- Sabahtan beri bunları bekliyordun! - Hayır, yapma, yapma, öyle değildi! Yapılması gereken bu değil mi? | Open Subtitles | هذا ما كنت تتوقعينه طوال اليوم هذا ما أفعله بالمرأة ، صح ؟ |
Ama Sabahtan beri seni seyrediyorum. | Open Subtitles | أنت حتى لا تعرف من أنا نعم، ولكني كنت أنظر إليك طوال اليوم |
Bütün gece seni yalnız yakalayacağımı umarak bu masada oturdum. | Open Subtitles | لقد انتظرتك طوال اليوم على هذه الطاولة حتى أنفرد بك. |
- Bütün gün karısının yatak odasına niye hiç gitmedi? | Open Subtitles | لماذا لم يتواجد فى غرفة نوم زوجتة طوال اليوم ؟ |
Yüzme havuzları inşa ediyor. Bugün geç saate kadar dışarıda olacaktı. | Open Subtitles | إنه يعمل في بناء أحواض السباحة سيظل خارج المنزل طوال اليوم |
Eğer 1 milyon dolarım olsaydı Bütün günü seninle yatakta geçirirdim. | Open Subtitles | لو كان لدي مليون دولار لبقيت معك في السرير طوال اليوم |
gün boyunca tek lokma yemedim. Uçakta yiyecek bir şeyler olacak mı? | Open Subtitles | أنا لم آكل طوال اليوم هل سيكون هناك طعام على متن الطائرة؟ |
Sabahtan beri beni takip ediyor! | Open Subtitles | 30 ظهراً كلا، لست مجنوناً لكنها تتعقبني طوال اليوم 12: |
Sabahtan beri beni takip ediyor! | Open Subtitles | 30 ظهراً كلا، لست مجنوناً لكنها تتعقبني طوال اليوم 12: 30 ظهراً |
Sabahtan beri bu eve gelip giden çantayı. | Open Subtitles | التي كانت تدخل وتخرج من هذا المنزل طوال اليوم |
Hava almaya ihtiyacım var, bu Sabahtan beri buradayım. | Open Subtitles | أحتاج لإستنشاق هواءً منعشاً، مكثت في المكتب طوال اليوم. |
Neden Sabahtan beri soğukta bekliyoruz? | Open Subtitles | مالذي نفعله أن نقف بالخارج طوال اليوم في البرد؟ |
Sabahtan beri TV seyrediyorlar. Pizza yiyorlar. | Open Subtitles | طوال اليوم يشاهدون التلفاز ويأكلون البيتزا دائماً يأكلون البيتزا |
Sizi yalnız yakalamayı umarak Bütün gece şu masada oturdum. | Open Subtitles | لقد انتظرتك طوال اليوم على هذه الطاولة حتى أنفرد بك |
Bir adam vardı. Hiç konuşmazdı. Bütün gece bir köşede otururdu. | Open Subtitles | كان هناك ذلك الرجل، لم يكن ليتكلم أبداً فقط كان يجلس هناك طوال اليوم |
Bütün gece çizgi film izleyip oyun oynayan sen değilsin.. | Open Subtitles | أنت لم تشاهد برامج الأطفال و تلعب معهما طوال اليوم لقد رحلا بالفعل , صحيح؟ |
- Hayır, artık yemek yiyemeyeceğim galiba. - Bütün gün bunlara bakmamın sonucu. | Open Subtitles | كلّا، لا أعتقد أني سأكل ثانية أبدًا بعد مشاهدتي لكل هذا طوال اليوم. |
- Benim çocuğum yok ki. - Bütün gün, polisleri hedef alıyordun, neden? | Open Subtitles | ليس لديّ أي طفلة أنت كنت تستهدف رجال الشرطة طوال اليوم. |
Hey, ben Stewie Griffin, ve Bugün bütün gün babamın kıçını tekmeleyeceğim | Open Subtitles | مرحباً أنا ستيوي جريفين و أنا ذاهب لضرب مؤخرتي أبي طوال اليوم |
- Bütün günü arkadaşlarımızı gömerek geçirdik. - Korkunçtu. | Open Subtitles | كنا ندفن أصدقاءنا طوال اليوم إنه مرعب مرعب |
gün boyunca tek lokma yemedim. Uçakta yiyecek bir şeyler olacak mı? | Open Subtitles | أنا لم آكل طوال اليوم هل سيكون هناك طعام على متن الطائرة؟ |
Artık 45 saniyede bir yapıyoruz ve tüm gün yapıyoruz. | TED | أما الآن فكل 45 ثانية بل ونفعل ذلك طوال اليوم. |
İlk önce, bizi şaşırtan şey günün en büyük pikinin uykuda olmasıydı. | TED | وبداية، ما أذهلنا هو أن فترات النوم كانت الأكثر نشاطًا طوال اليوم. |
Beni reddederse her gün işe kendimi aptal gibi hissederek giderim. | Open Subtitles | ماذا لو رفضتني وإنتهى الأمر نعمل معاً طوال اليوم وأشعر بالحمق |
gün boyu içinde olduğun için, hamur işinden nefret edeceğini sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقد أنّكِ تبغضين المعجّنات بعد كلّ هذا التحديق بها طوال اليوم. |