Onun yanında olamayacaksam dostum, en azından sen söz ver. | Open Subtitles | و إنْ لمْ أستطع أنْ أكون إلى جانبها عدني أنّك ستكون إلى جانبها |
Bunun ikimizin arasında kalacağına söz ver, sonra gidebilirsin. | Open Subtitles | عدني أنّك لن تخبر أحداً عن هذا وعندها يمكنك الرحيل |
Çabuk olun! Çabuk olun da tekrar gidebileyim. Bu gece evde kalacağına söz ver. | Open Subtitles | ـ هيّا، أسرعي لكي أتمكن من العودة مجددًا ـ عدني أنّك ستبقى في المنزل الليلة |
Bu iş bitene kadar kalacağına dair bana söz ver. | Open Subtitles | عدني أنّك ستبقى حتى ينتهي هذا الأمر |
Gelecek sefer bana arka çıkacağına söz ver. | Open Subtitles | عدني أنّك في المرة القادمة ستقوم بدعمي |
Gelecek sefer bana arka çıkacağına söz ver. | Open Subtitles | عدني أنّك في المرة القادمة ستقوم بدعمي |
Onu buradan sağIıklı olarak çıkaracağına söz ver bana. | Open Subtitles | عدني أنّك ستخرجه من هنا حيًّا. |
Eğer bir şeye ihtiyacın olursa, Dr. Thurman'ı arayacağına söz ver. | Open Subtitles | وإن احتجتَ أيّ شيء عدني أنّك ستتصل بالد. (ثورمان). |
Anneni bırakmayacağına söz ver. | Open Subtitles | عدني أنّك لن تترك أمّك |
Beni bırakıp gitmeyeceğine söz ver. | Open Subtitles | عدني أنّك لن تتركني |
Bu sebeple destek vereceğine söz ver. | Open Subtitles | لذا عدني أنّك ستكون داعماً |
Kimseye söylemeyeceğine söz ver lütfen. | Open Subtitles | عدني أنّك لن تخبر أحد، أرجوك |
Bebeği kurtaracağına dair bana söz ver. | Open Subtitles | عدني أنّك ستنقذ الطّفل |
Geri dönmek zorunda değilsin. Geri dönmeyeceğine söz ver. | Open Subtitles | عدني أنّك لن تعود. |
Sende kalkacağına söz ver bana. | Open Subtitles | عدني أنّك ستنهض، أيضًا. |