Şehir onu aynı tilki gibi ısırdı. Çılgına döndü, delirdi. | Open Subtitles | المدينة عضته كالثعلب لقد جُن، فقد عقله. |
Tahminimce adamı ısırdı. | Open Subtitles | تخمينى الافضل انها عضته |
Onu ısırdı aslına bakarsan. | Open Subtitles | عضته في الواقع. |
Onun kafatası, kendi ısırığından 15 kat daha güçlü bir kuvvete direnebilirdi. | Open Subtitles | بوسع جمجمته احتمال قوّة أعظم من عضته خمس عشرة مرّة |
Bu onun ısırığından ve kontrolünden kurtarıyor. | Open Subtitles | هو يتعارض مع عضته ويحررنا من تحكم مورفي |
Bahse girerim, havlaması ısırmasından kötüdür. | Open Subtitles | أراهن أن نباحه أسوأ من عضته, أليس كذلك؟ |
Köpeğin havlaması ısırmasından daha büyükmüş herhalde. | Open Subtitles | وضح أن نباح الكلب أكبر من عضته |
Sanırım havlayan köpek ısırmaz demek istiyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنك تعني "نباح الكلب أسوأ من عضته" |
Doktor, kemiği delip geçen köpek ısırığı görmediğini söyledi. | Open Subtitles | قال الطبيب أنه لم يسبق له أن رأى كلباً عضته كفيلة بكسر العظام |
- Ana ısırdı mı peki? | Open Subtitles | -آنا، عضته ايضاً؟ |
Onu ısırdı! | Open Subtitles | لقد عضته! |
Onu ısırdı! | Open Subtitles | لقد عضته! |
Valinin kusmuğu ısırığından daha kötü. | Open Subtitles | قيء العمدة أسوأ من عضته |
Havlaması ısırığından daha kötüdür. | Open Subtitles | نباحه أسوأ من عضته |
Cash'in havlaması ısırmasından kötüdür. | Open Subtitles | نباح "كاش" أسوأ من عضته. |
Havlayan köpek ısırmaz. | Open Subtitles | نباحه أسوأ من عضته. |
Yarım saat kadar sonra. Pire ısırığı olan tek sen değilsin. | Open Subtitles | بعد نصف ساعة تقريباً - أنت لست الوحيد الذي عضته البراغيث - |