İnsanlar buna ordunun neden olduğunu söylüyorlar. Ama onlar Her şey için bunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يقول الناس أنّ الجيش يشوّش عليها لكنّهم يقولون هذا على كلّ شيء |
Fakat hiç adil değil. Yetişkinler Her şey için daima çocukları suçluyorlar. | Open Subtitles | لكن هذا غير عادل، الراشدون دوماً يلومون الأطفال على كلّ شيء |
Adım Ambar, Her şey için özür dilerim. | Open Subtitles | اسمعى أمبار ، أنا حقا جدا آسف على كلّ شيء |
Birisi cebinde peçete unutmuş ve Her şeye buIaşmış durumda. | Open Subtitles | أحدكم ترك منديل في جيبه، والآن يكرف على كلّ شيء. |
Annenizi gönderdiğim için üzgünüm. Herşey için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف لأنني أرسلت أمكم بعيداً آسف على كلّ شيء |
Seni Her şey için eğitir, bunun için eğitmezler. | Open Subtitles | قدّ دربوك على كلّ شيء لكنهم لمّ يدربوك على ذلك. |
Ve iki gün önce sen onun gözlerinin içine baktın ve bizim için yaptığı Her şey için teşekkür ettin. | Open Subtitles | وأنت نظرت لعينيه قبل يومين وشكرتهُ على كلّ شيء فعلهُ لأجلنا |
Tekrardan Her şey için çok üzgün olduğumu söylemek istedim. | Open Subtitles | مجدّدا ، أردت فقط القول بأنّني آسف جدّا على كلّ شيء |
Sana yarattığın Her şey için teşekkür ederiz. | Open Subtitles | شـكراً لكَ يا إلهـي على كلّ شيء |
- Her şey için teşekkürler Doktor. | Open Subtitles | شكراً يا حضرة الطبيب، على كلّ شيء |
Her şey için sağ ol. | Open Subtitles | ولكن أشكركَ مجدّداً على كلّ شيء |
Her şey için teşekkür ederiz. | Open Subtitles | شكراً لك على كلّ شيء لا شكر على واجب |
Yaptığın Her şey için teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | مرحبـًا - مرحبـًا - أنا فقط أردتُ أنْ أشكرك على كلّ شيء |
Her şey için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً على كلّ شيء وحظاً سعيداً، إتفقنا؟ |
Aramızda olan Her şey için ve olan diğer Her şey için seni affediyorum. | Open Subtitles | أتعلم، أنا أسامحك... على كلّ شيء حدث وعلى كلّ شيء... بيننا. |
Dün, Ralph'in başından geçmesine neden olduğum Her şey için özür dilerim. | Open Subtitles | أعتذر على كلّ شيء ساهمتُ به في ما مرّ به (رالف) اليوم. |
Her şey için çok büyüdün. Bana ihtiyacın yok. | Open Subtitles | أنتِ كبيرة على كلّ شيء ولستِ بحاجتي |
Yaptığım Her şey için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفٌ على كلّ شيء قد اقترفته |
Bu resepsiyonun misafir listesi için yaptığınız Her şeye çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً جزيلا لكِ على كلّ شيء فعلته لقائمة الضيوف لحفل الإستقبال هذا. |
Eve döndüğümden beri... başına gelen Herşey için özür dilerim senden. | Open Subtitles | أنا آسف.. على كلّ شيء حدث لكِ منذ عودتي للوطن. |
Odessa'daki herşeyi bir Rus çete kontrol ediyor. | Open Subtitles | تسيطر الغوغاء الروسية على كلّ شيء في أوديسا صغيرة. |
O zaman onlara istedikleri Her şeyi kabul edeceğimizi söyleyelim. | Open Subtitles | ثمّ لربّما نخبرهم أيضًا أنّ بإمكانهم الحصول على كلّ شيء. |