Bir paket buldu. Sigara sandı ama içinde dinamit vardı. | Open Subtitles | وجد كيس.ظن أنه مليئ بالتبغ ولكنه كان مليئ بملح البارود |
1951 de, Escher bu çizimi yaptı. Bir hayvan fantazisi oluşturabileceğini düşündü. | TED | في عام 1951 رسم إيسكر هذه الصورة وقد ظن أنه يقوم بخلق حيوان خيالي. |
Adam bir sürü vahşi köpek tarafından saldırıya uğradığını gördüğünü düşünmüş. | Open Subtitles | لقد هوجم من قبل كلاب هائجة الذي ظن أنه رآها |
Senin ne kadar değerli olduğunu ve değiştirilebilir olduğunu, düşünüyordu. | Open Subtitles | كيف ظن أنه لكِ قيمة و أنه يمكن أن يغيرك |
Şeytanı gördüğünü sanıyormuş. | Open Subtitles | ظن أنه رآى الشيطان. |
Bir de biri onu evinin üzerinde uçarken görüp uzay gemisi sanmış. | Open Subtitles | ورجل رآه يطير حول بيته لكنه ظن أنه مجرد سفينة فضائية رخيصة |
Ve ondan önce, bana söylediğini sandığı birşeyi unuttuğum için beni azarladı ama bana söylememişti. | Open Subtitles | ثم قبل ذلك وبخنى على نسيان شىء ظن أنه اخبرنى به إلا أنه لم يخبرنى به أبداً |
Derek, Stacy'nin sürpriz terfi partisine geldiğini sanıyordu. | Open Subtitles | ديريك ظن أنه آت ليحضر حفل مفاجئ لترقية ستايسي |
Muhtemelen bilmiyordur. Bay Darcy değdiğini düşündüğü her kişinin gönlünü kazanmasını bilir. | Open Subtitles | غالبا لا ,فالسيد دارسى يمكنه أن يدخل السرور على من يختار أذا ظن أنه يستحق |
Tepsisiyle araba sürdüğünü zannediyordu. | Open Subtitles | لقد ظن أنه يسوق بـ صينيه |
Onu işte gördüm, kaskoyu ödediğini sandı. | Open Subtitles | و لدى الشيك أيضاً لقد رأيته فى حقول البترول لقد ظن أنه دفع الشيك للتأمين |
Gerçek bir ahmak; General Electric'i aldığını sandı. | Open Subtitles | إنه مخبول حقاً لقد ظن أنه سيستولي على جنرال إلكتريك |
Evet, beni bulmanızın tüm gün süreceğini sandı. | Open Subtitles | ربما ظن أنه حتى العثور عليّ سيأخذ الوقت الذي يحتاج |
Belki böyle yaparak ondan para alabileceğini düşündü. | Open Subtitles | لابما ظن أنه يستطيع . الحصول على المال بهذه الطريقة |
O da bunu reklam için kullanmayı düşündü. | Open Subtitles | وأعتقد أنه ظن أنه يمكنه استغلال ذلك لزيادة شعبيتك |
Büyük ödülü kazanacağını ve fark edilmeden parayı geri koyacağını düşünmüş. | Open Subtitles | ظن أنه يمكنه أن يكسب في اللعبة, ويقوم بأعاده المال للكنيسة قبل أن يلاحظ أحد اختفاء المال |
Büyük ikramiyenin, ona yaklaşmak için iyi bir şans olduğunu düşünmüş olmalı. | Open Subtitles | لابد وأنه ظن أنه فوزة قد منحة فرصة في مغازلته لها |
Yenilmez olduğunu düşünüyordu. Köye girme emrini o verdi. | Open Subtitles | ظن أنه لايُقهر وجه الاتهام إلى تلك القرية |
İnanamıyorum. Bu süre boyunca bir yanım hep yalan söylediğini düşünüyordu. | Open Subtitles | لايمكني تصديق الأمر ، طوال الوقت جزء صغير مني ظن أنه يكذب |
Genel ev satın aldığını sanıyormuş. | Open Subtitles | ظن أنه يشتري دار دعارة |
Biri onu gördüğünü sanmış ama başkası çıktı o da. | Open Subtitles | لا، أحدكم ظن أنه شاهده ولكن تبين أنه شحص آخر |
Micheal, Buster'ın Rose'un en sevdiği oyuncağı sandığı şeyle Rose'un arabası olduğunu sandığı otobüse yaptığı şeyi anımsadı. | Open Subtitles | تذكر (مايكل) ما فعله (باستر) إلى ما ظن أنه سيارة (روزا) بما ظنّ أنه لعبه (روزا) المفضلة |
Bugün gerçek babasıyla tanışacağını sanıyordu. Belli ki pek normal karşılamadı. | Open Subtitles | ظن أنه سيلاقي أباه الفعلي اليوم، وواضح أنه لم يتقبل الأمر جيداً |
İçki sinisinin üstündeki cazip şişelerin çoğunu görmezden gelerek koca içki sürahisi için eğildi ve kendine Taylor '31'im olduğunu düşündüğü brüt tutarda doldurdu. | Open Subtitles | متجاهلا بعض الزجاجات الأكثر جذبا في طاولة المشروب مد يده الي الأسفل للقنينة الكبيرة وسكب لنفسه كمية كبيرة مما ظن أنه مشروب تيلور 31 الخاص بي |
Herkes öldüğünü zannediyordu. | Open Subtitles | الكُلُّ ظن أنه قد مات. |
Bir kere bebek bir uzaylı gördüğünü sanmıştı, ama meğersem bir sincapmış. | Open Subtitles | لقد ظن أنه رأى فضائيا صغيرا ذات مرة، لكن تبين أنه مجرد سنجاب |