Bu yüzden biz biraz konuşuyorduk eğer harika olacağını düşündüm. | Open Subtitles | حتى ظننت أنه سيكون أمرا رائعا إذا كنا نتحدث قليلا. |
Çünkü güzel olur diye düşündüm. Niye? | Open Subtitles | لأنني ظننت أنه سيكون أمراً لطيفاً، لماذا؟ |
Ertesi gün buluşacağımız yeri söyledi ve orada olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | أخبرني بمكان لقائه اليوم التالي ولكنني ظننت أنه سيكون موجوداً |
Yılbaşı temasında bir görev yapmak eğlenceli olur dedim. | Open Subtitles | ظننت أنه سيكون ممتع أن أضع مسعى بموضوع الأجازات |
Onun diğerlerinden farklı olacağını sanmıştım, ama bu adam, "yok" kelimesinin anlamını bile tanımlayamıyor. | Open Subtitles | ظننت أنه سيكون مخالفاً للمهرّجين الآخرين لكن هذا الرجل "لا يستطيع حتى تحديد معى "يوجد |
Kolay olur sanmıştım ama yapamadım. | Open Subtitles | ظننت أنه سيكون سهلاً لكني لم أستطع فعلها |
Daha heyecanlı olur sanıyordum. | Open Subtitles | -لقد ظننت أنه سيكون متحمس أكثر -أعطها لحظة |
Kusura bakma, insanlar çift olduğumuzu bilirse iyi olur diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | آسفة ، ظننت أنه سيكون لطيفاً أن يعرف الناس أننا زوجين |
Diğer taraftan bir şeyler icat etmiş olabileceğini düşündüm yani umarım bize bir şeyler kazandırır. | Open Subtitles | ظننت أنه سيكون يخترع الأمور في الحياة الاخرة لذا آمل أن يجلب شيئا لنا |
Bu konuya gelmeden, daha çok vaktimiz olacağını düşünüyordum. | Open Subtitles | ظننت أنه سيكون لدينا المزيد من الوقت قبل أن نصل لهذا |
O yüzden de, ayrılmamızın, benim işime bağlılığımdan dolayı olmasının daha mantıklı olacağını düşündüm. | Open Subtitles | لذا، ظننت أنه سيكون نوعا ما لمسة لطيفة إذا إنفصالنا هو تأكيد نوعا ما لإلتزامي بالشركة |
Çalışırken sana bakmanın hoş olacağını düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنه سيكون رائعاً النظر إليكِ بينما أعمل |
Anahtarları koymak için mükemmel olacağını düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنه سيكون رائعاً لوضع مفاتيحنا بداخله |
Doğum günlerinden nefret ettiğini bilmeme rağmen ve senin için önemli bir gün olmamasına rağmen eğer beraber geçirirsek güzel olur diye düşündüm. | Open Subtitles | رغم أنني أعرفك تكرهين الأعياد وليس أمراً تأبهين له، ظننت أنه سيكون لطيفاً أن نكون سويّة |
Evet..tanışsak iyi olur diye düşündüm | Open Subtitles | ظننت أنه سيكون من اللطيف إذا تبادلنا التعارُف. |
Sen öldüğün zaman, sana ait bir şeyin bende olması iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنه سيكون من الرائع أن أمتلك شيئاً يخصك عندما تموت |
Kendimize ait dansımızın olmasının bizim için hoş olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت أنه سيكون من اللطيف أن تكون الرقصة مميزة |
Bugün buranın biraz hareketli olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | بالطبع لقد ظننت أنه سيكون هناك إهتمام بهذا المكان اليوم |
Önce sizinle konuşmak en uygunu olur dedim. | Open Subtitles | ظننت أنه سيكون من اللائق أن أتحدث معك أولا |
Bunun eğlenceli olacağını sanmıştım, sorgu değil. | Open Subtitles | ظننت أنه سيكون ممتعاً وليس إستجواب |
Daha fazla insan olur sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أنه سيكون الكثير من الناس |
Şarkıcılık kariyerim olur sanıyordum. | Open Subtitles | لقد ظننت أنه سيكون لدي مهنة في الغناء |
Şey, kullanım kılavuzun olursa, arabanın bakımını yapmak daha kolay olur diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسناً، أنا فقط ظننت أنه سيكون أسهل أن تعتني بالسيارة إذا كان لديك دليل |
Biliyorsun ki,sadece herhangi bir şeyin neden olabileceğini düşündüm.. | Open Subtitles | تعلمين, ظننت أنه سيكون هناك دليل |
Annem anlatmıştı ama daha farklı olacağını düşünüyordum. | Open Subtitles | والدتي أخبرتني, ولكنني ظننت أنه سيكون مختلفًا |