Tanrının unuttuğu bir kasabada kabus gibi bir otelde sıkıştım kaldım. | Open Subtitles | هاأنا ذا، عالقٌ ببلدةٍ و فندقها المروّع . حيثُ أنّ كلّ أثاثه بالمكان الخطأ |
Tanrının unuttuğu bir kasabada kabus gibi bir otelde sıkıştım kaldım. | Open Subtitles | هاأنا ذا، عالقٌ ببلدةٍ و فندقها المروّع . حيثُ أنّ كلّ أثاثه بالمكان الخطأ |
Bak, zaten bu cehenneme sıkıştım kaldım. | Open Subtitles | أُنظري , أنا بالفعل عالقٌ في حُفرة الجحيم هذه |
Kaçışı olmayan bir adada sıkışıp kaldın. | Open Subtitles | أنتَ عالقٌ على جزيرةٍ طافية بلا مهرب |
Şimdi sen de burada sıkışıp kaldın. | Open Subtitles | ؟ الآن أنت عالقٌ هنا. |
Kablo çarka sıkıştı. | Open Subtitles | هذا الحبل عالقٌ في لفّة المُحرّك. |
Sonra buraya geri döndüm, bir cinayet işlenmişti ve burada sıkıştım kaldım, sonra... | Open Subtitles | .... و رجعتُ لهنا, حيث توجد قضية ...و الآن أنا عالقٌ هنا, و عندها |
Senin aksine, ben buraya sıkıştım kaldım. Gerçek manada. | Open Subtitles | على خلافك، فأنا عالقٌ هنا، حرفيًّا. |
- O da bizim gibi burada sıkıştı. | Open Subtitles | هُو عالقٌ مثلنا. |
Ama o sıkıştı kaldı. | Open Subtitles | لكنه عالقٌ بالمنتصف |