Bir hurma ağacının üstünde kar göreceğim aklıma gelmezdi, ama çocuklar, bir birlerine kar topu fırlatarak, harika vakit geçiriyor. | TED | لم أفكر أبدا أنني سأرى أشجار النخيل في الجليد، ولكن الأطفال قضوا يوماً عظيماً برمي كرات الثلج على بعضهم البعض. |
harika, bu harika olacak. Ben gazeteyi alıp neler oynuyormuş bakayım. | Open Subtitles | عظيم , سيكون ذلك عظيماً سأحضر الصحيفة وأري ما الذي يعرضونه |
Babanızın harika biri olduğunu ama sizin bir sahtekâr olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | و يقول بأن والدك كان شخصاً عظيماً و أنك مجرد مخادع |
büyük bir savaşçı oldu, yol göstericim Bra'tac ile geziyor, sözümüzü yayıyor. | Open Subtitles | سيصبح مقاتلاً عظيماً , إنه يتنقل مع معلمي , بريتاك لنشر قضيتنا |
Oğlumun güvende olmasını, mükemmel olmasını ve o mükemmelliğin farkedilip, takdir edilmesini istiyorum. | Open Subtitles | و أريد أن يكون ابني بأمان ويكون عظيماً وأن يرى تلك العظمة ويقدرها |
Sivil Savaş'ta hemşirelik yapmış ve güzel bir şiir yazmış. | Open Subtitles | كان يعمل ممرض في الحرب الأهلية وكان يكتب شعراً عظيماً |
Ama şunu bilin ki, sizinle neredeyse çalışmak harikaydı . | Open Subtitles | لكن نريدكم أن تعلمون جميعاً, كان عظيماً العمل معكم تقريباً |
Büyüdüğünde, harika bir adam olacağına inanıyordu ama belli ki yanılmış. | Open Subtitles | لقد كان يثق أنك ستكبر لتكون رجلاً عظيماً ولكنه كان مخطأ |
- İyi geçti. - Evet, çok harika olmasa da iyiydi. | Open Subtitles | ذلك كان جيداً كان جيداً , ليس عظيماً , لكن جيد |
Ve seni ısırdığımı unutabilirsen bu gerçekten harika olur. Çünkü ben unutacağım. | Open Subtitles | و إنّ نسيتِ أنّني عضضتكِ، فسيكون هذا عظيماً ، لأنّني سأنس ذلك. |
Oh, harika olacak. Sunumlarda son dakika değişiklerinden daha... gaza getirici birşey olamaz | Open Subtitles | سيكون ذلك عظيماً فما من شيء يماثل تغيرات اللحظة الأخيره لتنشيط العرض التقديمي |
Tabii. Eğer yarın sabah 8'de teslim edebilirseniz harika olur. | Open Subtitles | بالطبع, اذا بإمكانك تسليمي في الساعة 8 صباحاً سيكون عظيماً |
Yani, güzel orallar yaşadım ama onu harika yapacak nedir bilmiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أعني، حظيتٌ برأسٍ ممتاز لكن لا أعلم ما يجعله عظيماً |
Şurada birkaç yat ve bir dinlenme yeri harika durmaz mı? | Open Subtitles | لَنْ يَبْدوَ عظيماً مع القليل من اليخوت ؟ و مُنتجعاً هُنّاك |
Peki, o büyük bir gösteri koymak son bir gece, . | Open Subtitles | حسناً ، تلك التي من ليلة البارحة لقد قدمت عرضاً عظيماً |
Eğer bir günlüğüm olsaydı, bu gün benim için büyük bir gün olurdu. | Open Subtitles | تَعْرفُ ,لو كانت لدي القدرة علي الدفاع لكان هذا اليوم عظيماً بالنسبة لي |
İlk görüntüleri gördükten sonra bunun büyük bir olay olacağını anlamıştım. | Open Subtitles | حالما قمت ببيع أول شريطين للجرائم عرفت أن ذلك سيكون عظيماً |
mükemmel bir alkolik değildim. İyi bir alkoliktim. | Open Subtitles | لم أكن سكّيراً عظيماً بل كنت سكّيراً جيّداً |
Yani bu harikaydı, ya da utanç vericiydi ya da saçma. | Open Subtitles | لذا ، كان ذلك عظيماً أو محرجاً ، مهيناً ، غريباً |
Ailedeki herkes muhteşem ve gizemli bir hazine olduğunu bilir. | Open Subtitles | جميع من بالعائلة كانوا يعرفون بأنّ هناك كنزاً أسطورياً عظيماً |
Kurtları araştırmak için çok büyük bir bağlılık ve müthiş bir kararlılık gerekir. | Open Subtitles | يُتطلّب التزاماً كبيراً وتكريساً عظيماً لدراسة الذئاب. |
Yeterince şey yaptınız, efendim. Bu koşullar altında bile çok iyi Kaptandınız. | Open Subtitles | لقد قمت بما فيه الكفاية يا سيدي وكنت قائداً عظيماً بالنظر للظروف |
Fakat DNA'yı bu kadar önemli kılan şey nedir? | TED | ولكن ما الذي يجعل الحمض النووي عظيماً للغاية؟ |
Seni Monterey'deki sevgililerin hafta sonuna götürmek için kandırdım ve süper sonuçlandı. | Open Subtitles | خدعتكِ لقبول عطلة نهاية الأسبوع للأزواج في مونتيري, ولقد بدا ذلك عظيماً. |
Ardından internet tarayıcısı ortaya çıktı. Tarayıcı güzeldi, ancak biraz ilkeldi ve çok dar bir bant genişliğine sahipti. | TED | ومن ثم ظهر المتصفح، المتصفح كان عظيماً لكن المتصفح كان جداً بدائي، المحتويات التي يعرضها كانت محدودة |
Bakın, o çok iyi bir oyuncu olacaktı. Şüphem yok. | Open Subtitles | اسمعا، لقد كان سيصبح لاعباً عظيماً لا شك فى هذا |