Bu harika. Ben de alışverişe çıktım. Beraber mükemmel görüneceğiz. | Open Subtitles | هذا مثالي, لقد ذهبت للتسوق أيضاً سنبدو عظماء ونحن سوية |
Siz ikiniz harika, sadece sizi harika yapan süper güçler değil, | Open Subtitles | أنتم رجال رهيبون، لكن لَيسَ فقط السلطات الممتازة التي تَجْعلُكم عظماء |
Hayır, tasarımcılar harika birer tasarımcı olmayı arzularlar. | TED | لا. المصممون يطمحون إلى أن يكونوا مصممين عظماء حقا. |
İddia ediyorum ki, burada bulunan herkesin muhteşem öğretmenleri vardı. | TED | حسناً, كل الموجودين هنا, أراهن بأنه مرّ علينا معلمين عظماء |
Onları seviyorum. harikalar ama sen yokken, yalnız avlanmayı tercih ederim. | Open Subtitles | أحبهم، إنهم رجال عظماء لكن بدونك، سأمارس الصيد وحدي |
Fakat tasarımcılar Büyük devrimleri alıp, bizim kullanabileceğimiz bir şekle sokmakta çok iyidirler. | TED | لكن المصممون عظماء في إحداث الطفرات التي تحدث و تحويرها لكي نستطيع استخدامها |
- Sizler harika çocuklarsınız. O espri anlayışları yok muhabbetini de ciddi anlamda söylemedim. | Open Subtitles | أنتم يا رجال عظماء لقد كنت أمزح معكم بخصوص روح الدعابة |
Gidelim. - Bu arada giysiniz harika olmuş. - Teşekkürler. | Open Subtitles | أنتم جميعا تبدون عظماء الآنسة إريكسون ، تبدين قديسة |
-Geppetto harika robotlar yapar. -Bakalım ne kadar iyiymiş. | Open Subtitles | جيبوتو يصنع رجال آليون عظماء دعنا نرى كَمْ هو قاسي |
İyi oyuncuları harika, harika olanlarını efsane yaparım. | Open Subtitles | يمكنني جعل اللاعبون الجيدون عظماء و أجعل اللاعبون العظماء أساطير |
Bizler harika bir halkız ve kan dökülmeden barışı görüşmek için elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | نحن اناس عظماء سوف افعل كل ما استطيع لان اتفاوض على السلام |
Sana San Francisco'da harika arkadaşlar bulursun, demedim mi? | Open Subtitles | لقد أخبرتك أنك أينما تذهب تجعل لك أصدقاء عظماء |
Dinlediğim Caz müziğin, James Taylor ve Carole King gibi harika söz yazarlarının yanında beni ve hissettiklerimi anlatan ekleyebileceğim yeni hiçbir şey yok gibi hissediyordum. | Open Subtitles | و مع استماعي المسبق للجاز،تعرف عظماء كتاب تلك الاغاني مثل جيمس تايلور وكارول كينغ كان كثيرا.. |
Ama beni güçlü tutan ve ormanın karanlık yerlerine geldiğimde bile bana yürümemi hatırlatacak harika dostlarım olduğu için yürümek zorundaydım. | Open Subtitles | ولكن لأن حصلت على اصحاب عظماء وناس قد جعلوني قوية وذكروني بهذا |
Bu muhteşem coşku bizi hem gençleştiriyor ama aynı zamanda yaşlandırıyor da. | Open Subtitles | هذا الحماس الرائع يجعلنا . صعفاء لكن عظماء جداً فى نفس الوقت |
Bu konuya eğildikçe anladık ki, en önemli şey muhteşem öğretmenlermiş. | TED | لكن كلما دققنا فيها أكثر, أدركنا أن وجود معلمين عظماء هو حجر الزاوية |
Ajanlarımız iyi çocuklar. Aslında harikalar demeliyim. | Open Subtitles | عملائنا كاموا رجال جيدين عظماء حقاً |
Roosevelt Kazablanka'ya, Fransa'nin en Büyük liderlerinden bir baskasini davet etmeyi tercih ediyor. | Open Subtitles | فضل روزفيلت دعوه قائد اخر من عظماء قاده فرنسا الى كازابلانكا الجنرال جيرود |
mükemmel. Ben de alışverişe çıktım. Birlikte muhteşem görüneceğiz. | Open Subtitles | هذا مثالي, لقد ذهبت للتسوق أيضاً سنبدو عظماء ونحن سوية |
Siz de bana çok iyi davrandınız. | Open Subtitles | أعرف أنّكما الإثنين كنتما عظماء بالنسبة لي. |
Sizler harikasınız. harika seyircilersiniz. | Open Subtitles | أنتم رفاق عظماء أنتم عظماء حقاّ |
Diğerlerini ise büyüklük sürükler. Dün gece beni bu safsatayla etkilediğin doğru. | Open Subtitles | والاخرون يصبحون عظماء بانفسهم قلت لي ذلك امس |
Bir zamanlar, denize hakimken çok büyüktük. | Open Subtitles | نحن كنا عظماء عندما سيطرنا على البحر |
Mini etekli, kudretli savaçıların her tarafını yağlayıp birbirine giriştiği sahneler geliyor aklımıza. | Open Subtitles | سنستحضر صورا من مقاتلين عظماء في لباسهم القصير, يتجهزون و يتصارعون مع بعضهم |
Kabilelerin yalnızca yüzde 22si Dördüncü Aşama'dadır, değerleriyle yönünü bularak, "Biz harikayız, | TED | فقط حوالي 22 في المائة من القبائل في المرحلة الرابعة، يتوجهون بالقيّم، يقولون" نحن عظماء. |