Kapsayıcı küreselleşme 2008'de yenilikçi yönetim üzerine birçok Avrupa ülkesinin liderinin katıldığı bir konferansta yeniden canlandı. | TED | فكرة العولمة الشاملة تلك تم إحياؤها في العام 2008 في مؤتمر عن الحكم التقدمي شمل عدداً من قادة الدول الأوروبية. |
Bu hesaplamaların üzerinden birçok defa geçtik... ve işimize yarayacak bir kapalı alan kurulumunda hem fikir olduk. | Open Subtitles | الآن,لقد مررنا على هذه الحسابات عدداً من المرات وأعتقد أننا قمنا بتوطيد لحقل شمولي عليه أن يجدي نفعاً معنا |
Çekimlerin çoğu aylar sürdü ve birçok ekibin yardımına ihtiyaç duyuldu. | Open Subtitles | استمرت بعض اللقطات شهوراً من الوقت وتطلبت عدداً من الطواقم لحشد قواهم |
RM: Şehirde bir yarışma yapıldı ve çeşit çeşit tasarımda bir sürü öneriyi | TED | رومان: أجرت المدينة مسابقة و جمعت عدداً من التصاميم بمختلف أنواع التصاميم. |
Ayrıca bu sınırlar zarfında, çok sayıda etken bulunabilir. | TED | وضمن تلك الحدود، تستطيع ان تحمل عدداً من العوامل. |
Asyalı bir grup bir Çin restoranında sivilleri öldürdüler. | Open Subtitles | الثلاثيات الآسيوية قتلت عدداً من المدنيين |
Çekimlerin çoğu aylar sürdü ve birçok ekibin yardımına ihtiyaç duyuldu. | Open Subtitles | استمرت بعض اللقطات شهوراً من الوقت وتطلبت عدداً من الطواقم لحشد قواهم |
Doğru olan şu ki, birçok insansız hava aracı kaybettik. | Open Subtitles | الحقيقة أننا فقدنا عدداً من الطائرات بدون طيّار. |
Onu yakalamak isteyen birçok grup olduğunu ama hiçbirinin yakalayamayacağını söyledi. | Open Subtitles | قالت إن عدداً من الفئات تسعى للقبض عليه لكنها لن تفعل ذلك |
Kadimler, bundan önce birçok insansız gemi yolladılar. | Open Subtitles | القدماء" ارسلوا عدداً من السفن الغير مأهولة" قبل حتي هذه |
birçok faktör olacaktır ve PRDM9 önemli bir oyuncu olarak ortaya çıkmaktadır. | Open Subtitles | ستكون عدداً من العوامل كلاعب محوري PRDM9 و يبرز |
Bütün bu şehirler, bana göre, hala kentsel adalet, eşitlik, katılım ve erişime dair birçok çözülmemiş soruna sahip. | TED | جميع هذه المدن، بالنسبة إليّ، لا تزال تمتلك عدداً... ...من المشكلات التي لم تجد لها حلاً فيما يتعلق بالعدالة الحضرية،... ...مشكلات المساواة، الاندماج، والحصول على الخدمات. |
Lindsay, bir terapist olarak, birçok çifte, duygusal açıdan birbirilerine bağlı olup olmadıklarını test etmeleri için bağımsız ilişki yaşamalarını tavsiye ettim. | Open Subtitles | تعلمين يا (لينزي), بصفتي طبيب معالج نصحت عدداً من الأزواج ان يكتشفوا علاقة مفتوحة حيث يبقى الزوجين ملتزمين عاطفياً |
Güney Georgia'nın birçok buzulu Shackleton'ın kameramanı tarafından görüntülendi. | Open Subtitles | صُوّر عدداً من أطواف جليد (جورجيا الجنوبية) من قبل مُصور (شاكلتون) |
Beyinlerimiz egzersiz yaptığımızda endorfin de dâhil bir sürü kimyasalı serbest bırakır. | TED | كذلك تفرز أدمغتنا عدداً من المواد الكيميائية عندما نتمرن، بما في ذلك هرمون الإندورفين. |
Bir tesisatçıyla evlendi. bir sürü çocuk yaptılar. | Open Subtitles | لقد تزوجت سباكاً وأنجبا عدداً من الأطفال |
Çıkabileceğin bir sürü kadın tanıyorum. | Open Subtitles | أعرف عدداً من النساء اللواتي تستطيع مواعدتهن |
Anladığım kadarıyla Henry Gascoigne size çok sayıda tablo vermişti. | Open Subtitles | "لقد نما إلى علمي أن "هنري غازكوين قام بإهداءك عدداً من اللوحات ؟ |
Evet, çok sayıda cömert teklif aldım. | Open Subtitles | لقد أعطيت عدداً من الإهداءات الكريمة |
Capetown, Kirstenbosch Botanik Bahçesi'nde bir biyologla konuştum ve ona bu dikkat çekici ağacın nereden gelmiş olabileceğini sordum ve bana Namibia etrafında dolaşırsam çok sayıda kuruyan orman göreceğimi ve buralarda bulunan kütüklerin hepsinin kozalaklı ağaç kütükleri olduğunu ama ağacın nerden gelmiş olabileceğine dair bir işaret bulunmadığını söyledi. | TED | تحدثت مع عالم أحياء في حديقة نباتات كريستنبوش في كيب تاون لأسأله عن مصدر هذا النبات المميز برأيه و كان رده إذا سافرتِ حول ناميبيا فإنك سترين عدداً من الغابات المتحجرة و أن جميع الجذوع عبارة عن أشجار صنوبر عملاقة ولكن لاتوجد علامة عن مصدرها |
Daha üç gün önce bir grup kudurmuş vampir kasabaya gelip saldırdı ve bir sürü insanı öldürdü ve bizi kaçırdı, değil mi? | Open Subtitles | لم تَمر سوى ثلاثة ايام وكان هُنالك مصاصوا دماء قاموا بمُهاجمة قَريتنا وقتلوا عدداً من الناس, وقاموا بخطفنا اليس كذلك؟ |