Karen, şu cipsler gene makinada takıldı. | Open Subtitles | كارين ", رقائقي علقت في آلة البيع مرة آخرى " |
Şehire alışveriş için inmişti, trafiğe takıldı, bir sonraki trenle gelicek. | Open Subtitles | كانت في متجر في المدينة علقت في وسط الزحام -ستستقلّ القطار القادم |
Zaman makinem boğazına takıldı. Olur öyle. | Open Subtitles | سفينة الزمن الخاصة بي علقت في حنجرتك. |
İkiniz de çocukken bu oyunu çok oynamış olmalısınız, onun bilinçaltında kalmış. | Open Subtitles | لابُد أنكم كُنتم تلعبونها كثيراً كأطفال وقد علقت في اللاوعي الخاص به |
Yanlışlıkla yuttuğu bir sent boğazında takılmış kalmış. | Open Subtitles | لقد ابتلعت عملة معدنية، وقد علقت في حنجرتها. |
Olur da, birkaç gün önce asansörde mahsur kaldım. | Open Subtitles | ، قد يمكن ذلك ولكن منذ بضعة أيام أنا قد علقت في مصعد |
- İp parmaklıkların orada bir yere sıkıştı. | Open Subtitles | الحبال علقت في شيء ما عند نهاية الدرابزين |
Trafikte sıkıştım kaldım. | Open Subtitles | مرحبا الس، لقد علقت في ازدحام مروري لساعة و نصف |
Uçurtmam çite takıldı. O da elini kesti. | Open Subtitles | لقد علقت في السور وقد جرح يده |
Yırtık elbiselerim kahve masasına takıldı. | Open Subtitles | ملابسي البالية علقت في طاولتك |
Voleybol filesine takıldı. | Open Subtitles | لقد علقت في شبكة كرة السلة |
Voleybol filesine takıldı. | Open Subtitles | لقد علقت في شبكة كرة السلة |
Epey yüksek bir yere takıldı ve... | Open Subtitles | لقد علقت في مكانٍ عالٍ |
Evet, imza gününe takıldı. | Open Subtitles | أجل, لقد علقت في توقيع الكتاب |
Zaman makinesinde sıkışıp kalmış dişli bir kadınla ilgili ve kurtulabilmek için tarihin çeşitli zamanlarında savaşıp duruyor. | Open Subtitles | تحكي القصة عن فتاة خارقة للعادة علقت في آلة للزمن وتصارع للعودة إلى حقب تاريخية مختلفة |
Sakızın içinde erkek kaynaklı örnekler kalmış. | Open Subtitles | العينات الذكورية علقت في اللبان |
Holland Tüneli'nde trafikte tıkılı kalmış.. | Open Subtitles | او لقد علقت في زحام نفق هولندا |
O yol yapımı yüzünden, dostum iki saat boyunca trafikte mahsur kaldım. | Open Subtitles | فيالخارجهناك يا رجل، أنا علقت في الزحام لساعتين. |
Sabahın dördünde, bir malzeme ofisinde mahsur kaldım. | Open Subtitles | علقت في المتجر الساعه 4 صباحا .. |
Çöp öğütücü. sıkıştı, içine elimi soktum ve çalışmaya başladı. | Open Subtitles | علقت في صارف النفايات اشتغل ويدي بداخله |
Yine oyuncak kutusunda sıkıştı. | Open Subtitles | لقد علقت في فتحة الجوائز مجدداً |
Özür dilerim geç kaldım, tuvalette sıkıştım. | Open Subtitles | آسف لتأخري، لقد علقت في الحمام |
Marge, inanması zor olabilir ama iki tane otomat makinasının arasına sıkıştım. | Open Subtitles | (مارج) قد يصعب عليك تصديق هذا لكن علقت في آلتين للبيع |