Şu değersiz kemik yığınını sürüklemeye yaşamak diyesin diye mi hayatımı feda ettim? | Open Subtitles | أعطيتكِ حياتي حتى تستطيعي التحرك في ذلك الجسد عديم القيمة وتدعينها حياة ؟ |
Hiç kimse, bir sanatçının değersiz, anormal ve göründüğünden daha basit ve hayatta kalmak için, sürekli kıvırmak zorunda olan biri olduğunu anlamamalı. | Open Subtitles | لا يجب ان يلاحظ احداً ان الفنان عديم القيمة.. ..انه شخص حقير وغير طبيعي ..يتلوى ويلتف كالدودة كي يبقى حياً |
Bu kadar yolu, torunumu o değersiz pisliğe verdiğinizi duymak için gelmedim ! | Open Subtitles | لم آتي طيراً إلي هنا حتي تخبرني أنك سلمت حفيدي لذلك الوغد عديم القيمة |
Yakında sizin için işe yaramaz olacaklar. Neden yaptığınız işten biraz para kazanmayasınız? | Open Subtitles | قريباً سيكونون عديم القيمة بالنسبة لك لم لا تأْخذ بَعْض المال لعملك ؟ |
Aramadın tabiî ki, seni işe yaramaz... | Open Subtitles | لا بالطبع لم تفعل أيها القذر عديم القيمة |
Fabrikaya beş para etmez demen çok tuhaf, çünkü sana söylemem gereken bir şey vardı... | Open Subtitles | مضحك أنك تقول أنه عديم القيمة .. لأنههناكشيء كان يجب أنأُخبركبهمنقبل. |
Kelimem Slubberdegullion idi sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أن الكلمة كانت "عديم القيمة" |
Madem o kadar değersiz biri neden yaralarını tedavi ediyorsun? | Open Subtitles | اذا كان عديم القيمة هكذا أذن لماذا نعالج جروحه؟ |
Çizgi roman çizmediğimde kendimi resmen değersiz hissettiriyordun bana. | Open Subtitles | جعلني أشعر أنني عديم القيمة إذا لم أقم بالرسم الهزلي. |
Hâlâ güzel değersiz olsa bile. | Open Subtitles | هو ما زال جميلاً حتى إذا كان عديم القيمة |
Şimdi değersiz dizlerinin üzerine çök. Burası benim adam! | Open Subtitles | وصولاً إلى جسدكِ عديم القيمة فإن هذه جزيرتي. |
Harika. değersiz bir ev ve bozuk bir iplik fabrikası. | Open Subtitles | عظيم، آي بيت عديم القيمة ومصنع خيوط مُعطل |
Ama şimdi bu değersiz ölüm tuzağının sahibiyle... evliyken sevmiyorum! | Open Subtitles | وليس الأن وأنا متزوج من .. نصفملكية. فخ الموت، عديم القيمة هذا |
Önce bir yem atar sonra değersiz bir şey yollarlar. | Open Subtitles | يضايقونك بالشيء المزيف ثمّ يبيعك شيء عديم القيمة |
Mutabakat'ın tüm operasyonunun parası benden çıkıyor ama bana değersiz bir ayak işçisi gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | هذا فقط لأني أقوم بتمويل العملية كلها بينما أُعامل كأني جندي مشاة عديم القيمة |
Ben genç ölmeyi hakeden değersiz bir puştum. | Open Subtitles | الولد،أنا متسكّع عديم القيمة الذي يستحقّ الموت صغيرا. |
Bunca paraları olmasına rağmen bu heykellerin hepsi tamamıyla değersiz. | Open Subtitles | لذا، على الرغم من كلّ مالهم، كلّ تلك التماثيل عديم القيمة جدا في الحقيقة. |
Sen se gol atmanın ne demek olduğunu anlamak için tek şansını işe yaramaz ağabeyin için harcadın. | Open Subtitles | كانت لديك فرصة واحدة لتشعر بكيفية الخسارة والهبوط وقد رميت بها بعيداً فقط لأن أخوك عديم القيمة طلب منك ذلك |
Gerçi tüm başarıyı üzerime alabilirdim ama kendini işe yaramaz görmeni istemem. | Open Subtitles | ليس بيوم سئ بالطبع ، أنت تعرف ، أنه كان بامكاني انقاذهما وحدي لكني أردت ألا أجعلك تشعر بأنك عديم القيمة |
Lanet olası işe yaramaz, bok çuvalı köpek! | Open Subtitles | كلب لعين حقير عديم القيمة يقفز على الأرجل! |
Merak ediyorum, Büyükbabam gibi müthiş bir adam nasıl senin gibi beş para etmez bir oğul ile hayatını tüketti. | Open Subtitles | كنت أتعجب كيف كان جدى رجل عظيم من الممكن ان ينتهى مع ابن عديم القيمة مثلك |
Evet. Slubberdegullion. | Open Subtitles | هذا صحيح "عديم القيمة" |
Bugünün bana degersiz, aksi ve nankör bir adam oldugumu... | Open Subtitles | عدا .. أنهم اليوم أظهروا لي بأني لست رجلاً عديم القيمة فقط بل أيضاً .. |