Seni oraya göndermeden önce en az bir sene çalışman gerektiğini sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت انه عليك العمل هناك لعام قبل أن يرسلونك في هذه الرحلة |
Albay olmak için orada kalacağını sanıyordum. | Open Subtitles | . ظننت انه يمكنك البقاء كونك القائد هناك |
Ve buna ilk baktığımda, düşündüm ki, bunda hiç bir güzellik yok. | TED | عندما نظرت اليه للمرة الاولى ظننت .. انه خال من أي جمال |
Komünist bir yemeği totaliter bir şarapla sunmanın incelik olacağını düşündüm. | Open Subtitles | ظننت انه سيكون من الجيد أن أقدم طبق شيوعى ونبيذ أستبدادى. |
Seni uyandırmak istemedim. Ayrıca burayı banyo olarak kullanabileceğimi düşünmüştüm. | Open Subtitles | لم أرد إيقاظكِ، بالإضافة إلى أني ظننت انه يمكنني الإستحمام |
Makise'ye olan saygıdan dolayı, ...sana bir şans vermeyi düşünmüştüm. | Open Subtitles | من دواعي الاحترام لماكسي ظننت انه علي ان امنحك فرصة |
Bu sabah trene bindiğimde iyi bir gün olacağını sanmıştım. | Open Subtitles | عندما استقليت القطار بهذا الصباح ظننت انه سيكون صباح مميزاً |
Bayan Amy'nin Avrupalı dostlarından biri sandım... | Open Subtitles | ظننت انه احداصدقاء الانسه ايمي الاوروبيين اتى بهديه زواج. |
Buraya gelene kadar ne diyeceğimi bulurum sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت انه عندما اصل إلى هنا سأعلم بما يجدر علي قوله |
Peki, ne hikmetse, bundan bahsetmemişti. Bunun bir tedavi olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | شيئ غريب لم يذكروا لي شيئ كهذا ظننت انه سيكون دواء فقط |
Hayır, yeni sarışınla planların var sanıyordum. | Open Subtitles | لا, لقد ظننت انه لديك خطط مع صديقتك الشقراء الجديده. |
Bunun yeniden bir araya geliş olması gerektiğini sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت انه هذا من المفترض ان يكون اعادة شمل |
Bağımsız değerlendirme kullanmak zorundayız sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت انه علينا أن نستخدم التقييمات المستقلة |
Hasta birinden bir şeyler almanın etik olarak uygunsuz olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت انه امر اخلاقي بدون تفكير انه لا يمكننا ان نأخذ الأشياء من المرضى |
Tamam. yani, birlikte öğle yemeği yemenin güzel olacağını düşündüm, ama öyle olsun. | Open Subtitles | حسنا اعني ظننت انه سيكون من اللطيف ان نتناول الغداء سوية لكن حسنا |
Akıl kârı olmayan insanlar olduğumuz için bunu yapacağımızı düşündüm ve ilerlemenin dünyayı bize uydurarak değiştirmeye bağlı olduğuna. | Open Subtitles | ظننت انه يمكننا القيام بهذا خصوصا لأننا أناس غير معقولين وعملنا يعتمد على أن نجعل العالم مكان يلائمنا نحن |
Özür dilerim.Sende olabileceğini düşündüm. Bu fikre nereden kapıldın? | Open Subtitles | انا اسفة, لقد ظننت انه معك ومن اعطاك هذه الفكرة ؟ |
- Çok fazla şeyi dert ediyoruz. - Belki bana iş verir diye düşündüm. | Open Subtitles | اننا مؤرقون كثيرا ظننت انه ربما يعطيني معلومات عن وظيفة |
Onu kahraman gibi görmesen daha kolay olur diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد ظننت انه من السهولة ان لا تراه كواحد من |
Belki yapmamı isteyeceğiniz daha fazla bir şeyler olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد ظننت انه ربما كان هناك شئ آخر ترغب فى ان افعله |
Babam masum olduğu için ona bir şey olmayacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت انه لأن ابى برئ فلن يحدث له اى شئ |
Bize vaktinde yetişemeyeceğini sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت انه لن يستطيع الوصول الينا قبل ان نرحل |
Bayan Marple, önce benzetiyorum sandım, o olamaz dedim, ama sizsiniz. | Open Subtitles | انسة ماربل, عندما ظننت انه انت, قلت لنفسى,لا ولكنها الحقيقة |