"عانى من" - ترجمة من عربي إلى تركي

• geçirdi
• geçirmiş
• acı çekti
• ilk elden yaşamış
• için acı

Ağır bir travma geçirdi.
لقد عانى من ارتجاج بالمخ، هذا النوع من الصدمة سوف

Orta derecede beyin sarsıntı ve hipotermi geçirdi, her ikisi de, hafıza kaybına sebep olabilecek şeyler.
لقد عانى من إرتجاجاً وإنخفاض درجة الحرارة عن معدّلها أحدهما قد أدى به إلى فقدان ذاكرة

Monsieur Gascoigne'un kalp ya da beyninden bir kriz geçirmiş olması mümkün mü?
هل من الممكن أن السيد "غازكوين" عانى من نوبة قلبية أو دماغية ؟

Kalp karıncığının sıkışmasıyla akut kalp kası enfarktüsü geçirmiş.
لقد عانى من ازمه قلبيه حاده نتيجه عن تقلص البطين

Dişlerinin şu andaki durumuyla ilgili, demek istediğim çok acı çekti, buraya gelmeden önce bile, bu yüzden acının ne olduğunu bilir.
وضع اسنانه الحالي مثل ما انت عارف, انه عانى من الالم قبل قدومه إلى هنا فهو يعرف ما هو الشعور بالالم

Romeo da aşkı için acı çekti.
حتى روميو كان قد عانى من الحبّ

Sör Eustace'in ruhsal zulmünü ilk elden yaşamış birinin.
شخص عانى من قسوة السير (يوستيس) مباشرة

İkimiz de sevdiğimiz kadının ölümü için acı çektik ve onun yaşadığını öğrendik.
كلانا قد عانى من موت المرأة التي نحب فقط لنكتشف أنها مازالت على قيد الحياة

Beyin sarsıntısı geçirdi Beş kaburga kemiği kırıldı. Bunu kendi kendine yaptığını mı söylüyorsun?
عانى من إرتجاج وخمسة أضلاع مكسورة، أتقول أنّها تسبّب بها لنفسه؟

Beynim bir travma geçirdi, ve şimdi de böyle bir yeteneği var.
دماغي عانى من صدمـة، و الآن أصبح لديه هذه المقدرة

Dün zor bir gece geçirdi ve bundan sonra hastanede kalması gerektiğine karar verdiler.
لقد عانى من ليلة سيئة وقرروا أنه سيكون أكثر راحةً في العناية المنزلية.

hiç tanımadığı akrabaları tarafından alınarak zor bir çocukluk geçirmiş.
تم الاعتناء به من قبل أقارب لا يعرف عنهم أي شيء و عانى من طفولة صعبة.

Bu izler, yaklaşık doksan kiloluk, hayatının bir döneminde sol dizinden sakatlık geçirmiş beyaz bir erkeğe ait.
هذا الأثر لذكر قوقازي يزن حوالي 200 رطل عانى من جرح في ركبته اليسرى

Bir kayak kazası geçirmiş birkaç kemiği kırılmış ama en önemlisi, travmatik beyin hasarı oluşmuş konuşamıyormuş.
كان في حادث تزلج عانى من تكسر في العظام ولكن الأهم من ذلك الإصابات في الدماغ

Hiper aktiflikten acı çekti ama üstesinden geldi.
عانى من اضطراب نقص الانتباه ولكنه تعافى منه...

Babana olan körükörüne bağlılığı yüzünden çok acı çekti.
أعتقد أنه عانى من ولاء مُفرط لوالدك.

Manik depresyondan acı çekti.
لقد عانى من هوس اكتئابي.

Hepimiz için acı çekti.
لقد عانى من أجلنا جميعاً