Birlikte olabilmemizin tek yolunun bu olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | عرفت أنّها الطريقة الوحيدة التي يمكننا أن نكون معاً |
Adamı öldüreceğini biliyordu... -...o yüzden odayı anonim isimle tuttu. | Open Subtitles | لقد عرفت أنّها ستقتله، لذا حجزت الغرفة باسم مجهول. |
Belki de öleceğini biliyordu ve bir mesaj göndermeye çalışıyordu. | Open Subtitles | ربّما عرفت أنّها ستموت وكانت تُحاول إرسال رسالة. |
Geçen akşam öleceğini biliyordu. | Open Subtitles | لقد عرفت أنّها ستموت ليلة البارحة. |
Bir hata olduğunu... Ama yine de oldu işte. | Open Subtitles | عرفت أنّها كانت غلطة, لكنني قمت بذلك على كل حال |
Belki de başının belada olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | ربّما عرفت أنّها كانت في ورطة. |
İşte bu şekilde ne zaman öleceğini biliyordu. Kötü ruhları def etmeye çalışmasının sebebi de o diskteki mesaj yüzünden. | Open Subtitles | هكذا عرفت أنّها ستموت، ولماذا كانت تُحاول درء الأرواح... |
Öldüğünü biliyordu. | Open Subtitles | عرفت أنّها تحتضر. |
Eğer benim saplantılarım olmasaydı, onda sarkoidoz olduğunu bilemeyecektin. | Open Subtitles | لولا هوسي هذا لما عرفت أنّها مصابة بالساركويد |
Pencereyi sökmek için buna ihtiyacı olduğunu nerden biliyor? | Open Subtitles | كيف عرفت أنّها بحاجة إلى هذا لإزالة الحاجز؟ |