ويكيبيديا

    "عذر غياب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • mazereti
        
    • şahidi
        
    • tanığı
        
    • mazeret
        
    • tanığım
        
    • tanığın
        
    • mazeratı
        
    • tanığınızın tutar
        
    • mazerete
        
    • mazeretin
        
    Cinayet saati için her bir adamımın mazereti var. Open Subtitles وستجد أن لكل منهم عذر غياب عن هذه الليلة
    Cinayet saati için her bir adamımın mazereti var. Open Subtitles وستجد أن لكل منهم عذر غياب عن هذه الليلة
    Çok titiz, genç kadınları dikizleyen uyumsuz bir yalnız ve bir şahidi yok. Open Subtitles إنّه وحيد موسوس صعب الإنسجام، يترصّد الفتيات اليافعات، وليس لديه عذر غياب.
    Yani hiçbir şüphelinin şahidi yoktu. Open Subtitles والذي يعني أنّ لا أحد من المشتبه بهم يملك عذر غياب.
    - Alec legge'nin söz konusu zamanda hiçbir tanığı bulunmuyor. - Michael Weyman'ın da öyle. Open Subtitles اليك ليدج ليس لديه عذر غياب وكذلك مايكل وايمان
    İçinde inandırıcı mazeret olan bir zarfınız daha yoktur, değil mi? Open Subtitles لا يُصادف أنّك تملك ظرفاً آخر يحتوي عذر غياب مقنع، صحيح؟
    Sanırım tanığım varmış. Open Subtitles أخمّن أنّ لديّ عذر غياب بعد كلّ شيء
    Görgü tanığın bile geçersiz sayılır. Open Subtitles لديك عذر غياب واهٍ.
    Adamlarımın Bredani'nin ölümünden mazeratı var dedi. Open Subtitles تبجح أن كل رجاله يمكلون عذر غياب (عن مقتل (بيرداني
    Tek bildiğim şey ortada donmuş bir ceset olduğu ve tanığınızın tutar tarafı olmadığı. Open Subtitles كل ما أعرفه أن لدي جثة مجمدة ولا عذر غياب لديكم
    Kasabın mazereti doğrulandı. Open Subtitles عذر غياب الجزّار تمّ التحقق منها
    Partner... Bu yüzden mazereti doğru. Open Subtitles شريك لهذا السبب لديه عذر غياب
    Ama sağlam bir mazereti var. Open Subtitles لقد قدم عذر غياب.
    Karısının mazereti kontrol edildi. Open Subtitles تم التحقق من عذر غياب الزوجة
    Daha önce görmediğimiz biri var ama şahidi sağlam. Open Subtitles رجل لم نره من قبل، لكنّه يملك عذر غياب متين.
    Öldürüldüğü gece Natalie seninle buluşacaktı romantik ilişki yaşadığı, evli bir adamla yani ve bu adamın cinayet gecesinde bir şahidi yok. Open Subtitles كانت في طريقها لمُقابلتك ليلة مقتلها... كانت على علاقة عاطفيّة مع رجل مُتزوّج لا يملك عذر غياب لليلة مقتلها.
    Yani gerekçesi var, şahidi yok. Open Subtitles إذاً له دافع ولا يملك عذر غياب.
    Çok sıkı bir tanığı var. ABD hükümeti. Open Subtitles لديه عذر غياب قوي جدا، الحكومة الأمريكية.
    Aynen Bu katil için en büyük mazeret'ti. Open Subtitles هذا صحيح، إنّه أفضل عذر غياب على الإطلاق.
    Sanırım tanığım varmış. Open Subtitles أخمّن أنّ لديّ عذر غياب بعد كلّ شيء
    - Candace, eğer bir tanığın varsa... Open Subtitles -كانداس)، إذا كان لديكِ عذر غياب) ...
    Adamlarımın Bredani'nin ölümünden mazeratı var dedi. Open Subtitles تبجح أن كل رجاله يمكلون عذر غياب (عن مقتل (بيرداني
    Tek bildiğim şey ortada donmuş bir ceset olduğu ve tanığınızın tutar tarafı olmadığı. Open Subtitles كل ما أعرفه أن لدي جثة مجمدة ولا عذر غياب لديكم
    En son bildiğim kadarıyla da bunun için bir mazerete gerek yok, değil mi? Open Subtitles آخر مرّة تحققت، لن أحتاج إلى عذر غياب لأجل ذلك، أليس كذلك؟
    Sanırım mazeretin olmadığını söylüyordun. Open Subtitles أخمّن أنّك تقول لي أنّه لا يوجد لديكَ عذر غياب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد