ويكيبيديا

    "على أنها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olduğuna dair bir
        
    • olduğunu gösteriyor
        
    • olarak kabul
        
    • olduğuna karar verdi
        
    • olarak tanımladı
        
    Şimdiye kadar ritüalist bir cinayet olduğuna dair bir iz yok. Open Subtitles إلى حد الآن لا مؤشرات على أنها جريمة شعائرية.
    Başının dertte olduğuna dair bir şey hissettiniz mi? Open Subtitles هل كان هناك أي علامة على أنها في مشكلة؟
    Kromozom testleri bunun bir erkek kulağı olduğunu gösteriyor. Open Subtitles الاختبارات الكروموزومية تظهر على أنها أذن ذكر
    Leğen kemiği kemeri ve kafatası kemiklerinin dikişe benzeyen ek yerleri ergenlik çağı öncesine ait olduğunu gösteriyor. Open Subtitles الحوض والجمجمة تدل على أنها في مقتبل المراهقة
    FORTRAN uzmanı olarak elektronik hesaplama öncülüğünde NASA'daki en parlak zekalardan birisi olarak kabul edildi. Open Subtitles وكخبيرة في لغة فورتران، في مجال الحوسبة ،الإلكترونية ينظر إليها على أنها واحدة من ألمع العقول في وكالة ناسا.
    Polis ihbarların aurora ışıkları olduğuna karar verdi. Open Subtitles وقد أصرفت الشرطة النظر عن هذه التقارير على أنها أثار الشفق القطبي
    Bu kişi kendini orta sınıf bir ev hanımı olarak tanımladı. TED الشخصية الأولى صُنفَت على أنها ربة منزل من الطبقة الوسطى.
    Orada, belki nerede olduğuna dair bir ipucu bula... Open Subtitles من هناك , ربما يمكننا إيجاد دليل على أنها كانت ...
    Cadı olduğuna dair bir kanıtınız var mı? Open Subtitles ما الدليل الذي لديكم على أنها ساحره؟
    İnsan olduğuna dair bir hatırlatma. Open Subtitles تذكير على أنها إنسانة.
    - Orada olduğuna dair bir kanıt var mı? Open Subtitles أي دليل على أنها كانت هناك ؟
    Büzülmeler, bıçak yarası olduğunu gösteriyor. Open Subtitles و هي مجعدة مما يدل على أنها أُحدثت بواسطة سكين
    Göğüsündeki gözenekli kaburga, 30'larında olduğunu gösteriyor. Open Subtitles أضلاع عظام الصدر المسامية تدل على أنها في الثلاثينات
    Kafatası yapısı 30'larında olduğunu gösteriyor. Open Subtitles الأخاديد القحفية تدل على أنها في الـ30 من العمر
    Bunu bir aksiyom olarak kabul ediyorum. Open Subtitles سأقبل ذلك على أنها حقيقة بديهيَّة.
    Thelma ve Louise, hayır'ı bir cevap olarak kabul eder miydi? Open Subtitles هل سيأخذ "ثلما ولويس" كلا على أنها إجابة؟
    Özel haberde, polis, Victor Şelalesi'nin yakınlarında bulunan kemik kalıntılarının Willam Kern olduğuna karar verdi. Open Subtitles في حدث حصري، الشرطة تعرفت على البقايا التي وجدت من قبل المتجولين قرب شلالات فيكتور الشهر الماضي على أنها بقايا(ويليام كيرن)، بروفيسور الكيمياء الحيوية
    Kyle, ne oldu? Polis, Victor Şelalesi'nin yakınlarında geçen ay bulunan kemik kalıntılarının Willam Kern olduğuna karar verdi. Open Subtitles الشرطة تعرفت على البقايا التي وجدت الشهر الماضي على أنها بقايا(ويليام كيرن)...
    Donanma istihbaratı binayı bir isyancı hücre evi, bir sığınak olarak tanımladı. Open Subtitles الاستخبارات البحرية حددت الوحدة على أنها منزل آمن للمسلحين, ملجأ
    Ralph Waldo Emerson dili "fosil şiir" olarak tanımladı. TED يقول " رالف والدو إيميرسون " واصفاً اللغة على أنها شعر إحفوري

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد