ويكيبيديا

    "عديم الفائدة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • işe yaramaz
        
    • Yararsız
        
    • işe yaramıyor
        
    • değersiz
        
    • işe yaramazsın
        
    • faydasız
        
    • işe yaramazın
        
    • işe yaramazdı
        
    • işe yaramayan
        
    • çaresiz
        
    • serseri
        
    • faydası
        
    • gereksiz
        
    • Beş para etmez
        
    • İşe yaramaz
        
    İşe yaramaz bir makine yapma sürecimdeki ilk adım sorunu tanımlamak. TED وإيجاد المشكلة هو أول خطوة في طريقي لاختراع جهاز عديم الفائدة
    Lockhart işe yaramaz olabilir, ama Sırlar Odası'na girmeye çalışacak. Open Subtitles قد يكون لوكهارت عديم الفائدة لكنه سيحاول الدخول إلي الغرفة
    Seni işe yaramaz şey. O koca kıçını oraya sığdıramazsın bile. Open Subtitles أنت عديم الفائدة , لا تستطيع حتى أن تدخل الى العربة
    Eğer patlatabilirsek işimize yarar. Hayır, işe yaramaz. Çünkü birinin burada olması gerekiyor. Open Subtitles يمكننا فقط ان نجعلة ينفجر انة عديم الفائدة ويجب ان يبقى شخص هنا
    En iyi yapabileceğin şey işe yaramaz sapık jutsular yapmak olur. Open Subtitles أفضل ما يمكنك فعله هو أن تجد أسلوبا نينجا عديم الفائدة
    Biraz daha yardım gerek bana! İşe yaramaz babası nerede? Open Subtitles أحتاج لمن يساعدني ، أين ذهب أبوها عديم الفائدة ؟
    Eğer işe yaramaz olsaydın kafatasını yıllar önce çöpe atmış olurdum. Open Subtitles إذا كنت عديم الفائدة لكنت رميت جمجمتك في المهملات منذ سنين
    Umarım hiçbirinin senin gibi işe yaramaz bir inananı olmaz. Open Subtitles ‏ ‎أتمنى ألا يكون للرب أبداً تابع عديم الفائدة مثلك.
    20’li yaşlarımı füzyon enerjisi doktoramla bitirdiğimde, işe yaramaz olduğumu keşfettim. TED انهيت عشريناتي بالحصول على شهادة الدكتوراه في مجال الطاقة النووية، واكتشفت أنني عديم الفائدة.
    Otomobiller işe yaramaz başbelalarıdır dedim. Open Subtitles لقد قلت أن الأوتوموبيل شئ مزعج عديم الفائدة
    Baban senin ne kadar işe yaramaz olduğunu söyledi. Senin adına üzüldüm. Open Subtitles أبيك يتحدث عنك كأنك كنت عديم الفائدة,أنا أشعر بالأسري عليك
    Defter bir işe yaramaz ama onu almak için Berlin'e geldin. Open Subtitles لقد حصلنا على الخريطة و أصبح الكتاب عديم الفائدة و مع ذلك عدت إلى برلين لإستعادته
    Bana sattığınız ayakkabılar, tarak sizin için ne kadar işe yaramaz bir şeyse. Benim için o kadar işe yaramaz. Open Subtitles هذه الأحذية التي تباع لي هي كما عديم الفائدة بالنسبة لي كما مشط هو لك.
    Önce yabancı biyolojisine adapte oluyor. Fakat sonradan işe yaramaz hale geliyor. Open Subtitles لكن يصبح عديم الفائدة عندما يتكيف المخلوق عليه
    Çocukken buna ilk tepkim... hayaletler gibi Yararsız ve gelenek dışı bir şey seçmek oldu. Open Subtitles لذا رد فعلي الأول كطفل كان أن اختار شيء عديم الفائدة وغير مألوف مثل الأشباح
    Çalışıyor ama basınç çok hızlı arttığı için işe yaramıyor. Open Subtitles إنهُ يعمل، لكنه عديم الفائدة مع ارتفاع الضغط بسرعة عالية.
    Senin gibi değersiz bir zavallı yerine mezarda bir kardeşim olmasını tercih ederim. Open Subtitles أفضل أن يكون لي أخٌ ميت, خير لي من فاشل عديم الفائدة مثلك.
    Bir işe yaramazsın. Piç kurusunun baştan beri şansı yoktu! Open Subtitles أنتَ عديم الفائدة يا ابن العاهرة ليس لديك فرصة
    "İfadeler hayal ürünü, faydasız ve önyargılı olduğundan komisyonca değerlendirilmeye layık bulunmamıştır." Open Subtitles العمولة أبعدت الشهادات هذا برهان خيالي جداً، عديم الفائدة أو تصور مقدماً
    O da işe yaramazın tekiydi. Doğru dürüst öpmesini dahi bilmiyordu. Open Subtitles لكن كان عديم الفائدة لم يكن بإستطاعته أن يقبل بطريقة جيدة
    Evet, nerdeyse benim hatırladığım gibi, boynundan aşağısı işe yaramazdı. Open Subtitles نعم، ذلك تقريباً ما أَتذكّرُه عنه. عديم الفائدة مِنْ الرقبةِ ألي أسفل.
    Hiçbir işe yaramayan, eski moda kimsenin umursamadığı bir yer. Open Subtitles عديم الفائدة تماماً، عفا عليه الزمن،‏ ولا يوجد به بشر.
    Zavallı, çaresiz, çirkin ve umutsuz olmak istiyorum. Open Subtitles اريد ان اكون مثير للشفقة ويائس و قبيح و عديم الفائدة
    - Evet, serseri. - Hayır, değil. Open Subtitles ــ أجل، إنه عديم الفائدة ــ كلا، ليس كذلك
    Kardeşler, kör birinin önünde göz yaşı dökmenin faydası yok. Open Subtitles اخوتى،ذرف الدمع أمام رجل فاقد البصر عديم الفائدة
    Burada bir üstgeçit yapılmış, muhtemelen çok gereksiz, ve bir kaldırım yapmayı unutmuşlar. TED هنا يبنون جسر علوي، عديم الفائدة في غالب الأحيان، وينسون جعل أرصفة.
    Elemeler dört hafta içinde ve Beş para etmez bir pislik gibi görünüyorsun. Open Subtitles لدي منافسة تاهل بعد اربعة اسابيع وانت تبدو عديم الفائدة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد