Off, şimdi paramparça olacaktır damarlarına o çamuru her ne pompalıyorsa. | Open Subtitles | سوف تفطرين أيا ما كان يدفع السائل الأسود ليجري في عروقه |
damarlarına, onlara poz verdirebilmek için plastiğimsi bir şeyler sıkıyorlar. | Open Subtitles | فقد حقنوا تلك المادة المطّاطية في عروقه مما يجعله يبدو كالحيّ |
Hâlâ damarlarında ateş püskürüyordu, 82 yaşında olmasına rağmen. | TED | كان لا يزال هناك طفح ملتهب فوق عروقه على الرغم من أنه كان يبلغ من العمر 82 عامًا |
damarlarında kan dolaşan herkes için sıcak bir yer. | Open Subtitles | هذا المكان ساخن جداً على من تجري الدماء في عروقه. |
Peki, kusura bakma, fakat bazılarımızın damarlarından halen kan pompalanıyor. | Open Subtitles | لكن اعذريني، لكن احدنا ما يزال به شىء من الدمّ يسري فى عروقه. |
Böyle bir sürtüğün damarlarından benim kanımın geçtiğini düşünebiliyor musun? | Open Subtitles | هل تصدقان أن هناك شخص ما يجري دمي في عروقه قد يكون سافلاً؟ |
Yara değilse bile bir başkası tarafından acı çektirmek için ölümsüz kanı verdiler. | Open Subtitles | ليس إذا جرحت من قبل شخص آخر مع دم خالد في عروقه |
Daha yeni beslendik. Damarlarındaki kan hala sıcak. | Open Subtitles | لقد تغذينا سابقاً الدم مازال حاراً فى عروقه |
damarlarına taze kan girdi, ki bunun faydasını görecektir. | Open Subtitles | -هل سيكون بخير؟ هنالك دم جديد يجري في عروقه وهو أمر حسن |
Bu birikimlerin hepsi onun damarlarına gidiyor. | Open Subtitles | انت تعرف تلك الاموال السير في عروقه. |
Sonra Elijah'ı ısırıp, melez zehrim damarlarına akacak şekilde onu öylece bataklıkta bıraktım. | Open Subtitles | ثم عضضت (إيلايجا) وتركته في" "الجدول وسم الهحين خاصّتي في عروقه |
damarlarında buzlu su akan kalpsiz adam. | Open Subtitles | تجري في عروقه مياه مجمدة يخرج من قلبه اشرطة برقيات |
damarlarında bir damla bile asil kan yok. | Open Subtitles | لا توجد نقطة دماء ملكيه واحده تجري فى عروقه |
damarlarında bir damla bile asil kan yok. | Open Subtitles | لا توجد نقطة دماء ملكيه واحده تجري فى عروقه |
damarlarından akan kan gibi hayat umudunun yok oluşunu izlemek. | Open Subtitles | أشاهد الدم وهو يتدفق من عروقه.. |
damarlarından Ned Stark'ın kanı akıyor. | Open Subtitles | ولكن دم نيد ستارك يتدفق في عروقه |
Hayatı damarlarından akıp gidiyordu. | Open Subtitles | والروح تتلاشى من عروقه |
Çıldırmış olmalı. Onun için düşündüğünüz kadar önemli değilsiniz çünkü damarlarında Zeus'un kanı dolaşıyor. | Open Subtitles | لابد أنكم تعتقدون أنه لا يهم لأن دم زيوس يجرى فى عروقه |
oğlumun damarlarında atalarının kanı akıyor o bir pehlivanın oğlu | Open Subtitles | ابني تتدفق في عروقه دماء أسلافه وهو ابن مصارع |
Eğer yaşarsa... akrebin kanı daima damarlarında dolaşacak. | Open Subtitles | إذا ظل حيا دمّ العقرب سيتدفّق دائما خلال عروقه. |
Veya Bay Doyle, Damarlarındaki şehvet arzusuyla dengesini yitirmiş. | Open Subtitles | أو قد يكون السيد دويل,وقد امتلأت عروقه بالرغبة |
Ama Damarlarındaki benim kanım, ki bu da, buna, benim karar vermemi gerektiriyor. | Open Subtitles | لكن دمي يجري في عروقه ما جعلني أتخذ القرار النهائي |
Bak Saleem, bu dünyada, bir adamı çılgına çevirip, gözünü karartacak ve Damarlarındaki kanın alev almasını sağlayarak, gözünü bile kırpmadan tehlikenin içine bodoslama dalmasını sağlayacak bir tek sebep vardır. | Open Subtitles | حسنا ، يا (سليم) ، ليس هناك سوى قوة واحدة على وجه الأرض يمكنها تقنين أفضل غرائز الرجل ضع النار في عروقه , و جعله يغوص بتهور في الخطر دون أخذ بعين الإعتبار نشأته الصالحة |