Görünüşe göre, o kadar kötü biriymiş ki, rahipleri ona karşı ayaklanmış. | Open Subtitles | على ما يبدو كان شرير جدا كهنته ثاروا ضدّه. |
Görünüşe göre bölgesel bir enerji kesintisiymiş. Okul bundan hiç etkilenmedi. | Open Subtitles | على ما يبدو كان هناك مشكلة في الكهرباء بالمنطقة، المجمع لم يتأثر |
- Görünüşe göre o Hannah ve annesi arasında notları taşıdı ve bu aklıma gelmedi. | Open Subtitles | على ما يبدو كان يمرر ملاحظات بين هانا وامها ولا اظن انهُ قال ذلك |
Belli ki, ihalede Queens'te fiyatı artan bir mülk için kapışıyordu. | Open Subtitles | حسنا , على ما يبدو كان يتنافس 818 00: 36: 32,734 |
Evet. Belli ki hakkında yanıldığı tüm o insanlarla arasını düzeltiyordu. | Open Subtitles | على ما يبدو كان يقوم بالتعويض على هؤلاء الاشخاص الذين خطأ في حقهم في الماضي |
Görünüşe göre ölen üç avukatımızın arasında süreci nasıl götüreceklerine dair iç anlaşmazlık varmış. | Open Subtitles | على ما يبدو كان هناك اختلاف بين محامينا الثلاثة الموتى على بعض تفاصيل القضية |
Çünkü Görünüşe göre birileri kütüphane kartımı haberim olmadan kullanıp kitapları geri götürmemiş. | Open Subtitles | لانه على ما يبدو كان احدهم يستخدم بطاقتي المكتبية بدون علمي ويستعير الكتب دون اعادتها |
Karaciğeri sağlıklıymış ama Görünüşe göre ölü kimlik kartlarında karışıklık olmuş ve Xavier'inki yer değiştirmiş. | Open Subtitles | كبده كان بحالة جيّدة و لكن على ما يبدو كان هناك بعض الإرتباك بإصبع القدم |
Görünüşe göre, dümen kurcalanmış. | Open Subtitles | على ما يبدو , كان العبث مع الدفة. |
Görünüşe göre ormandaki bir yerden uyuşturucu alırmış. | Open Subtitles | على ما يبدو كان يشتري مُخدّرات بكوخ ما. |
Görünüşe göre, bloglarda söylentiler vardı, ama- | Open Subtitles | على ما يبدو كان هناك تذمّر في المدونات. |
Görünüşe göre, hastaymış. | Open Subtitles | على ما يبدو كان مريضا. |
Görünüşe göre Beckworth ruhani şeylere oldukça ilgiliymiş. | Open Subtitles | و على ما يبدو كان (بيكوورث) متعمقاً بالأمور الروحانية |
Görünüşe göre, gönül ilişkisinden de fazlası varmış, Bayan Parker. | Open Subtitles | على ما يبدو كان هناك أكثر مِن العلاقة الغراميّة فحسب، سيّدة (باركر). |
Görünüşe göre Dublin'in geçmişteki haline dönüp babası gibi sefalet içinde ölme korkusu varmış. | Open Subtitles | حسناً ، على ما يبدو كان لدى (دبلن) مخاوف من العودة من جديد إلى براثن الفقر |
Henüz basın açıklaması yapmadılar ama Görünüşe göre dünkü depremle alakalı olağandışı bir durum var. | Open Subtitles | حسنًا، لم يصرحوا بالأمر للصحافة بعد، ولكن على ما يبدو كان هناك شيء غير اعتيادي.. -بشأن ذلك الزلزال الذي وقع بالأمس، رغم صغره حسنًا، مثل ماذا؟ |
Belli ki doğru niyet ve işareti yaptım. | Open Subtitles | على ما يبدو كان عِندي النية والبادرة الصحيحتين. |
- Belli ki bir tanesi vardı. | Open Subtitles | حسنا، على ما يبدو كان لديك واحد. |
Belli ki bazı karışıklıklar çıkmış. | Open Subtitles | وهم على ما يبدو كان المضاعفات. |