İddiaya göre yer çekimi, kafasına bir elma düştüğünde aklına gelmiş. | Open Subtitles | يفترض أن الفكرة لمعت بذهنه . عندما سقطت على رأسه تفاحة |
Umarım bunu yapan kişiyi bulur ve kafasına bir tane sıkarsınız. | Open Subtitles | آمل أن تقبضوا على مَن فعل هذا وتطلقون رصاصة على رأسه |
sular onu siyah kobraya taşıdı siyah kobra onun kafasına geldi | Open Subtitles | يحمل الماء معه كوبرا سوداء الأفعى لها تاج ذهبي على رأسه |
Babasının Kafasını mermer bir kül tablasıyla ezdi. | Open Subtitles | فقامت بضرب أبيها على رأسه بمنفضة رماد من الرخام |
Eğer sadece kafasının üzerine düşseydi o zaman bu semptomlar görülmezdi. | Open Subtitles | نعم، إن كان فقط سقط على رأسه ما كانت لتصيبه تلك الأعراض |
Eskiden insanlara çocukken onu kafa üstü düşürdüğümü söylerdim. | Open Subtitles | كنت أقول للناس بأنني أوقعته على رأسه وهو صغير |
Her neyse, şu yaratık başında bir kafatasıyla tam burada karşılaştı. | Open Subtitles | على أية حال، ذلك السنجاب ركض نحوهم وهو يحمل جمجمة على رأسه |
Bir gece anneme vurdu ben de adamın kafasında bir sandalye kırdım ve... ..annem polis çağırdı... benim için. | Open Subtitles | ذات ليله ، كان يضربها .. ثم ضربته بكرسي على رأسه وعندها اتصلت بالشرطه ، لتبلغ عني |
Evet, sonra beyaz atlı şövalye sahneye çıktı, kafasına bir boruyla vuruldu ve pencereden atıldı. | Open Subtitles | ضرب بعدها على رأسه بواسطة الأنبوب و قذف من النافذة بعدها تختبىء كيلي |
Amerikalılar gelirse kafasına bir kurşun sıkacağım. | Open Subtitles | إن جاء الأمريكيين, سوف أطلق رصاصة على رأسه |
Kanı hissettim, arkamı döndüm ve kafasına bir tane indirdim. | Open Subtitles | أحسست بالدم و هو ينزل و إلتفت و ضربته على رأسه |
onun kafasına benim kurşun sıkmam gibi bir şey. | Open Subtitles | يبدو هذا كأني وضعت المسدس على رأسه بنفسي. أتفهمين؟ |
Eğer onun kafasına bir kez daha vurursan bunun ona son vuruşun olabileceğini anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أجعلك تفهم أنّك لو ضربته على رأسه ثانية، فيُمكن أن تكون الأخيرة. يمكن أن يكون آخر واحد. |
Babasının Kafasını mermer bir kül tablasıyla ezdi. | Open Subtitles | فقامت بضرب أبيها على رأسه بمنفضة رماد من الرخام |
Cinsiyet ayrımı yaptığımdan değil ama kızlardan birisi alsın şunu elimden yoksa kafasının üzerine düşüreceğim. | Open Subtitles | لست متحيزاً للرجال, لكن هلا اخذته احداكما مني قبل ان اسقطه على رأسه |
Çocuk katilinin biri kendini o kadar kötü hissetmiş öyle bir duruma gelmiş ki, üst ranzadan kafa üstü atlama balıklama dalma noktasına gelmiş. | Open Subtitles | الآن ، شعر قاتل الأطفال ذاك بأنه لم يكُن مُرحب به هُناك ووصل إلى مرحلة ، كان يقفز أو يسقط أرضاً على رأسه من أعلى سريره |
Bir adam giriş yapmıştı, başında bir yara vardı. | Open Subtitles | كان هنالك رجل حجز في ذلك الوقت لديه كدمة على رأسه |
Tabikide garip bir görünümü var Saçlarını hep traşlı tutar. kafasında bir yara izi var. | Open Subtitles | يبدو غريباً بالطبع يا سيدي إنه أصلع ، لديه ندبة على رأسه |
Seni onlar kaçırmadıysa, o kadın niye adamın Başına bir tüfekle vurdu? | Open Subtitles | إذا لم يخطتفوكى لماذا على وجه الأرض هذة المرأة ضربت هذا الرجل على رأسه بالبندقية |
Dalga geçti ve onu kafasından vurdum. | Open Subtitles | و لذا فقد قام باحدى تلك الحركات الساخرة فما كان مني الا أن ضربته على رأسه |
Onları tutuklarken bir tanesini beyni dağılana kadar copladık. | Open Subtitles | بعدأنألقيناالقبضعليهما... ضربنـا أحدهمـا على رأسه ... حتى برز مخـه للخارج. |
Kafasından aşağı benzin döker ve kendini ateşe verir. | Open Subtitles | يجعل شابات يسكبان الوقود على رأسه و, ويضرم النار في نفسه |
Bire bir ölçüde. Bu tankın önünde biseklete binen bir adam var ve kafasının üstüne bir ekmek sepeti. Herhangi yoldan geçen birine bu görüntü bir sorun yaratmıyor. | TED | أمام هذه الدبابة هناك رجل على دراجة وسلة خبز على رأسه. وبالنسبة لأي عابر فإنه لا يوجد أدنى مشكلة في الرسم. |