ويكيبيديا

    "على طاولة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • masa
        
    • masaya
        
    • masasındaki
        
    • masasının üstünde
        
    • bir masada
        
    • masanın üstüne
        
    • masanın üstünde
        
    • masası
        
    • masanın üzerine
        
    • masasının üzerine
        
    • masasının üzerinde
        
    • masasına
        
    • masamda
        
    • masasını
        
    • masasında bir
        
    Bir masa kapalım da fıçının dibini görelim cinsinden tatsız. Open Subtitles شائك مثل، دعنا نحصل على طاولة وبعض الجولات من الخمر.
    Alan, ayakkabıları masaya zımba tabancası tutturmaz geri zekâlılar tutturur. Open Subtitles إلن,مسدس الدبابيس لا يدبس الاحذية على طاولة القهوة الاغبياء يفعلو
    Otopsi masasındaki ayağında bot olan bacak kadar garip değildir Open Subtitles لنْ يكون غريباً بقدر قدمٍ مع حذاءٍ على طاولة تشريحي
    Hiç sanmıyorum. Hele ki tuvalet masasının üstünde rahmetli Çar'ın resmini tutuyorken. Open Subtitles بالكاد أظن ذلك سيدي المفتش، ليس وصورة القيصر الراحل على طاولة التزيين الخاصة بها
    - Başka bir masada otururum. Orada olduğumu bile bilemezsin. Open Subtitles ساجلس على طاولة اخرى انت لن تدرك حتى انى موجود
    Beni içeri aldıklarında bir masanın üstüne koyarlar. Open Subtitles عندما يُدخلوننى سيضعوننى على طاولة او ماشابه
    Yatağımın yanındaki masanın üstünde, elimden bir şey gelmeyen, ıslak halka hakkında mı? Open Subtitles حلقةُ الماء على طاولة سريري لا أستطيع القيام بشأن أي شيء لعين ؟
    Shaw'un masası için çok talep var. Open Subtitles لدينا طلبات كثيرة من أجل كرسي على طاولة السيدة لي و شوو
    Onun oturmasını mı bekleyeceksin yoksa masanın üzerine mi çıkacaksın? Open Subtitles هل ستظل تنتظره حتى يجلس أم ستقف على طاولة القهوة
    Şu rulet masasının üzerine bahse varım ki o kadar iyi çalmıyordur. Open Subtitles إنه لن يعزف جيدًا الجميع ممتد على طاولة القمار تلك
    Aslında pencereden onları bıraktığım yerde, yemek masasının üzerinde duruyorken görebiliyordum. TED في الواقع، أستطيع رؤيتها من خلال النافذة، على طاولة غرفة الطعام حيث تركتهم.
    Bu sadece beni ameliyat masasına yatırmak için uydurdukları birşeydi. Open Subtitles لقد كانت مجرّد أقاويل ذكروها لكي يضعونني على طاولة العمليات
    masa sekizdeki herif burgerini geri gönderip para ödemeden gitti. Open Subtitles الرجل على طاولة ثمانية إعادته له برغر وغادر دون دفع.
    Ve çalışmayı bir süre yürüttükten sonra, tüm çalışma arkadaşlarını masa etrafında toplayarak şöyle dedi, 'Peki, beyler, bir takım ön sonuçlara sahibiz. TED وبعد التجربة التي قام بها بمدة ملائمة جمع كل زملائه على طاولة واحدة وقال لهم " حسناً يا سادة لدي بعض النتائج الاولية
    masa başında oturdunuz ve bir çıkış yolu bulmaya çalıştınız demek. Open Subtitles سوف تجلس على طاولة كبيرة وتحاولإعادةحساباتك.
    Bu da seni ya ömrünün sonuna kadar hapse sokacak ya da iğneyle idam için bir masaya oturtacak. Open Subtitles والذي من شأنه إما أن يضعك في السجن مدى الحياة أو ملقي على طاولة بالإنتظار كي تعدم بالحقنة المميتة
    Tabii çay masasındaki genç bayan hariç. Open Subtitles ما لم يكون لتلك السيدة الشابة على طاولة الشاي.
    Soneji dosyası hala mutfak masasının üstünde mi? Open Subtitles ذلك الملف عن سونجى، هل ما زال على طاولة مطبخك؟
    Çıkar şunu buradan! Alçak bir masada duran bir mum mu bu? Open Subtitles اخرج هذا الشئ من هنا اهذه شمعة موضوعة على طاولة منخفضة ؟
    Sanat kısmı bana haritayı email ile yolladı, haritayı aldım, ışıklı masanın üstüne koydum, üstüne parşomen kağıdı koydum, ve üstüne çizgiler semboller gibi şeyler ekledim. Open Subtitles فريق الرسومات الفنية أرسل لي بريداً إلكترونياً يحتوى على الخريطة، فأخذتها ووضعتها على طاولة مضيئة فوق مجموعة من الرسومات ونتيجةً لذلك برزت بعض التشققات وخطوط للخريطة
    O arkadan atladı ve bir masanın üstünde uyandım. Open Subtitles .قفزعليّمنالخلف. و بعد ذلك استيقظت فوجدت نفسي على طاولة
    ikinizin bir otopsi masası üzerinde yemek yiyeceğinizi varsaymıştım. Open Subtitles أنا أفترض فقط بأنكما ستتناولان العشاء على طاولة لتشريح الجثث
    Cafe Napoleon'da onu büyük yuvarlak bir masanın üzerine koydular. Open Subtitles وضعوه على طاولة مستديرة كبيرة " في مقهى " نابليون
    Yiyecekler evcil hayvan çiftliğinin olması gereken yerdeki piknik masasının üzerine konulacak. Open Subtitles ضعوا الطعام على طاولة التنزه المكان الذي كان يجب أن يكون محلها حديقة حيوان ملاطفة
    Bir de makyaj masasının üzerinde duran en sevdiği parfümünü. Open Subtitles إنه على طاولة غرفة الملابس حسنا لا مشكلة
    Kalp takılacak kişi 6 saat içinde ameliyat masasına yatmalı. Open Subtitles يَجِبُ أَن ْتكونَ عِنْدَنا على طاولة العمليات خلال ستّ ساعاتِ.
    Annie Perasa: Mutfak masamda not yoksa yanlış bir şey olduğunu düşünürüm. TED آني بيراسا: لو لم يكن لدي ملاحظة على على طاولة المطبخ لقلت أن ثمة خطأ.
    Sokaklardan gelen bir kadının aile üyelerimizin masasını beklemesine izin mi verdin? Open Subtitles أنتِ قد سمحتِ لإمرأة من الشارع أن تخدّم على طاولة لأعضاء عائلتنا؟
    Bu akşam bu yemek masasında bir sürü yalan söylendi. Open Subtitles لقد قبلت الكثير من الأكاذيب على طاولة العشاء هذه الليلة،

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد