Kendisinin bir hırsız olduğunu Bildiği zaman,asla bir hırsızı yakalamayacaklarını biliyorum . | Open Subtitles | أثق بالشرطي الذي لا يقبض على اللص في حالة علمه بأنه لص |
Bu uzun zaman önce başrahibin de Bildiği bir şey. | Open Subtitles | و هذا شىء قد علمه كبير الأساقفه منذ زمن بعيد |
Babam böyle öğretti ve böyle sağ salim büyüdüm. | Open Subtitles | هذا ما علمه أبى لي وهذا ما عاد عليَّ بالفائدة. |
Film, çocuğun izni olmadan, hatta haberi bile olmadan, İnternet'e düşmüştü. | TED | الفيلم، بدون إذنه ، أو دون علمه في البداية، وجد طريقه الى الإنترنت. |
#Alçakgönüllülüğün tüm dünyaya miras kalması gerektiğini öğret ona. Bu ülke hariç. | Open Subtitles | يا سيدي , أيها الطفل المقدس علمه بمشيئتك أن الطيبون هم من يرثون هذه الأرض |
Salif'in oğluna öğrettiği herşey bir kaç dakika içinde test edilecek. | Open Subtitles | كل ما علمه صلف لابنه سيتم اختباره في الدقائق القليلة القادمة |
Demek istediğim, ona çalmayı ben öğrettim. | Open Subtitles | انا اعني بانني انا الشخص الذي علمه السرقة |
Ejderha ona Kensei olmayı öğretmiş. | Open Subtitles | , علمه التنين إلى أن أصبح خارقاً فارس السيف |
Bildiği kadarıyla, şu an Dünya'da hiçbir Asgard'lı yok. | Open Subtitles | على حد علمه , لايوجد هناك أسغارد حالياً على الأرض |
Onu seviyorsan acele et. Bildiği için prensin kalbini çıkardı... | Open Subtitles | اسرع, إن كنت تحبها, ضرب قلب الأمير, بما علمه ... |
Kevin burada çalıştığını Bildiği için her şey çok daha normal bir hâle girdi. | Open Subtitles | معك حق، كل شيء أصبح طبيعي منذ علمه بعملك هنا |
Hapishane ona sahte gülümsemeyi, ve iki yüzlü kurnazlığı öğretti. Uşaklığı, yağcılığı, dalkavukluğu. | Open Subtitles | فالسجن علمه الخبث، النفاق، التزلف، المراوغة، التذلل |
Hapishane ona sahte gülümsemeyi, ve iki yüzlü kurnazlığı öğretti. Uşaklığı, yağcılığı, dalkavukluğu. | Open Subtitles | فالسجن علمه الخبث، النفاق، التزلف، المراوغة، التذلل |
Ama bence bu, ona hayatın ne kadar değerli olduğunu öğretti, ve en son gününe kadar da her gününü dolu dolu yaşadı. | Open Subtitles | ولكن هذا قد علمه كيفية تقدير الحياه, بالاضافة الى انه كان يعيش حياته يوما بيوم,وكأنه يومه الاخير. |
Zavallı çocuğun haberi bile olmadan bombayı ona taşıtmış. | Open Subtitles | جعل ذلك المسكين يحمل قنبلة بدون علمه حتّى |
Yetkiyi devretti. Onun haberi olmadan bazı inisiyatifler aldım. | Open Subtitles | إنه يفاوض، وقد قمت ببعض المبادرة بدون علمه |
Diğer Bayan G'ye nasıl tapılacağını öğret patron. | Open Subtitles | نعم ، علمه كيف يبجل الليدى جاجا الاخرى ، رئيس |
Her şeyi bana o öğrettiği için, ...insanlar bana garip isimler takabilirler ama hiç kimse bana serseri diyemez. | Open Subtitles | بسبب ما علمه لي يدعونني غريب الأطوار ولكن لا احد يدعوني بالرعاع |
Bu numarayı ben öğrettim. Bunu ben de yapardım. | Open Subtitles | أنا من علمه هذه الحركة |
Dublörünün de büyük babası öğretmiş ona. | Open Subtitles | حسنا، جد نسختك قد علمه القيام بذلك أيضا |
Eğer profesörüm arkasından iş çevirdiğimi öğrenirse dersten atılırım. | Open Subtitles | و اذا علمَ أستاذي بالحقوق أنني ذهبت دون علمه عندها سأتعرض للطرد من الصف |
Babam her zaman ordunun ona nasıl disiplini öğrettiğini anlatır. | Open Subtitles | أبي يتحدث دوماً كيف أن الجيش علمه الانضباط |
Kendi içgüdülerime güvenemezsem Pilcher'ın bana öğrettiklerine güvenemezsem ne iyiliğim kalır? | Open Subtitles | ...إن لم أستطع الوثوق بحدسي وأعتمد على ما علمه (بيلشر) لي بماذا سأكون جيد |
Kesinlikle ve elbette ki bilgisi olmadan onlardan da örnekler aldım ve.. | Open Subtitles | نعم. و حتى اتأكد فقد أخذت منها عينات أيضا بدون علمه و عندما تسنح لي الفرصة |
Kesinlikle yasak olduğunu bilmeden, benden kan almak istedi. Annem şoke oldu. | Open Subtitles | وعرض ان يسحب من دمي من غير علمه اني ممنوعه عن ذلك |
arkasından iş çevirdiğimizi düşünsün istemedim. | Open Subtitles | حسنا , لم اشأ يعتقد اننا نخرج من دون علمه او ما شابه |