Sana çok para teklif ettim. Senin gibi birini bulmak için gerçekten iyi para verdim bize gelince yeterince adamımız öldü. | Open Subtitles | وهذان الرجلان اللذان إستخدمتهما البارحة دفعت لهما ربع ما عرضته عليك وهما لا يستحقانه |
Sizi temin ederim ki, bir daha teklif ederseniz, kabul edecektir. | Open Subtitles | سيدي, اعدكِ بأنك إن عرضته عليها ثانية فستوافق |
Burada teklif ettiklerimizi başka yerde bulamazsın. | Open Subtitles | ما عرضته عليك هنا لن تجده في أي مكان آخر |
Bi kadın olarak hayatın bana sunduğu buydu ve ben de onu aldım. | Open Subtitles | ما عرضته علي الحياةُ بكوني امرأة وقد أخذتها |
Bugün bankadan gelen adama bunu gösterdim. | Open Subtitles | هذا ما عرضته على الرجل من المصرف هذا اليوم |
Ya da sana önerdiğim "A" okulu teklifini kabul et. | Open Subtitles | او تستطيع ان تأخذ عرض المدرسة "أ" الذي عرضته عليك |
Basit. Sattığım insanlara iki katını önerdim. | Open Subtitles | سهلة ، لقد عرضت عليهم ان ابيعه لهم ضعف ما عرضته عليهم. |
Geçen teklif ettiğiniz paranın yanından bile geçmeyeceği önemli haberlerim var. | Open Subtitles | لدي أخبار قيمة سعرها أعلى مما عرضته علي آخر مرة |
"Teşekkür ederim"lerini kendine sakla ama şu teklif ettiğin çeki alayım. | Open Subtitles | احتفظي بكلمات الشكر ولكني اريد ذلك الشيك الذي عرضته علي |
Böyle bir şey istemem ne kadar delilik olacaksa senin böyle bir şeyi teklif etmen o kadar normal olur. | Open Subtitles | سيكون جنونيا بنفس قدر إن طلبته و عاقلا إن عرضته أنت |
Bana teklif ettiğin son miktar, onu kabul ediyorum. | Open Subtitles | ذلك العرض الأخير الذي عرضته علي سأقبل به |
Şimdi anlıyorum ki eğer bana üç ay önce teklif ettiğin danışmanlık işini kabul etseydim, ileri gitmene engel olabilirmişim. | Open Subtitles | لقد خطر لي أنه لو كنت قبلت المنصب الاستشاري الذي عرضته علي منذ ثلاثة أشهر كنت لأمنعك من المبالغة في رد فعلك |
Bu at size teklif ettiğimden, daha çok eder. | Open Subtitles | الخيل يساوي أكثر مما عرضته عليك من قبل |
Nedeniyse, sunduğu herşeyi yüzüne geri fırlatan hayat boyu sahip çıktığı her şeye zarar vermeye çalışmış biri için Dünya'nın gözü önünde yas tutma konusunda kararsız kalması! | Open Subtitles | كل ذلك لأنها تكافح في قيادة عالم في الحداد على أحد رمي في وجهها كل شيء عرضته عليه وكانت في السنوات الأخيرة ملتزمة24ساعةيومياً... |
Nedeniyse, sunduğu herşeyi yüzüne geri fırlatan hayat boyu sahip çıktığı her şeye zarar vermeye çalışmış biri için Dünya'nın gözü önünde yas tutma konusunda kararsız kalması! | Open Subtitles | كل ذلك لأنها تكافح في قيادة عالم في الحداد على أحد رمي في وجهها كل شيء عرضته عليه وكانت في السنوات الأخيرة ملتزمة 24 ساعة يومياً... |
Boston'a gideceksiniz. O kadının sunduğu özrü kabul edeceksin. | Open Subtitles | ستذهبان لـ(بوسطن) ستستغل العفو الذي عرضته عليك |
Yani bir noktada, bir grafik tasarımcısı olarak bu konuyla ilgili posterler yapmam gerektiğini hissettim ve bir tanesini önce size gösterdim. | TED | لذلك في مرحلة ما اصبح، كما تعلمون، بالنسبة لي، أنا مصمم جرافيك، لذلك صنعت ملصقات بخصوص ذلك وشاركت الملصق الذي عرضته لكم من قبل. |
Başka bir doktora gösterdim bunun zehirli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد عرضته على دكتور اخر و قال انه سم |
- Dur tatlım, bunu Danner'a gösterdim. Bayıldı. | Open Subtitles | في الحقيقة عرضته على "دانر" اليوم وأحبّه |
Sana, Jaster'a önerdiğim anlaşmanın aynısını sunacağım. | Open Subtitles | سوف أعرض عليك نفس الذي عرضته على جاستر |
16 yıl önce babanı önerdiğim aynı anlaşma. | Open Subtitles | نفس الذي عرضته على أبيك قبل ستة عشر عام |
Ve ona kabul etmesini önerdim. | Open Subtitles | عرضته عليه ، و أوصيته بأن يقبله |