Aslında olan şu; bilgisayarı kullanan tek bir çocuk var. | TED | ما تحصل عليه في الواقع، هناك طفل واحد يشغل الحاسوب. |
Haftada bir çocuk hiç işime yaramaz. | Open Subtitles | طفل واحد في الأسبوع ليس كافياً بالنسبة لي |
Çünkü mükemmel bir çocuk istedik, ve istediğimiz oldu. | Open Subtitles | لأننا أردنا طفل واحد كامل وهذا ما حصلنا عليه |
Amerika'da çoğu okul bir çocuğu eğitmek için yılda 7.500 dolardan az harcıyor. | TED | معظم المدارس في أمريكا تنفق أقل من سبعة آلاف وخمسمئة دولار سنوياً , لتعليم طفل واحد |
bir çocuğum otizme yenik düştü. Diğerini de bu şekilde kaybedemem. | Open Subtitles | فقدت طفل واحد بمرض التوحد لايمكنني خسارة الآخر |
Ve devlet otoritesi, bildiğimiz gibi, daha başka alanlara da hükmediyor mesela tek çocuk politikası gibi. | TED | والحكومة تمد سلطتها الى مجالات عدة نحن نعرف بعضها مثل سياسة انجاب طفل واحد فحسب |
bir çocuk biraz fazla kalmıştı ama dayak devam etti ve sonra o da kayboldu ortalıktan. | Open Subtitles | بقي طفل واحد لفترة أطول من غيره ولكن الضرب كف عنا لغاية اختفائها |
bir çocuk daha genç İki çocuk daha yaşlı | Open Subtitles | طفل واحد كان أصغرهم، الطفلان كانا الأكبر سنّا |
baban burada yaşamıyor çünkü ben tek bir çocuk yetiştirmek istedim ve seni seçtim. | Open Subtitles | ودعني أكون واضحة أبوك لا يعيش هنا لأنني قررت أن أربي طفل واحد وقد اخترتك |
Okul kuralları bir çocuk doğum günü partisine davet edilirse herkesin davet edilmesi gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | أعني كما تعلمين حيال تعليمات المدرسة إذا تمت دعوة طفل واحد إلى حفلة عيد ميلاد فيجب دعوة الجميع |
Herneyse, Devlet Sağlık programı asla bir çocuk kötü hissedebileceği için onu dışarda bırakmak istemez. | Open Subtitles | على اية حال ، برنامج اللياقه الرئاسي لا يريد تسميه طفل واحد لكي لا يشعر الطفل بالسوء |
bir çocuk bize inandığı sürece.. ..korkusuyla savaşmak için burada olacağız. | Open Subtitles | طالما هناك طفل واحد يؤمن بنا، فسنحضر هنا لمقاومة الخوف |
Kısa süre önce boşandı, bir çocuğu var. | Open Subtitles | هو أنفصل مؤخرآ، عنده طفل واحد وفي عُطل نهاية الإسبوع |
bir çocuğu öldürüp, yüzlercesini kurtarmanızı sağlamıştım. | Open Subtitles | ..ساعدتك في أن تقتل طفل واحد و تـنقـذ مئة آخرين |
Tüm yapman gereken bir çocuğu seçkin üniversitelerden birine sokmak, sonra telefonun hep çalıp duracak. | Open Subtitles | حسناً ,كل ماعليك فعله ان تدرس طفل واحد وهاتفك لن يتوقف عن الرنين |
Yani, hayatımın sonuna kadar tek bir çocuğum olacaksa, ...senin hakkındaki her şeyi bilmeliyim bilmediğim şeyleri bile. | Open Subtitles | أعني , إذا كان لي أن أحصل على طفل واحد لبقية حياتي معرفة كل شيء أعرفه عنكِ |
bir çocuğum var, çocuğumuz ve şu anda üst katta, her zaman olduğu gibi. | Open Subtitles | لدىّ طفل واحد ، طفلنا وهو بالأعلى هُناك ، حيثُ يتواجد دوماً |
bir çocuğum var, çocuğumuz ve şu anda üst katta, her zaman olduğu gibi. | Open Subtitles | لدىّ طفل واحد ، طفلنا وهو بالأعلى هُناك ، حيثُ يتواجد دوماً |
Bugün tam altı ay oluyor -- ve tarihte ilk defa, Uttar Pradesh veya Bihar'da bir tek çocuk bile felç olmadı. | TED | اليوم ، مرت 6 أشهر تماما و لأول مرة في التاريخ لا يوجد طفل واحد اصيب بالشلل في اتار براديش ، او بهار |
Bir bebek aylık 357 dolar eder. Ama ikizler ekstra 154 dolar getirir. | Open Subtitles | الآن، طفل واحد يساوي 357 دولاراً في الشهر، لكن توأم سيضيف 154 دولاراً |
İki çocuğu olanlar da tek çocuğu olanlardan. | Open Subtitles | ومن لهم طفلان يعيشون أطول ممن لديهم طفل واحد |
Zaten bir çocuğun hayatını mahvettin. Neden aynını başkasına da yapasın? | Open Subtitles | لقد أفسدتِ بالفعل طفل واحد بالحياة لماذا تفعلين ذلك مره أخرى؟ |
Bir yıl içinde 99 bebeğin doğması olasılığı var. Ama bir adada 99 erkek ve sadece bir kadın yaşasa... bir yıl içinde sadece bir bebeğin doğması olasılığı var. | Open Subtitles | ولكن إن كان على الجزيرة 99رجلاَ وأمرأة واحدة يحتمل أن يولد طفل واحد وهكذا |