Azıcık tükürük. Bir parça tırnak. Hatta saç bile olurdu. | Open Subtitles | نقطة لعاب, أو ظفر منهم أو حتى القليل مِن الشعر |
Kaburgaya takılıp kalmış tırnak parçasından başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | قطعة من ظفر استقرت في أحد الأضلاع لا شيء آخر |
Bunu sebebi gözün "fovea" denen ve net görüşten sorumlu kısmının yaklaşık olarak sadece kol mesafesindeki başparmağınızın tırnağı boyutlarında oluşudur. | TED | هذا بسبب الجزء المنخفض من عينك و هو الجزء العالي الدقة و هو تقريبا بحجم ظفر الإبهام مقارنة بطول ذراعيك |
Zafar Hasani kimdi peki? İsim listelerimizde adı geçiyor mu? | Open Subtitles | إذن، من كان" ظفر حسني" أكان على قائمة المراقبة ؟ |
- Sormadı. Konuyu açarsa annesi 10 dolarlık takma tırnağını yermiş. | Open Subtitles | قالت أن أمها ستعض ظفر أكريليّ بقيمة 10 دولارات و تقتلعه |
Ardından 'R' harfi yazılı kâğıt parçasını sol yüzük parmağındaki tırnağın altına yerleştirdi. | Open Subtitles | ثم وضع ورقة صغيرة بها حرف الراء تحت ظفر بنصرها الأيسر. |
1918'den beri Yankees 23 şampiyonluk kazandı. | Open Subtitles | منذ عام 1918 ظفر فريق اليانكيز بـ 23 بطولة عالميّة |
İnanılmaz, üzerinde tırnak olan bir parmak parçası bulduk. | Open Subtitles | مدهش, لقد عثرنا على جزء من اصبع مع ظفر مازال ملتصقاً به |
Verandanızda kurbana ait kırık bir tırnak bulduk efendim. | Open Subtitles | يا سيدي ، وجدنا ظفر مكسورة المنتمين إلى الضحية في شرفة منزلك الأمامية. |
Evet ama bir deri parçası, saç hatta bir tırnak bu hayaleti buraya bağlayan bir şey olmalı. | Open Subtitles | أجل، لكن ربما هناك قطعة جلد أو شعر أو ظفر أيّ شئ يربط الشبح بالحافلة |
Ve küçük miktarda da olsa jel tırnak diplerinde vardır. | Open Subtitles | ستُنشط كمية صغيرة في شق أو ظفر. تعرفي ماذا؟ |
Dairesine girdin yatağında yattın sol el başparmağından tırnak mantarı izi bıraktın. | Open Subtitles | أنتِاقتحمتشقتها، ورقدتِعلىسريرها، لقد تركِ اثر من فطر ظفر |
Eğer hayatın kırık bir tırnak yüzünden paramparça oluyorsa gezici bir akıl hastanesine ihtiyacın olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | برأيي إن كانت حياتك تتدمر بسبب ظفر مكسور فأنت تحتاج إلى تقييم نفسي |
Sistemdeki her bir büyük elementi daha küçüğüyle değişitrebiliriz; küçük bir entegre devre, bir çocuğun tırnağı boyutunda görüntüleme çipi. | TED | يمكننا استبدال كل عنصر كبير في ذلك الجهاز بمكوّن أصغر... مثل دائرة كهربائية متكاملة صغيرة، وشريحة عرض بحجم ظفر طفل. |
Çarşafları kadınsı olabilir, ama bu ayak tırnağı bir adama ait. | Open Subtitles | الملاءات ربما لأنثى,و لكن ظفر القدم هذا يعود لرجل |
Bütün ojelerimi aldı ve her tırnağı farklı bir renge boyadı. | Open Subtitles | وكأنّه كان يعبدها ولينهي الأمر، أزال كلّ طلاء أظافري ولوّن كلّ ظفر بلون مختلف |
Bir şey buldum. Zafar kardeşi Malik Hasani'yle birlikte yaşıyormuş. | Open Subtitles | هنا شيء ما، "ظفر" كان يعيش مع أخاه "مالك حسني" |
Bu sadece bir oyun, Zafar. | Open Subtitles | انها مجرد لعبة، ظفر. |
Oğlumun onun evine nasıl girdiğini ve oğlumun tırnağını ölü bir adamın içine nasıl yerleştirdiğini anlatacaksın. | Open Subtitles | سوف تخبرني كيف جعلت ابني يدخل منزله وكيف وضعت ظفر إبني بداخل رجل ميت |
Kız kardeşinin tırnağını söktüm ama bize adını bile söylemedi. | Open Subtitles | لقد أخرجتُ ظفر أختك من إصبعها ولم تبوح بإسمها. |
Sol işaret parmağında tırnağın altında bir ben buldum. Biyopsi melanom olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | وجدتُ شامة تحت ظفر سبابتها اليسرى أظهرت الخزعة أنّها ميلانوما |
Oğlun kazandı. Bugün sarhoş olmak istiyorum. Sen içmiyor olabilirsin ama biz kesinlikle içeceğiz. | Open Subtitles | لقد ظفر ولدك، سوف أنتشي هذا اليوم لقد أقلعت أنت، لكنّنا سنشرب بالتأكيد |
Önemli bir şey değil. Ayak tırnağım kırıldı. | Open Subtitles | ليس بالأمر الكبير، لقد سقط ظفر قدمي. |
Fıstık ezmesindeki parmak izleri yerdeki ayak tırnakları... | Open Subtitles | آثار إصبع في زبدة الفستق ظفر أرجل على الأرض |
Nikki'nin ayak tırnağından alınan örnekteki DNA sonuçları geldi. | Open Subtitles | نتائج الحمض النووي ظهرت من النسيج الذي تحت ظفر قدم نيكي |