Seni yine döverse başka parmağını ısır. | Open Subtitles | إذا ضربك ثانية، عضّ أصبعاً آخـرًا من أصابعه |
Bir gün babamı ısırmıştı ama babam Tyson'dan daha deli olduğu için o da onu ısırdı. | Open Subtitles | إنه كلب مجنون، ذات يوم، عضّ والدي ولكن أبي أكثر جنوناً منه |
Sorun trombositlerinde, sanki üzerlerinde ısırık izleri varmış gibi. | Open Subtitles | إنها الصفيحات، يبدو كأنّ عليها علامات عضّ |
Baylar unutmayın, ısırmak, göz çıkarmak, saç çekmek yok. | Open Subtitles | تذكروا يا سادة. بدون عضّ, بدون فقع الأعين و شد الشعر. |
Sonra kadın çığlık atmış, köpek fırlamış suçluyu ısırmış ama adam kaçmış. | Open Subtitles | ثم صرخت المرأة وانطلق الكلب عضّ المجرم فقام بالهرب بعيداً |
Isırılan ya da tırmalanan biri oldu mu? | Open Subtitles | هل أي شخص عضّ أو خدش ؟ |
Bak. Bunu ısır, tamam mı? Isır ki kulak zarın patlamasın. | Open Subtitles | عضّ على هذا عضّ عليه حتى لا تنفجر طبلات أذنك |
Isır hadi. Çaputu ağzına sok ve ısır onu. | Open Subtitles | عضّ عليها, ضع خرقة بفمك وعضّ عليها |
Aç ağzını, ısır bunu. | Open Subtitles | افتح فمك. عضّ على هذه. |
Bir de köpeğimin çocuğun tekinin yüzünü ısırdı, bir de o olay vardı sıkıysa kafayı bulma. | Open Subtitles | ومن ثم كلبي الذي عضّ الاطفال في جوههم والمشاكل الاخرى ، ولكن هذا لا يعني اني لن استمتع بالمُخدرات |
Karşılaştırma soruları sırasında dilini ısırdı. | Open Subtitles | لقد عضّ لسانه خلال الأسئلة المحدده |
Efendim lamanız Ted Kennedy`i ısırdı ucundan. | Open Subtitles | سيدي، حيوان اللاما خاصتك عضّ (تيد كينيدي). |
Bir şey bu adamdan bir ısırık mı almış, bana mı öyle geliyor? | Open Subtitles | هل ثمّة شيء عضّ الرجل هكذا، أم يبدو مثل شيء عضه؟ |
Pardon, omuzunda ısırık izi olan genç kadın mı dediniz? | Open Subtitles | معذرةً، قلتِ امرأتين مع أثار عضّ على أكتافهم؟ |
Beyler, unutmayın... rakibi ısırmak, gözünü oymak, ve saçını çekmek yok. | Open Subtitles | بدون عضّ, بدون فقع الأعين و شد الشعر. سأهزمك بنفس سلاحك, لكمات خماسية فقط |
İnsanları ısırmak çok kızıp kazayla hatalar yapmak bu benim doğamda var. | Open Subtitles | عضّ الناس، الاستشاطة غضباً لارتكابي أمور شنيعة عن غير قصد، هذا من طبعي |
Vampirlerden biri en uzun binayı ısırmış ve sivri dişleri kırılmış. | Open Subtitles | عضّ أحد مصاصي الدماء أطول مبنى فإنخلعت أنيابه |
Katili, çorapla boğmuş onu ayağını ısırmış ve ayakkabılarını çalmış. | Open Subtitles | القاتل خنقها بإستخدام جواربها, عضّ رجلها و سرق أحذيتها. |
Bir keresinde Robert Fenwick isimli bir çocuk babamı ısırmıştı. | Open Subtitles | بالرغم من أن أحد الأطفال ، (روببي فينويك) عضّ والدي ذات مـرّة. |
"Annem ve Ben" chat odalarından birine girdim de, buradaki kadınlara meme ısırmayı nasıl bıraktırırız diye soruyorum. | Open Subtitles | أجل ، في غرفة محادثة الأمهات وقمت بسؤالهنّ عن كيفية إيقاف توأمنا عن عضّ حلماتكِ .. |
Kemir o şeyi. | Open Subtitles | عضّ ذلك الشيء |