ويكيبيديا

    "علمت أنها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olduğunu biliyordum
        
    • bildin
        
    • biliyordun
        
    • olduğunu anladım
        
    Başında bir sıkıntı olduğunu biliyordum ama ona yardım edememek beni çok üzüyordu. Open Subtitles علمت أنها ستقدم علي فعل شئ ما، وهذا يقتلني أنني لم أستطع مساعدتها.
    Yalana kanmayacak biri olduğunu biliyordum. Open Subtitles علمت أنها ليست من النوع الذى يتقبل الكذب
    Yalana kanmayacak biri olduğunu biliyordum. Open Subtitles علمت أنها ليست من النوع الذى يتقبل الكذب
    Tanrım, dostum, o kurşun... nerden bildin? Open Subtitles يا إلهي .. تلك الرصاصة يا رجل .. كيف علمت أنها ستُطلق؟
    Madem çalındığını biliyordun neden iade etmedin? Open Subtitles إن علمت أنها مسروقة لما لم تقومي بإعادتها ؟
    Fakat bakire olduğunu duyduğumda fazladan yardıma ihtiyacı olduğunu anladım. Open Subtitles لكن لحظة سماعي عن عذريتها علمت أنها تحتاج مساعدةً إضافية
    Onu eve ben götürmeliydim. Sarhoş olduğunu biliyordum. Open Subtitles كان يجب أن أوصلها عندما علمت أنها مخموره
    Onun yanlış DVD olduğunu biliyordum. Open Subtitles لقد علمت أنها الإسطوانة الخاطئه من اللحظة التي شغلتها فيها.
    Sana rastladığım andan itibaren Bunun kaderimiz olduğunu biliyordum. Open Subtitles مُنذ اللحظة التي قابلتك بها علمت أنها كان مُقدر لها الحدوث
    Yardıma ihtiyacı olduğunu biliyordum. Birkaç kasaba ötedeki tesisi buldum. Open Subtitles ...علمت أنها تحتاج للمساعدة لذا وجدت مصحة تبعد بضعة مدن
    NYPD'yi federal bir tatbikata çağırmanın salakça bir fikir olduğunu biliyordum. Open Subtitles علمت أنها فكرة غبية بدعوة شرطة نيويورك لتدريب فيدرالي
    Polisler kendi kuyruklarını kovaladığında kendi başına hareket etmenin an meselesi olduğunu biliyordum. Open Subtitles حالما جعلت الشرطة يطاردون أذيالهم، علمت أنها ستكون مسألة وقت فقط قبل أن تقوم بشيء بنفسك
    Kendime bunun daha büyük bir iyilik için olduğunu söyledim ama içten içe bunun bir yalan olduğunu biliyordum. Open Subtitles أخبرت نفسي بأن هذا كان من أجل المصلحة العامة لكن في قرارة نفسي ، علمت أنها كذبة
    Oralarda bir yerde olduğunu biliyordum. Open Subtitles لقد علمت أنها هناك , في مكانٍ ما
    Gördüğüm ilk andan beri Deva'nın benim kızım olduğunu biliyordum. Open Subtitles علمت أنها إبنتي منذ أن وقعت عيناي عليها
    Onu bulmanın an meselesi olduğunu biliyordum. Open Subtitles علمت أنها مجرد مسألة وقت ويجده
    - Onun için fazla seksi olduğunu biliyordum. Open Subtitles علمت أنها كانت مُثيرة للغاية بالنسبة له
    - Kurutucu da buldum. - Tanrım. - Nereden bildin benim olduğunu. Open Subtitles وجدتها عند المجفف يا إلهي كيف علمت أنها لي؟
    Peki, oraya gideceğini nereden bildin? Open Subtitles كيف علمت أنها ستذهب إلى هناك؟
    Mara'nın gardiyanı olmaya gönüllü oldun çünkü sevdiklerini korumanın tek yolunun bu olduğunu biliyordun. Open Subtitles لتكون بمثابة وحدة تحكم أنت تطوعت لتكون سجان مارا لأنك علمت أنها كانت الطريقة الوحيدة لحماية من
    Eğer haber kaynağını sorarsak Ellen'ın kendini hapse attıracağını nereden biliyordun? Open Subtitles كيف علمت أنها ستضع نفسها في السجن إذا طلبنا أصول مقابلاتها بدون تنقيح؟
    İşe başladığı gün hırsız olduğunu anladım. Open Subtitles علمت أنها كانت سارقة في اليوم الذي بدأت فيه.
    Sonra sırrımı açığa çıkarmaya yaklaşınca haklı olduğunu anladım. Open Subtitles لذا فمع إقترابك من كشف سري علمت أنها كانت مُحقة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد