Gökler bu armağanı bana bağışlamışlarsa reddetmek tanrılara itaatsizlik olurdu. | Open Subtitles | إذا السماء منحتني هذه الهدية فإن الرفض سيكون عصيان للآلهة |
Üç, emre itaatsizlik ve diğerlerini de itaatsizliğe teşvik. | Open Subtitles | ثالثا عصيان الأوامر وتَحريض الآخرين على فعل ذلك |
Hiçbir Birleşik Devletler savaş gemisinde isyan olmamıştır. | Open Subtitles | لم يحدث أبدأً أي عصيان على سطح سفينة حربية تابعة للولايات المتحدة |
Çocuk yol boyu bizimle kavga etti. Jimmy'e karşı gelmek istemedi. | Open Subtitles | رجال قاومونا طوال الطريق لم يرد عصيان أمر " جيمي " |
İsteklerine itaat etmeyecek kadar seni önemsediğime sevinmedin mi? Yıkıcı eleştiri için teşekkürler baba. | Open Subtitles | ألست مأخوذة بعض الشيء بإهتمامي بك لدرجة عصيان طلباتك؟ |
Bu belge veya içeriği hakkında söylenecek en ufak bir söz gönüllü ihanet sayılmasa bile en azından devlete itaatsizlik olarak kabul edilecektir. | Open Subtitles | أيّ مُباحثات عن هذا المستند أو محتوياته.. سيتمّ اعتبارها في أرحم الظّروف فَعِيل عصيان.. لو لم تُعتبر فعيل خيانة عمديّة. |
El Temur'un emrine itaatsizlik edemediğinden böyle yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | ايها الجنرال , انا اعلم انك لا تجرؤ علي عصيان اوامر تيمور |
Değerlendirme amirine itaatsizlik edersen otomatikman kalırsın. | Open Subtitles | و عصيان أمرِ مباشر من المسؤول عنكِ لهو فشل ذريع |
Evde kalma teklifimize itaatsizlik etmeye nasıl cesaret edersin. | Open Subtitles | كيف تجرؤين على عصيان أوامرنا بالبقاء في المنزل؟ |
Sorularıma dürüstçe cevap verin itaatsizlik etmeyin kimse buradan ayrılmasın. | Open Subtitles | أجيبوا أسئلتي بصدق، بلا عصيان وبلا انصراف أيّ منكم |
Erkekleri etiketlemek türünden her çeşit sivil itaatsizlik eski Sovyet usulü muamele görecektir. | Open Subtitles | أيّ عصيان مدني له علاقة بوسوم الأولاد سوف يتعامل معه بطريقة الحجز السوفيتي السابق. |
Bu haklar arasında özgürlüklerini engelleyenlere karşı isyan etme hakkı da yer almaktadır. | Open Subtitles | ذوو حقوق أخلاقية وقانونية من ضمنها حق الدخول في عصيان مسلح ضدد من أنكر عليهم حريتهم |
Bu gemide bir isyan kışkırttığında bu görevinden feragat etti. | Open Subtitles | لقد جردت من ذلك الدور عندما أحدثت عصيان على متن هذه المركبة |
Benden gelen bir direktife karşı gelmek de ne cüret! | Open Subtitles | كيف تجرؤ على عصيان أمر مباشر؟ ! ستفعل كما أخبرك بالضبط |
Yeminini hatırlamaya çalış. Kilise'ye karşı gelmek, Tanrı'ya karşı gelmek demektir. | Open Subtitles | تذكر نذركَ، "عصيان الكنيسة هو عصيان للرب". |
Vanuatu Adası üzerinde yakın zamana kadar kabile şefinize itaat etmediğiniz için parçalanabilirdiniz. | Open Subtitles | حتى وقت قريب في جزيرة فانواتو، بامكانك اثاره البلبله لعمل عصيان على رئيس قبيلتك |
Duygu, isyana sınır olacaktır ve mahvedilirsin sana garanti veriyorum, tek kelimeyle mahvedilirsin. | Open Subtitles | المزاج العام سينقلب إلى عصيان وسيتم تدميرك أنا اضمن لكم أني دمرت تماماً |
Kral ordunun geri kalanı ile her türlü isyanı bastırır. | Open Subtitles | سيوقف الملك ببساطة أي عصيان قائم بين جيوشه المتبقية |
Sopalar ve taşlar kemiklerimi kırabilir fakat hologram, kılıma bile dokunamaz. | Open Subtitles | عصيان وحجاره بامكانها تحطيم عظامي . لكن الهولجرام لا يمكنه ايذائي. |
- İsyankar! | Open Subtitles | عصيان! |
Üstelik dolapta hala Lou'nun sopaları duruyor. | Open Subtitles | ومازالت لدى عصيان لو فى الخزانة |
Ama şu anda kendi içimizden birinin itaatsizliğini cezalandırmak zorundayız. | Open Subtitles | لكن الآن نحن مجبرون على معالجة عصيان أحد أفرادنا. |
Bu itaatsizliktir. | Open Subtitles | إنه عصيان |
Burada insanoğlunun ilk itaatsizliğinin tohumu özgür iradenin kendisi var. | Open Subtitles | هنا تكون بذور أول عصيان للإنسان بسبب ارادته الحرة بالفعل |