Evet. Dört boğazlı karbüratör dört vitesli şanzıman, çift egzoz. | Open Subtitles | أجل، أربع غرف عادم وأربع عدادت سرعة، أنبوب عادم مزدوج |
Mevcut bütçemizle, yeni bir egzoz borusuna bile gücümüz yetmez. | Open Subtitles | طبقاً للميزانية الحالية ، لا يسعنا حتى تحمل ماسورة عادم جديدة |
Canım istese egzoz dumanıma boğarım sizi. | Open Subtitles | إن اردت ان ازعجك, كنت سأمتصك بـ انبوب عادم سيارتي |
Ses çıkaran egzozu ve gayet şık modifiyeleri var. | Open Subtitles | فيها عادم ذو صوت رياضي و مظهر إنسيابي جيد |
Peki nasıl oldu da aracının egzozu Doktor Holloway'in tüpüne girdi? | Open Subtitles | حسنا , لما انتهى الامر بغاز عادم سيارتك في خزان الدكتور هالوي |
Bir keresinde kamyonumun egzozuna insan dışkısı doldurmuştu. | Open Subtitles | في أحد المرات قام بحشو فتحة ...عادم الشاحنة ببرازٍ بشري |
Kendini iyi hissetmek için egzoz kokusu ya da kirli havayı solur. | Open Subtitles | هو يحتاج لرائحة عادم السيارات والقذارات ليشعر بخير |
egzoz borusuna bakıp, ise boğuluyordum. | Open Subtitles | دوري هو النظر في عادم السيارات حتى يمتلئ وجهي بسواد الدخان |
William Faulkner, insanı gerçekten düşündürtecek egzoz şakaları yazardı. | Open Subtitles | وليام فولكنر باستطاعته كتابة نص به نكتة عن عادم يجعلك دائم التفكير بها |
Üstüne üstlük, Harry'nin yerine geldi bugün... ve üç tane nitrojen oksitli T66 motor... ve MoTeC sistemli egzoz ısmarladı. | Open Subtitles | وبالإضافة إلى انه جاء إلى متجر هاري وطلب ثلاث تربينات من نوع ت 66 مع النيتروز وأنابيب عادم موتيك |
...fırlatma sırasında roketin egzoz borusunu 2 millik kanallarla filtreliyoruz. | Open Subtitles | مع كايوتو بيئية الإتفاقيات، أثناء إنطلاق، نرشّح عادم الصاروخ خلال قنوات ميل. |
Tanrım, bu adamla aynı yolda bir ay, ...kalbime bir egzoz borusu sokardım. | Open Subtitles | يا إلهي, يا رجل لو بقيت شهراً أعمل مع هذا الشخص سأدفع بأنبوب عادم من خلال قلبي اللعين |
Ama eğer tadı otobüs egzozu gibi çıkarsa beni affet. | Open Subtitles | ولكن إعذريني إذا ماكان مذاقها قريبُُ من عادم السيارات |
4 çarklı karbüratörü, çift egzozu ve nanobrok hava delikleri var. | Open Subtitles | لديها أربعة براميل مازجٍ، عادم مُزدوج، ومُسرّب هوائيّ. |
- Isı kaynağıyla, yani egzozu. | Open Subtitles | - عبر مصدر الحرارة, عادم الطائرة - |
Otobüs egzozu mu koktu? | Open Subtitles | شممت ذلك عادم الباص |
Koç Sylvester'in arabasının egzozuna kroket tıkalayacağım. | Open Subtitles | سأذهب وأضع بعض اللقيمات على عادم سيارة المدربة (سيلفستر) |
365'lik bir motor göreli çok oluyor. | Open Subtitles | لقد مر وقتا طويل منذ ان رأيت عادم 256 صغير وقديم |
Hayır. Arabanın motoru erken ateşledi. | Open Subtitles | كلا لقد كانت فتحة عادم السيارة |
Araba egzozudur, tatlım. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنه فقط عادم سيارة عزيزتي |
Benim arabanın egzozunda delik var. Tıkamam lâzım. | Open Subtitles | لدي حفرة في عادم السيارة و انا اريد إغلاقها |