ويكيبيديا

    "على الشهادة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tanıklık etmeyi
        
    • ifade vermeye
        
    • Tanıklık için
        
    • tanıklık etmek
        
    • ifade verdirirlerse
        
    • şahitlik
        
    Bu adam mertçe, iki hafta içinde bu davada tanıklık etmeyi kabul etti. Open Subtitles بشجاعة ، وافق هذا الرجل على الشهادة قبل أسبوعين من تلك القضية
    Kızım Max'e karşı tanıklık etmeyi kabul etti, organizasyonda kim varsa tüm isimleri verecek. Open Subtitles ابنتي توافق على الشهادة ضد ماكس و تقديم أسماء الجميع في منظمته
    Ve İş Üretme Kanunu uyarınca ifade vermeye zorlanamaz. - Kürsüye gelebilir miyiz? Open Subtitles ونظراً لقانون العمل ,لا يمكن إرغامه على الشهادة
    Tanıklık için itirazınızı o zaman yapmanız gerekirdi. Open Subtitles لذا أيّ اعتراض على الشهادة كان ينبغي أن يتمّ حينها
    Savcılık Bay Goodman'ın bu davada benim için araştırma yaptığını biliyor, ve çalışma yasalarına göre tanıklık etmek zorunda bırakılamaz. Open Subtitles الإدعاء يعرف أن "جود - مان" هو محققى الخاص فى هذه القضية ونظراً لقانون العمل ,لا يمكن إرغامه على الشهادة
    Eğer bana ifade verdirirlerse, kefalet parası gider. Anladınız mı? Open Subtitles إذا أجبروني على الشهادة, فستختفي أموال الكفالة أتفهمين!
    Tam olarak emin değilim, ama Bayan Hagan ona yalancı dedi ve o da karısına vurdu. Bizim için şahitlik yapmaya karar verdiği zaman çok üzüntülüydü. Open Subtitles لقد أصيبت بحزنٍ شديد عندما وافقت على الشهادة لنا.
    Vibora Ruiz'i buldum. Lobos'a karşı tanıklık etmeyi kabul etti. Open Subtitles وجدت (فيبورا رويز) ووافق على الشهادة ضد (لوبوس)
    Tıpkı... House'a karşı tanıklık etmeyi kabul etmen gibi. Open Subtitles أنك وافقت على الشهادة ضد (هاوس) مثلاً
    Tıpkı... House'a karşı tanıklık etmeyi kabul etmen gibi. Open Subtitles أنك وافقت على الشهادة ضد (هاوس) مثلاً
    Darby, Ames aleyhinde tanıklık etmeyi kabul etti. Open Subtitles (داربي) وافق على الشهادة ضد (ايمز)
    Darby, Ames aleyhinde tanıklık etmeyi kabul etti. Open Subtitles (داربي) وافق على الشهادة ضد (ايمز)
    Beni, kocamın aleyhinde ifade vermeye zorlayamazsınız. Open Subtitles ولا تستطيعين إجباري على الشهادة ضدّ زوجي.
    Vahşi suç kurbanını, ortaya çıkıp ifade vermeye ve muhtemelen hayatını mahvetmeye zorlamayacağız. Open Subtitles اسمع، نحن لن نجبر ضحية على الشهادة عن طريق الإشهار به وربما إفساد حياته كلها
    Tanıklık için itirazınızı o zaman yapmanız gerekirdi. Open Subtitles لذا أيّ اعتراض على الشهادة كان ينبغي أن يتمّ حينها
    Çünkü o zaman çocukluğumla ilgili tanıklık etmek zorunda kalacağım. Open Subtitles لأنه عندها سيجبرونني على الشهادة بشأن طفولتي
    Bakalım, tanıklık etmek isteyecek biri çıkar. Open Subtitles لأرى أذا وافق أحدهم على الشهادة
    Eğer bana ifade verdirirlerse, kefalet parası gider. Anladınız mı? Open Subtitles إذا أجبروني على الشهادة, فستختفي أموال الكفالة أتفهمين!
    İkinci olay, ilk olay hakkındaki şahitlik haklarınızı tehlikeye atabilir. Open Subtitles الخطاب قد يفسد قدرتك على الشهادة في الاولى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد