ويكيبيديا

    "على شيء" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir şeyler
        
    • şey için
        
    • şey üzerinde
        
    • hiçbir şey
        
    • - Bir şey
        
    • şey üstünde
        
    • şey yok
        
    • bir şey var
        
    • şeyler için
        
    • bir şeyin
        
    • bir şeyim
        
    • şeye
        
    • bir şeyi
        
    bir şeyler yeriz, tabancayı alırız, sonra da herkes kendi yoluna gider. Open Subtitles سنحصل على شيء لنأكله ستحصل على المسدس وبعدها كل منا يذهب بطريق
    Ve görünüşe göre, benim dışımda herkes bir şeyler alıyordu. Open Subtitles و يبدو أن الجميع كانوا يحصلون على شيء فيما عداي
    24 saat önce benim olan bir şey için kredi almamı mı bekliyorsun? Open Subtitles هل تريدني أ، آخذ قرضاً على شيء كان ملكي مجاناً قبل 24 ساعة؟
    Bu binadaki birisi buna benzer bir şey üzerinde çalışıyor. Open Subtitles شخص ما في هذا المبنى يعمل على شيء مثل ذلك
    Boşandıktan sonra hiçbir şey almadım dediğimi hatırlıyorsun değil mi? Open Subtitles أتذكر عندما أخبرتك أنني لم أحصل على شيء عند الطلاق؟
    - İyi bir teori ama olmadı. - Bir şey bulamadık. Open Subtitles إنّها نظرية جيّدة، لكنّها ليست كذلك، لم نحصل على شيء.
    Bu yüzden de gerçek bir şeyler yapmamayı tercih ediyorsun ki umuda tutunabilesin. Open Subtitles لذا ستتخلى عن فرصة الحصول على شيء حقيقي كي تتمكن من التمسّك بالأمل
    Babamın bu alette ne yaptığını öğrenmem lazım çünkü bir şeyler karıştırıyor. Open Subtitles ماذا مان ابى يفعل على هذا الشيء؟ لانة ينوى على شيء ما
    Kâtip hakkında bir şeyler bulduk. Frank Gephart hakkında duvara tosladık. Open Subtitles حصلنا على شيء على الموظف اننا لم نصيب في امر فرانك
    Ne kadar bakarsam bakayım, burada yanlış giden bir şeyler var. Open Subtitles لا يهم كيف أنظر اليه لكن حصلت على شيء خاطئ هنا
    İş gezisinden döndüğümde, görüşmemiz gerektiği ve bazı çabollarla ilgili bildirilmesi gereken önemli bir şeyler olduğunu belirten mesajınızı aldım. Open Subtitles بعد رحلتي وجدت هذه الرسالة النصيـة واستلمتــها قالت يجب ان نلتقي وانك اردتي ان تطلعني على شيء مهم بشأن الاثرياء
    Kullanılabilir bir kanıt bırakmayacağım fakat o bir şeyler buldu. Open Subtitles لن أترك أية أدلة نافعة ولكنها عثرت على شيء ما
    Sen de öldürmedin. Elinde olmayan bir şey için kendini suçlama. Biliyorum. Open Subtitles ولا أنت يا بني، لا تلم نفسك على شيء خارج عن سيطرتك
    Tanışmamızdan yıllar evvel yaptığım bir şey için beni cezalandıramazsın. Open Subtitles لا يمكنكِ معاقبتي على شيء فعلته قبل سنوات من إلتقائنا
    Web geliştiricisi olarak çalıştığım işimde benden daha büyük olma ihtimali olan bir şey üzerinde çalıştığımı hissetmiyordum. TED خلال عملي كمطوّر مواقع، لم أشعر بأنني أعمل على شيء هام.
    Söylentilere göre orada çok büyük bir şey üzerinde çalışıyorlar ve kimsenin bunu öğrenmesini istemiyorlarmış. Open Subtitles و تقول الشائعات أنهم يعملون على شيء مهم و لا يريدون أن يعرف أحد بماهيته
    Kızım kendi aklıyla hareket ett, hiçbir şey değişmeyecektir. Bunu biliorsun. Open Subtitles إبنتي مادامت أصرت على شيء فهذا لن يتغير وأنت تعرف هذا
    - Bir şey bulacağımız da yok zaten. Open Subtitles حسنًا، ليس الأمر كما لو كنا في خطر من حصولنا على شيء.
    Asıl soru şu: Tavşandan daha tehlikeli bir şey üstünde çalıştı mı? Open Subtitles السؤال هو، هل عملت على شيء أكثر خطراً من الأرنب؟
    120 saatlik konuşma dinledik ama hâlâ bir şey yok. Open Subtitles تنصتنا لمدة 120 ساعة من اتصالاتهم ولم نحصل على شيء
    Halledecek onu, çünkü anlarsın işte onunla ilgili sinsice bir şey var elinde. Open Subtitles أوه انه سوف يتعامل لأنهُ كما تعلم انك حصلت على شيء غادر عليه
    İnsanlar sık sık yapmadıkları şeyler için suçluluk duyarlar genelde bunun temeli çocukluğa dayanır. Open Subtitles النـاس غـالباً مـا يشعرون بالذنب على شيء لم يفعلوه أسـاساً عـادة مـا يعود إلى طفولتهم
    Ama plastik bir şeyin üzerinde yattığım için zemini hissedemiyordum. Open Subtitles لم أشعر بالبلاطات لأني كنت ممدة على شيء مثل البلاستيك
    Hayır, trenle yapış yapış gelen bir şeyim var. Open Subtitles لا، أنا حصلت على شيء لزج القادمة على متن القطار.
    Ümitsizce başka bir şeye, herhangi bir şeye odaklanmaya çalıştım. Open Subtitles حاول أن تركز بشدّة على شيء آخر، أيّ شيء آخر
    Ama ben şu salak işten dolayı annemin o kadar baskısı altındayım ki sonunda çok çalıştığım bir şeyi elde ettim ve şimdi de yakalanacağım. Open Subtitles أنا فقط ، أنا فقط تحت ضغط كبير من أمي للحصول على تلك الوظيفة الغبية أخيرا أنا أعمل بجد للحصول على شيء و لكني سأخسره

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد