ölüm noktamı yok etmenin Eve dönüş yolumu sileceğini mi söylüyorsun. | Open Subtitles | أنت تقولين أنني بتدميري بقعة موت أمحت طريق العودة للبيت |